• basın yayın (medya) yoluyla yapılan iletişim.
    tanımdan çıkacağı gibi kitlelerin karşılıklı iletişim halinde bulunması gibi bir şey değildir. kitlelere bir şey iletmektir. aslında bu tek taraflı olduğu için tam anlamıyla iletişim bile sayılmaz. (iletim sayılır) televizyon karşısında oturur seyredersiniz, gazeteyi alır okursunuz. karşı tarafın sizin tepkilerini anında alma şansı yoktur. ama tanım böyle. hatta bunun bir fakültesi bile var. (iletişim fakültesi)
    (bkz: iletişim)
  • (bkz: haber alma)
  • marmara iletişim de bir zamanlar ünsal oskay'ın 1. sınıflara verdiği derslerden birisi idi.!*
  • aynı iletinin aynı anda çok sayıda insanla paylaşılmasıdır. tarih öncesinden beri süre gelen iletişimler kitle iletişimi çerçevesinde incelenir.

    bazı düşünürler kitle iletişimi kapitalizmin bir ürünü olduğunu söylerler. kitle iletişimini kapitalizm ile başlatmak insan gelişiminde en büyük onuru ve gururu kapitalizme vermektir.
  • çeşitli türdeki mesajların büyük ve dağınık bir kitleye bu amaç için geliştirilmiş araçlarla iletilmesi.
  • türkiye'de oluşturduğu en önemli şey 'vitrin' olan olgu.

    nedir bu vitrin ? vitrinlerle seçiyor ülke her şeyi. mesela sırrı süreyya önder diye bir adam çıkıyor. hemen vitrin oluşturuluyor, nedir mesela: solcu, halkın yanında, bakın şiveli konuşuyor, yani ? yani bizden biri 'elit' değil, bakın sinemacı, yani 'sanatçı'.

    peki söyledikleri ne ? somut olarak gerçekleştirdikleri, veya akla yatkın projeleri, önerileri, yapacakları ne ? bilmiyoruz, ilgilenmiyoruz bile. yalnızca 'vitrinlere' bakıyoruz.

    bir başka örneği de referandum idi. ne içeriyordu o referandum ? güçler ayrılığını yıpratıcı, yürütmenin yargıya vs. müdahale etmesini sağlayan neler neler içeriyordu ? ama ne dediler ? 'evren ve arkadaşları yargılanacak', 'darbecilerden hesap soruyoruz', '12 eylül'ün sorumluları hesap verecek' yani ? yine vitrine bakıldı ve 'evet' dendi.

    bir başka örneği de darbelerdir. evet, darbe kötüdür dendi. çünkü '12 eylül darbesi' kötüydü. e o zaman ? 28 şubat da askerler yaptığına göre kötü olmalıydı. e o zaman ? 60 darbesi de askerler yaptığına göre kötü olmalıydı. adnan menderes'i askerler astığına göre menderes iyi olmalıydı. yani yine 'vitrin', net olarak 'darbe ve asker hep kötüyü seçer' mantığı. (12 eylül darbesi ve sonrasının korkunçluğuna inanmadığımdan söylemiyorum bunu, yanlış anlaşılmasın) yani ne dediler bize ? herhangi bir darbe mağduru musun ? o zaman fiks bizimlesin, 28 şubat'da aynısıydı, menderes'in yaşadıkları da aynısıydı, gel bizimle ol, 'evet' de.

    bir başka örnek de suriye meselesi için verilebilir. batı ne yaptı ? esad diye bir vitrin oluşturdular. nedir bu 'esad' ? dikdatör, 'demokrasi'yle göreve gelmemiş, baskıcı, faşist, kan döken vs. vs. vs. yani içeriğe bakılmadan yine bir vitrin oluşturuldu. kime karşı savaşıyor esad ? karşıdakiler ne istiyorlar ? önemi yok ! önemli olan esad'ın vitrininin nasıl oluşturulduğu. karşı taraf 'özgürlük' ve 'demokrasi' istiyordur herhalde ...

    reklamlar da aynı şekilde buna hizmet ediyorlar ya da futbol programı yorumcuları mesela, bakıyorsunuz tiplerine 'takım elbiseli', 'şık', 'zengin yani başarılı' adamlar. muhakkak ki mühim ve ciddi meselelerden bahsediyor olmalılar. bakın yine vitrin. halbuki bahsettikleri şeyler, şu hayatta 'en son' umursamamız gereken şeyler bile değiller. adamlar da aynı şekilde.

    kısacası: artık herşey paket halinde. paketlere, vitrinlere bakıyoruz. hap gibi yutuyoruz. kimin ne yaptığı, gerçekte nasıl birisi olduğu mühim değil. kitle iletişimi onu size nasıl lanse ederse öyledir.

    peki ne olacak: bireyselleştikçe aşılacak veya olumsuz senaryo: işler daha da kötüleşecek, daha da köle olacağız.
  • çevrim içi iletişimden farkı etkileşimdir. çevrim içi iletişimde çift taraflı bir bilgi alışverişi söz konusu iken, kitle iletişiminde bu gerçekleşmez. sanayi devriminden önce toplumlarda kitle kavramı görülmez. toplumsal ilişki ağını sanayi devrimi yeniden şekillendirmiştir. sistem, insanların hayatlarına havalarını alacak supapları*** çok daha sonra yerleştirdi. üretim biçimlerinde ve sosyal haklarda yaşanan değişimler 'boş zaman' denilen olguyu da beraberinde getirmiş oldu. işte bu boş zaman kavramı kitle kültürünün oluşmasında çok büyük bir etken oldu*.

    insanlar günümüzde gerçekliği kitle iletişim araçları* kanalıyla algılar ve kendi öz yaşantısını bu kanal çerçevesinde şekillendirir. televizyonda görülen bir şey normalleşir ve dikey iletişim başarıyla gerçekleşmiş olur. bu kitle iletişim araçları vasıtasıyla oluşturulan kültür, her sabah kalkıp bizim yeniden ürettiğimiz yabancılaşmış bir kültürdür. bu yüzden toplumlar kitle iletişimi ve onun araçları yüzünden, bilgi hiyerarşisinde malumat toplumundan bir kademe bile üste çıkmakta zorlanacaklardır.

    düzeltme: imla
  • kitle iletişimi, sanayi devriminin yol açtığı büyük toplumsal dönüşümler; kapitalist işbölümü, meta üretimi, modern şehirlerin ortaya çıkışı, köyden kente göç, karar alma süreçlerinin merkezileşmesi, karmaşık ve evrensel kitle iletişim araçlarının ortaya çıkması, oy hakkının genişlemesi, okuryazarlığın artması, baskı teknolojilerindeki yenilikler, geleneksel toplumsal ilişkilerin çözülmeye başlaması gibi 19. yüzyılın getirdiği değişimler sonucunda ne olduğu/ne işe yaradığı/nasıl etkileri olduğu konusunda incelenen iletişim şeklidir.

    kitle iletişimini inceleyen erken kitle kültürü kuramcıları, kitle iletişim araçlarının modern toplumlardaki temel sorunların sorumlusu olduğunu düşünmüştür. ancak bunu seçkinci/muhafazakar bakış açısıyla yapmışlardır.

    medya temel değerleri bozabilecek, toplumsal düzenin altını oyabilecek bir güç olarak görmüşlerdir. o halde medya, ne yaptığını bilen seçkinlerin elinde olmalıdır.
    insanlar medyaya karşı savunmasızdır ve medya insanın zihnini doğrudan etkileyebilir. insanların düşünceleri medya tarafından şekillendirildikten sonra bunun uzun süreli etkileri olur.
hesabın var mı? giriş yap