*

  • adana'nın karaisalı ilçesinin bir yayla köyü. dağın tam zirvesine kurulmuş yazlık bi yerleşim merkezidir. 1666 m. yükseklikte ağustosun ortasında kayalıkların içinden kar çıkarıp karsambaç yapmak, geceleri yorganla yatmak mümkün. dağ gerçekten kızıldır bu arada, akıl almaz kalitede bi içme suyuna ve muhteşem manzaraya sahiptir. bozulmamış, henüz suistimal edilmemiş, sadece su kaynağının çıktığı noktaya kanalizasyon şeyttirildiği için biraz tadı kaçmıştır, ama şükür ki hala turistik filan olmamıştır.
    bi sene, yaz aylarını orada geçiren köylülerin kışın da kalmaya karar verdikleri, sonra da soğuktan köyün camisine toplanıp orada donarak öldükleri rivayet edilir. cami duvarlarında onların yazdığı söylenen "soğuktan değil, kurtların korkusundan öleceğiz" konulu yazılar bulunur hala.
  • geçen hafta 2. kere gittim.. halen güzelliğini koruması ile beraber yıl be yıl da artıyor.. orman müdürlüğünde çalı$an bir abimizin anlattığına göre de 40 ton gibi dile kolay ama uğra$ı zor bir miktar tohumu saçarak daha da geli$tirmeye çalı$ıyorlar..

    umarım diğer ormanlarımızın ba$ına gelen gelmez...
  • aynı zamanda afyonkarahisar merkeze bağlı bir köy.
  • önceleri, kış aylarında kurtların ulumasından, karın insan boyunu aşmasından, gidilmesinin imkansız olduğu söyleniyordu. ama maalesef küresel ısınmadan nasibini almıştır. artık kışları kar görmek isteyen adanalılara piknik alanı olmuş karaisalı ilçesine bağlı, ordakilerin "doğal klima" diye tabir ettiği sevimli yayladır.
  • sivas ilinin en yüksek dağıdır. rakım 3.025 metre civarıdır. çevre köylerin yaylaları bu dağın eteklerindedir. o yüzden bölge vatandaşı için manevi önemi oldukça büyüktür.

    bulunduğu yer tam olarak erzincan ile sivasın kesiştiği yerde denebilir. bir tarafında erzincanın refahiye ilçesi, bir tarafında sivas'ın gölova, imranlı gibi ilçeleri yer alır. geçmişte çevre halkı hayvancılıkla geçindiği zamanlar, yazın köylerden yürüyerek kızıldağın yaylalarına çıkarlarmış. yazları orada geçirirlermiş. anneannemin anlattığına göre, köyden yaylaya yürüyerek 3 günde giderlermiş. o yüzden bol miktarda anlatacak anıları vardır. her oturduğunuzda birini dinlersiniz.

    ha bu arada ağustos ayı itibarı ile dağın tepesinde halen kar mevcut. büyükler bu durum için şöyle diyor, bu dağda zaten her kış eski karla yeni kar birbirine karışırmış. yani kar hiç kalkmazmış dağın tepesinden.
  • hatay'da satılan yerel bir su markasıdır.türkiye'nin alkali suyu sloganıyla ph seviyesi bugüne kadar gördüğüm en yüksek değere 8.5'e sahip şampiyon sudur.
  • kız tarafına bayram ziyaretine gittiğim adana`nın yayla köyü. 3 günü geçirmek survivor adasında olmaktan bile daha zor.
  • cumhuriyet gazetesinin kaybettiği dağdır. ("kızıldağ düştü" ne lan?)
  • adana merkezde 39 derecede beyin sıvılaşmasından dolayı ağlaya ağlaya "adana adana adana merkez buharlaşıyor herkes" diye şarkı söylerken arabayla yola çıkıp 1 saat sonra yavaş yavaş derece inerken buraya varıldığında derece 26-27 yi gösterir, bir yaşama sevinci doğar yeniden. çam ormanlarında yürüyüş yaparken ufak bir yağmur yağmaya başlar, ilerideki dağda sis belirir hafiften, yavaş yavaş yükselir. hava tertemiz olduğundan sonsuza kadar yaşamak istenir. doğa resmi yapan ressamların onları neyin buna sevkettiği tam olarak anlaşılmaya başlandığında ufaktan adana'ya dönme vakti gelir, o sıcağın nasıl bir his olduğu unutulmuştur bile, 2-3 saat öncesinin gerçeği sanki hiç yaşanmamış gibidir artık ta ki adana'ya varıp nefes alıp verdikçe sıcak hava üfleyen fön makinasına evrilene dek.
  • muğla merkez'de saburhane'den şehrin doğusuna doğru yayan bile ulaşılabilen, elbette orman içine araç yolu da olan, zamanında çok güzel düzenlenmiş bir orman mesire yerine sahip olan ormanlık dağ. asar da o taraflarda ama ayrıntı anımsamıyorum artık, tutarsızlık çıkabilir.

    (bkz: asar/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap