• orta boylu, düşük kulaklı, tüyleri kısa bir tür av köpeği
  • domuz avı için sıkça tercih edilen,datyanıklı ve sevimli bir köpektir.sert tüylüdür.çalı,su onlar için bir engel oluşturmaz.
  • bulgaristan türkçesi'nde 'başına buyruk' sıfatı yerine de bazen 'kopoy gibi' deniyormuş.
  • barış andırınlı'nın ilk romanı. gerçekten çok etkileyici, çok çok güzel. kesinlikle okunmalı.

    (bkz:http://www.idefix.com/…9j4u4m9f22&puan=10&x=32&y=11 )
  • romanın tanıtım bülteninden:

    müspet bir vazife için istanbul'a yolculuk. çocukluk arkadaşı kerem. kerem'in nişanlısı banu. ve kapı deliğinden gözetlemeyle başlayan hastalıklı bir tutku. kopoy, istanbul'un göbeğinde arızalı bir aşk hikâyesi… taşradan gelip istanbul'da bir iş hanına hapsolan; olamamanın, yapamamanın mağduru osman'ın hikâyesi… insandan, dokunmaktan, aşktan uzaklaşıp kendini kendine hapsedenlerin yitik bir dilde dokunaklı öyküsü…

    ilk romanıyla okurun karşınsa çıkan barış andırınlı'dan takdir edilesi bir dil işçiliği. anlattığı içli ve hüzünlü dünyayı somutlaştırabilmek için incelikle çalışılmış akıcı, ahenkli, ritimli ve en önemlisi kendine özgü bir dil kurma başarısı.

    kopoy'da sadece osman değil tüm kahramanlar bu dilin içinde nefes alıp veriyor, bu dilin ritmiyle ve ahengiyle belirleniyor. dolayısıyla kopoy var olan dışarıyı yansıtmak derdinde olan bir kitap değil; aksine farklı ama tutarlı bir dille kendi dünyasını kuran, okuyucudan bu dilin kodlarına ve kurallarına uymasını talep eden bir kitap.

    "burası istanbul, şirinevler mi, bilmek zor. kopoy'da yeni istanbul belki de çok eski, çok küskün bir taşra. baştan sona taşra akşamlarının derin kasvetini hissettim.
    barış andırınlı ilk romanı kopoy'da çok etkileyici bir yazar olarak karşımıza çıkıyor. türk edebiyatının büyük ustası esendal'ı aratmayacak bir anlatımla, yer yer ironiye, yer yer içlenişlere savrulup giderek. ve elbette bizi de savurarak. kopoy 'nasıl satarım' çukuruna yuvarlanmış bugünkü edebiyat ortamında 'öz edebiyat' soluğu."

    selim ileri

    "barış andırınlı, nicedir öykü ve romanda yitirdiğimiz yalın, içten dilin en güzel örneğini veriyor. bu denli yalın bir anlatımla bu kadar samimi, sıcak ve derinlikli bir insan sıcağı estirilebilir. türkçenin kadim bir şiir dili olduğu kadar, anlatı dili de olduğunu bir kez daha anlamış bulunuyoruz. kısa cümlelerle çatılmış bir dil evreninin içine daldıkça nasıl hüzünlü bir insan öyküsüyle karşılaşıyoruz. aşk olsun!"

    sadık yalsızuçanlar

    "andırınlı'yı okudum. gülsem mi ağlasam mı bilemedim. kopoy tuhaf. değişik. çok güzel..."

    murat uyurkulak
  • kitaplığımdan bana bakmakta olan * romanı ... akıcı ve yalın diliyle beni ikinci defa okumaya davet eden güzellik...
hesabın var mı? giriş yap