marrow of the spirit
-
23 kasım 2010'da piyasaya çıkan yeni agalloch güzelliği. grup adetini bozmayarak gene 4 yıl aradan sonra bir tam sürüm albüm çıkaracak 2006'daki ashes against the grain'in ardından. yeni davulcu aesop dekker ile ilk albüm, bu arada süper gruplar giant squid ve grayceon'dan çellist jackie perez gratz ve sunn o)))'dan nathan carson konuklarmış. albüm komple analog ekipmanla kaydedilmiş. içeriği ve şarkı süreleri de şöyle:
01. they escaped the weight of darkness [3:41]
02. into the painted grey [12:25]
03. the watcher’s monolith [11:46]
04. black lake nidstang [17:34]
05. ghosts of the midwinter fires [9:40]
06. to drown [10:27]
gözüm sende black lake nidstang. -
değişik bir albüm. elbette bir agalloch albümü için "değişik" demek malumu ilam oluyor ancak bu albüm farklı. daha tam anlamıyla sindirmedim tabi, daha ömrü uzun ancak geçmiş agalloch albümlerine nazaran marrrow of the spirit'in. zaten daha kafadan prodüksiyon açısından farkını belli ediyor, grubun ısrarla vurguladığı "analog kayıt" meselesi sadece analog kayıtla sınırlı kalmamış, grubun kendi müziğine yaklaşımına da etki etmiş. şöyle açabilirim ne demek istediğimi, geçen haftalarda aklıma esti grubun ilk demosu from which of this oak'ı dinledim ilk defa. o demoda sonraki albümlerde olmayan bir hava vardı, bu albümü dinlerken o demo geldi aklıma zira bu albümü illa agalloch'un geçmişindeki bir işe benzeteceksem from which of this oak'a benzetebilirim. prodüksiyon açısından grubun tamamen analog sistemlerle minimum prodüksiyon düsturu ile kayıt yapması zaten otomatik olarak biraz demo havası vermiş albüme. ancak şarkılarda da bu hava var, misal into the painted grey direkt 1997'den kopup gelmiş gibi. neticede agalloch standartlarında enteresan bazı noktalara kaymış bir albüm olmuş. grubun kendine özgü bir biçimde gayet huzursuz bir müzik yaratmak için kullandığı çello-keman introsu mesela, veya introyu saymazsak 5 uzun şarkıdan oluşması albümün. dediğim gibi prodüksiyonla beraber grubun müziği de analoglaşmış, ve bence bu şahane bir şey. açıkçası metal dünyasının aşırı prodüksiyona boğulmuş albümlerinden sıkılmak bir yana resmen zehirlenme tehlikesi geçirirken agalloch kendine özgü şarkı düzenlemelerinin yanında tamamen "saf" bir sound ile gelip arındırıyor insanı bu kirlilikten. kendimi tekrar ediyorum: çok enteresan, çok farklı, çok güzel bir albüm olmuş.
-
ciktigindan yeni haberdar oldugum album. kemanli ve irmakli acilisin ardindan diger parcalar da irmak gibi akar gider...
-
mükemmel bir agalloch albümü. her parçası birbirinden güzel.
-
multiple kulak orgazmi yasatan epik album. agalloch dunya uzerindeki en guzel muzigi yapmaya devam etsin bizler de nasiplenmeye devam edelim.
-
demin en iyi metal müzik albümleri anketini görünce hemen yazdım ama fark ettim ki ben dahil pek çok dinleyicisi olan bizler, agalloch'a haksızlık yapıyoruz. resmen taş gibi 10 numara 5 yıldız gruba hak ettiği ilgiyi ve değeri göstermiyoruz.
muhteşem bir albümdür. -
1. "they escaped the weight of darkness" 3:41
2. "ınto the painted grey" 12:25
3. "the watcher's monolith" 11:46
4. "black lake nidstang" 17:34
5. "ghosts of the midwinter fires" 9:40
6. "to drown" 10:27 -
plağına 120 euro verdim ama sonuna kadar hak ediyor. benzersiz, muhteşem bir albüm. temizi denk gelirse storm of the light's bane de hak eder bu paraları. çünkü bunlar başyapıt, sanat eserleri.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap