• bir bayan ismi
  • bir türlü doğru telaffuz edilemeyen bir bayan ismidir. ya nurdan ya nurhan ya da nurcan gibi versiyonlara koşulur bu isim hatırlanıp söylenmeye çalışılınca.
  • ahmet hamdi tanpinar'ın huzur'undaki kadın karakter* gerçek hayatta kime denk geldiği içinse;
    (bkz: nesteren dirvana)
  • yakup kadri anılarında yakın arkadaşı yahya kemal den bahsederken, onun bir süre ciddi ciddi evliliği düşündüğü ancak bir süre sonra beraberliklerinin dile düştüğü bir sevgilisi olduğunu söyler. bu hanım nazım hikmet in annesi celile hanım dır. bu hanım ressamdır, dekorasyondan anlamaktadır ve aynı huzurun nuran ı gibi, yahya kemal le yaşayacakları evin her şeyiyle kendisi ilgilenmek istemiştir. ancak yahya kemal son anda vazgeçmiş, her şey de yarıda * kalmıştır.
    yahya kemal i çok yakından takip eden öğrencisi* ahmet hamdi, bu ilişkiye şahit olması, bundan etkilenmesi sonucunda, kendi aşk hikayesini bu gel-gitlerle süslemiş ve okuyucuya roman boyunca sonuçlanması beklenilen bir yılan hikayesine dönen mümtaz- nuran evliliğini sunmuştur.
  • huzurda sanki bu karakteri ahmet hamdi l’avventura daki monica vitti haleti ruhiyesine göre yaratmış ya da monica vitti bu karakteri okuyarak senaryoya çalışmış. öyle bir hissiyat. tesbihte hata olmaz.
  • arapça, ''nûr'' kelimesinin meful hâlidir.
    türkçeye çevrilirse, (bazen edatlar ile kullanılması da elzemdir.) ''ışığı, ışığa'' anlamını vermektedir. ''kezban'' kelimesi / ismi de bu konuda gösterilebilecek isabetli örneklerden biridir.

    ayrıca; arapların, yalın hâlini (nûr) tercih etmelerine rağmen; gene de çok güzel bir isimdir.

    (bkz: ji bona te ez evîndar im)
  • (bkz: nûrum)
  • nurlu, ışıklı, aydınlık anlamına gelen bayan ismi.

    en özel en güzel isim...
  • arapça nur* sözcüğünün farsça çoğul yapılmışıdır ki, bu özelliğiyle tipik "osmanlıca" bir özellik arzeder. erken ismi olduğundaysa yersiz bir gerginlik yaratır.*
  • ahmet hamdi tanpınar'ın huzur'unda "mümtaz için kadın güzelliğinin iki büyük şartı vardı. biri istanbullu olmak, öbürü de boğaz'da yetişmek. üçüncü ve belki en büyük şartının tıpkı tıpkısına nuran'a benzemek. türkçeyi onun gibi teganni edercesine konuşmak, karşısındakine onun gözlerinin ısrarıyla bakmak, kendisine hitap edildiği zaman kumral başını onun gibi sallayarak konuşana dönmek..... bir nehir gibi hayatın ortasında hep kendisi olarak sakin, besleyici akmak olduğunu o gün değilse bile haftalar içinde öğrendi." şeklinde söz ettiği, kitabı okuduktan sonra uzunca bir süre etkisinden kurtulamadığım roman kahramanıdır. belki de kitabı okuduğum lise yıllarından sonra, "bir nehir gibi hayatın ortasında hep kendim olarak sakin besleyici akmaya" çalıştım bu kadın sayesinde.
    bir diğeri için orhan pamuk kara kitap(bkz: rüya).
hesabın var mı? giriş yap