• merak kediyi öldürür misali istemeden de olsa yapılır, gözü kayar insanın tutamaz kendisini. çok cebelleşirim kendimle olmaz ayıp diye telkinlerde bulunurum ama sonra "tamam hayatım ok" yazısıyla göz göze gelirim. başka türlüde bitmez o yol zaten. yanınızdaki kişi cam tarafı sizde koridor tarafındaysanız yakalanma riskiniz çok azdır. reflekslerinizde hızlı ise yanınızdaki "ulan benim mesja mı bakıyo bu denyo" diye iç geçirip size döndüğü anda yapacağınız tek eylem kısık gözlerle camdan dışarı bakmaktır. "ne oldu yigenim bi durum mu var" diyedebilirsiniz çok hoş olur. şöylede istisnai bir durumum vardır bu mesaj okuma konusunda. efenim yanımdakinin mesajını okumayı çok seven bir tip olmama rağmen bende miyop astigmat var ve bu gibi durumlarda 0,75 olan derecelerim bir anda 8 oluveriyor. bende nasıl kaptırıyosam artık resmen cep telefonuna eğiliyorum yanımdakinin. birgün kaptırıp "arkadaşım kaldır şu telefonu biraz" diyeceğim ama hadi hayırlısı.
  • merakın başa sarabileceği tehlikedir, risktir ve kaçınılmaz sazanlıktır. yanındakinin ekranında " üzerimdeki fünyeyi 20 saniyeye kadar çekmiş olacağım, sizler bu satırları okurken, ben ve burdaki 47 yolcu çoktan ölmüş olacağız" şeklinde bir mesaj görüldüğündeki verebileceğiniz tepki seçeneklerinizi de göz önünde bulundurmanız gerekebilir.
  • eğlenceli bir eylemdir. kişi ön çaprazda oturuyorsa mesajı okumak konusunda az efor sarfedilir ve mesaj sahibinin farketmesi daha zordur.
    mesaj kimi zaman sevdiceğe, kimi zaman en yakın arkadaşa gider. kişinin iç dünyası hakkında bilgi edinmeye kadar varabilir yapılan eylemin sonucu. bir ayrılık, sevgi, dostluk mesajı olması muhtemeldir. eninde sonunda eylemi yapan kişinin içsel konuşmalarıyla sona erer.
  • farkettirilmeden yapılmaya çalışılır genelde.

    otobüste çaktırmadan ne mesaj yazdığımı okumaya çalışan insan; inan hiç belli etmiyorsun.
  • çaktırmadan yaptığım eylemdir. "sen rahat rahat mesajını yaz, bak ben terbiyeli insanım, bakmıyorum, bakmam" imajı vermek için kasılıp kafayı ters yöne çevirmeler, camdan dışarı bakmalar, tavana bakmalar falan, asıl bunlar insanı maymuna çeviren hareketlerdir. hem yanda oturanın mesajını okumak, yolculuk arkadaşın hakkında bilgi edinmek açısından gereklidir, çünkü sms denen şey insanın özetidir. bak bakalım, dahi anlamındaki 'de' yi ayrı yazıyor mu, sesli harflerden tasarruf ediyor mu, q,w,x kullanıyor mu falan, fıstık... gerisi allah kerim.

    en son şahit olduğum mesajda kendimi tutamadım güldüm gerçi. başka bişeye gülüyormuşum izlenimi yaratacağım herhangi bişey de yoktu etrafta, yakalandım mal gibi... ygs'den yeni çıkmış bir çocukcağız oturmuştu yanıma. gayet sakin, kıpırdamadan oturuyor; sadece parmaklar fazla mesai yapıyor. "olum matematik siqti attı beni" yazdı. gel de gülme şimdi.
    bakınca ne kadar sakin, sessiz duruyor ama insanın içinde ne fırtınalar kopuyor...
  • (bkz: bunu yapan benim)
    (bkz: ayı yogi'de kıh kıh kıh gülen köpek)
    (bkz: değerli) (special thanks to: cok sey hakkinda az sey bilen adam)
  • bazen yanınızda oturan erkeğin telefonunu sizin gözünüze sokması halinde gerçekleşebilir. mesaj içeriğinin çocuğun kendi telefon numarası olduğunu farkedersiniz sonra.

    dank editi: nerden biliyorum ki çocuğun olduğunu? belki çağrı merkezi telefonu?
hesabın var mı? giriş yap