*

  • michel zevaco'nun 10 ciltlik pardaillan serisinde asilzadesinden din adamina, her karakterin huy haline getirdigi kibar konu$ma bicimi.. bir duello arifesinde, bir ziyafet esnasinda ya da yolda kar$ila$ildiginda niteliginden hicbir $ey kaybetmeyen bu diyaloglar gunumuze uyarlansa bir hayli komik olabilirdi diye du$unmekteyim.
    barda cikan bir kavgada elinizdeki bira $i$esini kafaya indirmeden evvel "sizi oldurecegim mosyo!!" diye bagirir misiniz? veya aspava durumcusune gidip sandalyenize kuruldugunuzda sipari$ almak uzere masaniza yana$an komiye "benim guzel evladim, derhal mahzene inip insanin kalbini isitan o me$hur ispanyol $araplarindan 4 $i$e cikartin lutfen. soframizi lezzetli yemeklerle,hele ki o leziz somon fumelerle donatmayi da ihmal etmeyin zira bir kurt kadar acikmi$ durumdayim. haydi ne duruyorsunuz azizim" diyebilir misiniz?
  • (genel kurmay başkanlığı ana kapısı-ankara)

    -lütfen yolumdan çekilin mösyö. generalinize mösyö coligny'den bir mesaj getirdim.
    -uzaklaş! ateş açarım. askeri bölge!
    -ah! belki de kıyafetimi garip buldunuz. buranın adetlerini göz ucuyla da olsa gözlemek imkanı buldum. biraz daha kibar olsanız sizi hoşgörmeyi bile deneyeceğim evladım. kılıcım sizindir; meğer ki önümd...
    -çat. çata ça.
    -ahı!

    (ahı tabii horoz tüylü gizli duygusal seni...)
  • "pratik et kesme yöntemleri ve kent kasaplığı" konulu bir seminer sırasında , bu konuşma kültürüyle beslenen kasap adaylarının bir diyaloğunu takip edelim şimdi , münir münir..

    -sevgili adaylar , takdir edersiniz ki bu dünya insanların hizmetindedir , bu elimde tuttuğum da baba yadigari 5 cm kalınlıkta bir bıçaktır.evet , abana o soran gözlerle bakacaksınız şimdi , cümlelerim arasında anlatım bozuklukları yaparım.buna itirazım yok.ancak bunu sizlerin o dağılan sevimli dikkatlerinizi toparlamak adına yaparım.

    bu arada seminercibaşının önünde yatmakta olan yeni yetme kuzuya çevrilir tüm başlar..

    - sevgili kasap adaylarımız , ya allah diyerek bu bıçağın sivri ucunu , bu canım kuzucuğa geçirmeyiniz.bizler artık şehir kasapları olarak , orta sınıfın başını çekiyoruz.fransız devrimini iyi ezberleyiniz , ey adaylar.devrim sürecini kim gerçekleştirmiş , hangi sınıf başat olmuş? hop , alo in sıradaki aday , bak dinliyor mu hiç beni?

    tabi bu son kertede , seminercibaşı türk olmanın getirdiği sabırsızlığı konuşmanın selahiyetini yararcasına gösteriyor , ancak çabuk toparlanıyor.

    -evet , sevgili adaylar , fransız devrimi ve franz kafka devrimi.biliyor musunuz , franz en çok kasapların içsel yaşamını merak etmiştir.ancak bu yönde eserler vermemesi şaşırtıcı olabilir , nihayetinde düşündüklerinin tersini yapmak platon'dan beri süregelen bir erdemliktir.adaylar , elimde görmekte olduğunuz bu bıçakları bileylemeden kullanmayınız.fransız senatosu üyeleri ve çok saygıdeğer bonmarşeleri , bugün pera'da bir yürüyüşe çıkmışlar , fakat enikonu açık bir kasap dükkanı görmemişler.bırakın açık kasabı , ana cadde üzerinde bir kasap bile yokmuş.sevgili adaylar , ilk işiniz itibarlarınızı ve sermayenizi birleştirip pera'da bir kasap olabilme cüretini göstermektir.prensip olarak etin en iyi yeri antrikottur sevigli baylar.

    seminer izleyenleri akılları bir tavana bir yere vura vura , ellerinden geldiğince semineri takip etmeye çalıştılar.ancak , bu didaktik ortamdan ellerinde avuçlarında kalan fransız devriminin orta yağlı ve sinirleri alınmış kuşbaşı etleriydi.
hesabın var mı? giriş yap