• paris sefaretnamesi adıyla bilinen ve osmanlının paris elçisi yirmisekiz mehmet çelebi'nin 1721'deki izlenimlerini anlatan 107 sayfalık kitap.

    iş bankası kültür yayınları'ndan çıkmakta olup şevket rado tarafından hazırlanmıştır.

    kitabın tam adı:
    paris'te bir osmanlı sefiri
    yirmisekiz mehmet çelebi'nin fransa seyahatnamesi

    https://www.kitapyurdu.com/…eyahatnamesi/84589.html
  • osmanlı'nın 1720-1721’de paris'e elçi olarak görevlendirmesi sonucu maiyeti ve oğlu "said" ile beraber çıktığı fransa seyahati sırasında yazdığı bu sefaretname bize o dönemle ilgili birçok bilgi verir. ama benim için en ilgi çekici nokta osmanlı'yı sadece savaş meydanlarında tanıyan, barbar olarak gören, kültürü, töresi, geleneklerini bilmeyen avrupa'nın (fransa'nın) ilk kez osmanlı'nın başka yüzüyle tanışmasıdır. zaten gerek halkın, gerekse de saray çevresinin yirmisekiz mehmet çelebi ve maiyetine gösterdiği ilgi bunu kanıtlar niteliktedir. bazı yorumcular avrupa'da başlayan "turquerie" denen, giyim modasından müziğe birçok alanda etkili olan türk modasının örnek alınmasında yirmisekiz mehmet çelebi’nin ve onun paris ziyaretinin dönüm noktası olduğunu söylerler. aynı zamanda çelebi ve maiyetini fransa izlenimleri de çok ilginçtir. özellikle operadan çok etkilenen yirmisekiz mehmet çelebi bunu saklamamıştır. paris'te iftar kısmında halkın ve saray çevresinin iftar yapan ve teravih namazı kılan heyete ilgisi ilginç ve de komiktir. özellikle iftar açarken heyetin süslenmiş kadınlar tarafından izlenmesi ve şaşkınlık duyulması doğu-batı farkını gösterir. son olarak fransa kadınlarını bu denli özgür görünce ve sokaklarda kadın ve erkeklerin yan yana eşit bir şekilde temsil edildiğini görünce çok şaşırması, kadın hakları konusunda ve toplumsal cinsiyet eşitliği hususunda neden bu denli geri olduğumuzu açıklar nitelikte. kesinlikle okunmalı, çok keyifli vakit geçirilebilecek ve çok şey öğrenilecek bir eser.

    sayfa 19
    fransa memleketlerinde kadınların itibarı erkeklerden üstün olmağla, istedikleri ne ise, işlerler ve murad ettikleri yere giderler. en âlâ beyzade, en düşkününe haddinden ziyade riayet ve hürmet ederler; ol vilayetlerde hükümleri cârîdir.
  • sen o kadar gez; şehircilik, belediyecilik, teknoloji, mühendislik adına dünyanın en ileri örneklerini gör ve de ki:
    dünya müminlerin hapishanesi, kafirlerin cennetidir.

    biz neyi yanlış yapıyoruz, neyi düzeltelim de bu adamlardan iyisini yapalım deme ama sakın. her şeye bir dinsel açıklama, hep bir mağduriyet, arka planda cahil özgüveni.
    üç yüz yıl önce de aynı kafa hala kafa
hesabın var mı? giriş yap