*

  • çevresine veya başkasına rahatsızlık vermek
  • "hürriyet tarifiniz nasil? sizin de hürriyetiniz, baskalarinin hürriyetinin basladigi yerde mi bitiyor? hayir, yok öyle bir sey. herkes baskalarini rahatsiz etmekte de hürdür!"
    konuyla ilintili olarak; (bkz: tehlikeli oyunlar), (bkz: tutunamayanlar), ayrica külliyen (bkz: oguz atay)..
  • bir süredir tanıştığınız fakat çok fazla da tanımadığınız (buna rağmen değer verdiğiniz, arkadaş kabul ettiğiniz*) bir kişinin ani değişen davranışları sonucu kişinin kapıldığı suçluluk hissine verilen tanımlamadır*. cümle içinde kullanımı "rahatsız ediyorum galiba" şeklindedir.

    bahsi geçen kişiyle bar, cafe, icq, sözlük mesaj hattı gibi çeşitli platformlarda karşılaşıp konuşan birlikte bir şeyler yapan (yemek, yürüyüş eğlence eğlence, uzun muhabbetler, dertleşmeler gibi...) deneğimiz bir süre sonra karşı tarafın anlamsız bir şekilde birlikte bir şeyler yapma, hatta konuşma aktivitelerinden kaçındığını, ve bunu abuk sabuk bahanelerle (babam izin vermiyor, başım ağrıyor, yerim dar, odamı boyayacağım, saçımı yıkayacağım, tibete gideceğim gibi...) yaptığını farkettiği anda bu eylemi yaptığını anlar ve ilişkileri minimuma indirirek* rahatsız etmek fiilinin sorumlusu olmaktan, hele de bu durum karşı cinsten birisiyle gerçekleşiyorsa sapık, tacizci konumuna düşmekten kurtulmaya çalışır.
  • pintişmek.
  • ''rahatsız etmiyorum değil mi'' diyerek başlar.
  • kimileri için hobi halini almıştır. söylersiniz anlamaz, göstererek anlatmaya çalışırsınız anlamaz, çıkışırsınız anlamaz, güzel güzel söylersiniz anlamaz. garip bir zevk aldığını düşünüyorum bu davranıştan zira bunun başka bir açıklaması olamaz.
  • deli gibi korktuğum, bu yüzden de çok fazla istediğim şeyi dizginlemek zorunda kalma sebebim.

    birini arayacağım, bir şey isteyeceğim ya da sırf geyik yapacağım. ya da özledim ben seni diyeceğim. ama karşımdaki insanın "öf ya nerden çıktı bu şimdi, hiç de konuşmak istemiyorum" demesinden çekindiğim için çoğu zaman ağzımı açmıyorum.

    deli gibi derdim var mesela, kusuyorum dertten ve paylaşmak istiyorum. ama yüzüme gülüp, "hıhı, vah canım" deyip, içinden "aman ya bi susmadı" diyecek diye anlatamıyorum mesela.

    bi de işin kötüsü anlıyorsun bunu. o "üf banane ya ilgilenmiyorum ki" havası o kadar bariz belli oluyor ki. anlattığın şeye tepki alamıyorsun, geyik yapıyorsun devam ettirmiyor. "hadi canım çok uykum var yatıyorum ben artık" deyip, aslında senden kaçıp gidip saatlerce başka şeylerle ilgileniyor.

    bok gibi hissediyorsun lan birini rahatsız edince. "ama öyle yapmak istememiştim ki" de diyemiyorsun. gülemiyorsun da ağlayamıyorsun da, bok gibi kalıyosun işte. öf!
  • bezen sizi rahata erdirmek için yapmanız gereken eylemdir. (bkz: http://kabasakallidede.blogspot.com/….html?spref=tw)
  • rahatsız etmeyi sevmem, ama önceden haber vermeyi, izin almayı, söz vermeyi de sevmem. bir gece veya bir gün, bir an ansızın varmayı severim. kapıda birden bir ikirciğe düşersem orada tek ayak üstünde ve kararsız saatler geçirmeyi göze alabilirim. sembol* ve belirsizlik okumayı geliştirmek için böyle alıştırmalar birebirdir.

    "trans birey sizi nasıl rahatsız etti mi?"
    hakim sorusu bu, adaletten.

    "sanat rahatsız olanı teselli etmeli, rahat olanı rahatsız etmelidir." banksy

    (bkz: iş kesmek)
    (bkz: tedirgin etmek)
  • acil durumda aramak zorunda hatta son derece hakkında olan ve konuya "kusura bakma rahatsız ettim ama ..." ile giren bir kişiden daha medenisi yoktur benim için.
hesabın var mı? giriş yap