• reklamcılıkla ilgili dillere pelesenk olmuş önermenin antitezi...
    zeki demirkubuz bir reklamla ilgili tartışma esnasında "reklamın iyisi kötüsü olmaz" diyen şahsiyete "o senin dediğin geyik" diyerek olayı en yalın haliyle özetlemişti bir vakitler...unutmadık unutturmayalım...
  • reklamın başarılısı, başarısızı hedefine ulaşanı ulaşamayanı,amacı taşıyanı taşımayanı olur
    yani iyisi de olur kötüsü de
  • doğru bir önermedir. zira iyi reklam ürünü zihinlere doğru yerleştirir, ürünü sevdirir, amacına ulaşır. fakat kötü reklam, reklam amacının dışında ürünü aşağılamış, tüketiciye karşı karalamış olur. tüketici kötü reklam sayesinde o üründen soğur, satın alma aksiyonunu gerçekleştirmez. reklamın iyisi kötüsü olmaz zihniyeti ancak hülya avşar, çağla şikel, gökhan özen,vs gibi ünlülerin kendilerini iyi kötü bir şekilde hatırlatma çabalarında ortaya çıkar. o ürünleri de kullanmayın, kullandırtmayın, kullananları uyarın derim ben zaten..
    edit: nazo da bir reklamdır. ama kötü bir reklamdır. dolayısıyla reklamda iyi kötü ayrımı nazo örneğiyle pekiştirilebilir.
  • yanlış bir önermedir. kötü reklam olarak nazoyu örnek verebiliyorsanız, reklamın saçmalığından da olsa ürün aklınızda yer etmiş demektir... ve reklamın amacı da asli olarak bundan ibarettir.
  • (bkz: #9148504)
  • bilinçli tüketici için olur. ben ki reklama ve reklamcılığa gönül vermiş bir insan olarak, ki mad men 4. sezonu daha yeni bitirdim geldim, reklamı kötü olan ürünü almam arkadaş.

    hani adamı sinir edenler var ya, televizyonda çıktığında çığlık çığlığa kumandayı arıyosun böyle, işte o ürünleri ben almıyorum. hatunun saçlarına bakıp ayılan bayılan erkekler, fıstık yiyince dans etmeye başlayan salak, yüzonsekiz on sekiiz, ebesinin aa! olm ruh hastası mısınız siz? nedir lan derdiniz..

    bi de "hee bak aklında yer etmiş işte, demek ki reklamını yapmış" gibi sivrik zekalı laflar etmiyolar mı, aklımı çıldırcak gibi oluyorum. lan ben almıyorum diyorum ürünü, sen nediyosun. reklamın amacı ürün satmasını engellemek heralde. he aklımda yer etti he!
  • elbette olur.

    örnek 1: şunu apaçık farkettim ki, uzun zamandır dönen "eti pay kek" reklamında kibariye'nin oynuyor olması bende ürünün kalitesiz olduğu yargısı oluşturmuş. almıyorum ilginç bir şekilde.

    örnek 2. kek mevzuu açılınca unutulmaz "dan kek" reklamından bahsedilmezse olmaz. işte o örnek 1'in tam tersidir.

    örnek 3. ve reklamın en iyisi tüketicinin bizzat yaptığı reklamdır. bu ürünlere en güzel örnekleri ise daha tv'de reklamlarının "r" si yokken, yok satmaya başlayan "benimo" ve "eti browni intense" oluşturmaktadır.
  • doğruluğuna ferhat göçer'in haykırdığı türk telekom reklamını izlemem sonucunda tüm kalbimle katıldığım önerme.
    reklamı kalitesiz bile olsa insanların aklında kalıcılık sağlamayı başaran ürünler/markalar belki bir derece ama bu reklamdan sonra hem ferhatı hem de türk telekomu hafızamdan silmek istiyorum.
    dolayısıyla hala reklamın kötüsü olmaz diyen varsa, kendisini televizyon karşısına oturtup, sabahtan akşama bu reklamı izletirim ona göre.
  • reklamın amacına göre değişkenlik gösterecek söz.

    amaç sadece konuşturmaksa reklamın iyisi kötüsü olmaz.
    amaç sattırmak ve benimsetmekse reklamın iyisi kötüsü kesinlikle olur.

    bazı firmalar bilinçli, bazıları da bilinç dışı olarak kötü reklam çekerler. daha sonrasında gelen tepkileri değerlendiren pazarlama departmanı eğer reklam satış amacına ulaştırmayacaksa bunu küçük donelerle konuşturma ve hafızaya aldırma yollarına gider. siz çok kötü bir reklamı konuşurken insanları meraklandırırsınız ve reklamın daha çok izlenmesini sağlarsanız. atıyorum; bugün karşımıza çıkma ihtimali milyonda bir olan bir tatar çikolatasını konuşuyorsak bilinki reklam amacına ulaşmış demektir. sırf geyiğine, sırf eğlencesine, hatta o meşhur reklamın ürünüyle fotoğraf çektirmek için bile arayışlara girebilirsiniz.

    fakat bunun handikapı çok. arkasından çok iyi reklamlarla insanlara "ya ilki korkunçtu ama adamlar tepkileri değerlendirmişler bak, bizi dinliyorlar deneyelim bi" dedirtmek zorundasınız. ürününüzün albenili olması da gerekir. albeniliden kastım mükemmel tad, maksimum fayda ( artık içerik neyse ) falan filan değil. ürün çekici gelmeli. bu uzun bir konu bunu kısa kesiyorum.
    ayrıca bir de kötü reklamla kaybettiğiniz insanları kazanmak daha uzun ve yorucu bir süreç başlatır.
    iyi reklam öyle değildir. iyi reklam sattırır, iyi reklam hafızaya iyi yerleşir, iyi reklam sonucunda ürün tutunabilir. seri iyi reklamlar kesinlikle tutundurur. örnek: telsim gibi korkunç bir geçmişi olan vodafone.

    türk telekom reklamında milli duygulara hitap etmek için meşhur bir müzisyen ve ülkenin her yerine halkın içinden işçi kesimi ile hizmet götüren bir şirket imajı vurgulanıyor. vurgulanmak istenen o aslında ama olmuyor. reklamda o kadar çok sırıtan öğe var ki yapmacıklık kokuyor. ferhat göçer'in istiklal marşını en yüksek sesle okuyan çocuğun yaşadığı bir gururla memleketim şarkısını böğürmesi korkunç duruyor. çünkü amaç milleti duygulandırmak. sen şarkıyı al coverla batı özentisine taşı. haliyle dinleyen de bir iticilik yaşanıyor. işte bu kötü reklama kesinlikle bir örnek. bir ses yüzünden reklam balon gibi patlıyor ( hoş ses baskın olduğu için öyle diyorum yoksa çok daha açık var reklamda ) .

    bana sorarsanız; reklamın iyisi kötüsü olur mu? olur. ama "ahlakı" olmaz. reklamda her zaman olmayan birşey abartıyla vurgulanır. amaç sizi etkilemektir en kibar tabiriyle. ve birçok ünlü reklam şirketinin tek amacı sizi müşterilerine kanalize etmektir. örnek: yıllardır superonline'ın verdiği fiber internet hizmetini sanki türkiye'ye ilk defa getirmişler gibi anlatan türk telekom reklamı. sorsan "ama superonline daha önce yaptı" desen, "eee biz türkiye'nin her noktasına ilk defa getiren demiştik" derler. kelime oyunu yaparlar. bu iş böyledir çünkü.

    not: sözüm işini etiğe uygun yapan reklamcılara değildir. azınlık da olsa böylesi vardır.
  • sonuna kadar desteklediğim tez.

    iyisi kötüsü olmasa pr şirketleri nasıl iş yapacaktı?
hesabın var mı? giriş yap