• venedikli tacirler galata'ya inerken alvaro de campos'un arkasından güvertede görünen başka bir portekiz şövalyesi nam-ı diğer şair*..
  • hiçten hiçi çıkarıp, hiç yoktan hiçi bulan, hiçi dışına girmiş, ikinci göbekten bir fernando pessoa kişisidir ricardosevgilim*..
    âleme misal olsun diye meselâ:

    "hikâyeler anlatan hikâyeleriz biz, hiç."
  • kendi düşüncesinin patikasında kaybolan, yol ayrımlarıyla karşılaştığında hakikat yerine gölgeleri kucaklayan, tek olma anının anıları peşindeki içi boş bir anıt. içinde kaybolduğu labirent kendisi olan reis ama kesinlikle reis-i cumhur değil.
    bilmiyorum kimden aldım
    hatırladığım bu geçmişimi
    bir başkasıydım, kendimi de tanımıyorum,
    ruhum,
    hissederek hatırladığım yabancılardan meydana gelmişse
    benim.
    günden güne terk ediyoruz kendimizi,
    bizi bize bağlayan bir şey yok, kesin,
    bizler... kimiz bizler ve neyiz,
    bir zamanlar, içinden bakılan bir şeyken?
  • ne yaparsan sonuna kadar yap.
    daha iyidir, tek varlığımız hafızaysa,
    az hatırlamaktansa çok hatırlamak.
    eğer azda sayı kalıyorsa aklında,
    çok büyük bir hatırlama özgürlüğü
    verir sana kendi imparatorluğunu
  • come sit by my side, lydia

    come sit by my side lydia, on the bank of the river
    calmly let us watch it flow, and learn
    that life passes, and we are not holding hands.
    (let us hold hands)

    then let us reflect as grown-up children, that life
    passes and does not stay, leaves nothing, never returns
    goes to a sea far away, near to fate itself,
    further than the gods.

    let us hold hands no more: why should we tire ourselves?
    for our pleasure, for our pain, we pass on like the river.
    'tis better to know how to pass on silently,
    with no great disquiet.

    with neither loves nor hates, nor passions raising their voice,
    nor envies making the eye rove too restlessly,
    nor cares, for if it knew care, the river would flow no less,
    would still join the sea in the end.

    let us love each other calmly, with the thought that we could,
    if we chose, freely kiss and caress and embrace,
    but that we do better to be seated side by side
    hearing the river flow, and seeing it.

    let us gather flowers, and do you take some and leave them
    in your lap, and let their scent lend sweetness to the moment -
    this moment when calmly we believe in nothing,
    innocent pagans of the decadence.

    at least, should i first become a shade, you will remember me after,
    though remembered, i may not inflame nor hurt nor disturb you,
    for we never hold hands, nor kiss,
    nor were we ever more than children.

    and if, before me, you take the obol to the gloomy boatman,
    i shall have not cause to suffer when i remember you.
    you will be sweet to my memory if i remember you thus, on the river bank,
    a sorrowful pagan maid, with flowers in her lap.

    -ricardo reis
    (translated by peter rickard)
  • fernando pessoa’nın yarattığı hayali yazarlardan birisi. 1887 porto'da doğmuş bir doktor, cizvit lisesinde okumuş, latince bilen, yarı hellenist, kral yanlısı bir münzevi, mutluluğu amaç edinen bir epikürcü, metafizik ve neoklasik dizeler yazan bir şair, caiero'nun paganizmini siddetlendirip ortodox'a dönüştürmüş, monarşi yanlısı olduğu için baskılardan brezilya'ya gönüllü sürgüne gitmiş, koyu tenli, kısa boylu, güçlü ve eğri bir duruşu var. pessoa bir notunda eğer amerika'ya giderse orada yaşadığını düşündüğü reis'e uğrayacağını yazmış. jose saramago'nun pessoa'ya olan hayranlığını lizbon'a geri dönen reis'in salazar'ın diktatör rejimi zamanları yaşadığı siyasi baskıyı ve aşklarını, pessoa'nın hayaletinin reis' i ziyaret etmesini ve aralarında geçen dialogları anlatan ricardo reis'in öldüğü yıl' adlı romanı ile anlayabiliriz.
  • en sevdiğim şiiri:

    to be great, be whole: don’t exaggerate
    or leave out any part of you.
    be complete in each thing. put all you are
    into the least of your acts.
    so too in each lake, with its lofty life,
    the whole moon shines.
  • " ricardo reis, 19 eylül 1887’de oporto’da doğdu ve bir cizvit okulunda büyüdü. doktordu, ama yaşamını tıpla kazanıp kazanmadığını bilmiyoruz. portekiz cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra kralcı fikirleri yüzünden brezilya’ya sürgüne gitti. duyumcu, maddeci ve neoklasik bir şairdi. walter pater’in ve yüzyıl sonunda kimi anglosakson doğacıları ve bilim adamlarını büyüleyen soyut ve uzak klasisizmin etkisi altında kaldı.."

    - antonio tabucchi , fernando pessoa'nın son üç günü
hesabın var mı? giriş yap