*

  • (ara: asenkron*)
  • bazı insanların söylediği şey ile yaptığı şeyin farklı olması durumunda görülür.

    cümle içinde kullanalım

    - olm senin senkron kaydı iyice söylediklerinle yaptıkların birbirini tutmuyor, sesini kısıp alt yazı mı dayasak sana naapsak ?

    alterno

    - 'senin ağzının söylediği ile kulağının duyduğunun aynı şey olmadığının farkında değil misin?'
  • ses almış başını giderken, görüntünün geride kalması, ve vice versa. ses görüntüyü, görüntü sesi yakalamaya çalışır ama başaramazlar çoğu zaman. öteki giderken beriki durmuştur, beriki giderken öteki. bir noktada buluşamaz bu arkadaşlar; biri dururken diğeri ilerliyorsa veya biri gidiyor, diğeri arkasından yetişmeye çalışıyorsa.

    senkron kayması, görsel medyada ortaya çıktığında izleme şevkini kırabilir. iletişimde zuhur ettiğinde söyleşme/yazışma iştahını kaçırabilir. yetişme/yakalama kaygısı arabaların yoğun trafikte başına gelen dur-kalk rutinine de benzer, beri yandan. dur-kalk hali yakıt tüketimini artırır; cebe zarar.

    senkronize atlamada da durum farklı değildir. iki sporcu ayrı ayrı değerlendirildiğinde ne kadar başarılı atlamış olurlarsa olsun, aradaki senkronu tutturamazlarsa alacakları puan bir miktar sıfıra yakınsar.

    hasılı, senkronize olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.
  • mesela video olaylarında sesin geç ya da erken gelmesi.

    bu aslında kimi şahıslar için pek bir anlam ifade etmez o kadar. yani o kadar fazla rahatsız olmazlar.
    ama benim gibi duyma yetisinin %50'sini dudağa bakarak yapan kimileri için fena can sıkar.
hesabın var mı? giriş yap