*

  • bengal'in ucra bir koyunde yoksul bir ana-babanin cocugu olarak dogdu. genc yasta kendini tanriyi anlamaya ve gerceklestirmeye verdi ve on iki yil boyunca dinin bilinen butun yollarini tecrube etti. bunun sonucunda bu yollarin her biri vasitasiyla gercege ulastiktan sonra, butun yollarin ayni hedefe göturdugunu deklare etti. o hic kitap okumadi. onun gayesi bilinmeyene dogru bir yolculuk idi ve onun kesifleri, modern insana sunulan asagidaki sonuclardir:

    1- tanri hakikattir ve kavranilabilir.

    2- tanriyi kavramak, insan hayatinin en yuce hedefidir.

    3- bu yol kisisel zevklerden feragat etmege ve tanri’nin derin sevgisini yasamayagöturur. butun dinler, ayni hedefe göturen bir cok yola benzerler. insana hizmet, tanri'ya hizmettir.

    4- hakikati konusma, modern zamanlarin en buyuk amacidir.

    sri ramakrishna'nin ölumunden hemen sonra onun ileri gelen muridi swami vivekananda, bu buyuk lider'in genc muritlerini, ramakrishna tarikati adi altinda bir tapinak kardesliginde topladi.
  • (bkz: hare krishna)
  • hindu aziz. öğretilerindeki temel kavramlar : varoluşun birliği, insanoğlunun ilahiliği, tanrı'nın birliği ve dinlerin uyumu, insan yaşamında ana zihinsel engelin şehvet ve açgözlülük oluşu.
  • asıl adı "sri thakur gadadhar chattopadhyaya ramakrishna paramahamsa". 1836-1886 yılları arasında yaşamış, felsefi dayanaklarını vedanta’dan alan hinduizm reformcusu.

    bütün insanlık için geçerli tek bir dini savunarak vedanta’nın farklı okulları uzlaştırmaya çalışmış, bunları yoga'nın farklı manevi deneyim aşamaları olarak göstermiştir. en yüce varlık ilkesinin iç ayrımlardan kurtulmuş mutlak ilke olduğunu söylemiş, dünyanın bir yanılsamaca olduğunu redderek, kamu etkinliğinin önemini savunmuştur. ancak, kamu etkinliğini dar anlamda alarak, bunu iyilikseverliğe ve evrensel manevi mükemmelliğe ulaşma kaygısına indirgemiş; bu sonuncusunu, demir çağının açtığı yıkımların üstesinden gelmenin anahtarı olarak görmüştür. bu yıkımlar, kendisine göre, paranın herşeye egemen gücü ile yabancı kuşatmacıların kurmuş oldukları egemenliktir.

    ramakrişna, dile getirdiği sözlerde, ingiliz sömürge yönetiminin kötülüklerini sergilemiş, ulusun inan yoluyla yeniden canlandırılacağı naif inancını taşımıştır.

    ramakrişna’nın öğütleri, sömürge yönetimine edilgen bir karşı koymanın ötesine geçmez. bununla birlikte, hepsi de feodal ideolojinin kalıntıları olan çok sayıda dinsel mezhep ve dogmalarıyla birlikte o günkü hindastan’da tek bir dini vaazetmiş olması, ulusal birlik için bir çağrı olmuştur.
  • "kedi yavrusunu dişleriyle yakalar ve yavru zarar görmez; ama bir fare böyle yakalandığında ölür. bunun gibi maya (tanrı'nın yanıltıcı gücü, illüzyon) başkalarını yok etse de sadıkları asla öldürmez." sri ramakrishna paramahamsa
  • " çiçek açtığında arılar davetsiz gelir"
hesabın var mı? giriş yap