• toplumumuzun kanayan yarasi haline gelmistir. ama gizli olarak, cunku anneanne babaanneler aman huzurlar kacmasin diye, belki de ya sonra bana torunumu gostermezlerse diye korkudan icine cekildikleri bu duruma karsi duramiyorlar seslerini cikaramiyorlar. bu da anne babanin isine geliyor, afedersiniz salaga yatarak gozleri arkada kalmadan kendi hayatlarina devam edebiliyorlar. oh ne ala!
    hele ikinci cocuk mevzusunda daha da sinirleniyorum , bu nasi bir guven ki sen ikinciyi de yapip hala annenden bakmasini beklebiliyorsun, ama iste bir suru sebepten anneanne babaanne diyemiyor ki `hadi ilkine baktim ikinciyi yapacaksaniz planlarinizi beni saymadan yapin`. iyi bakicilar cok pahali ama efendime soyleyeyim soz konusu anne baba bu surecler yasanirken evini degistiriyor, arabasini yeniliyor falan.
    alan razi veren razi durumunda kalindiginda genellikle anne olmus olan kisinin kardesi (ben) kendi annesine kiyamadigindan icten ice hep bileniyor. cingar da cikaramiyor ki cunku annesi diyor ki aman kizim sus, konusmayi ogrensin derdini anlatabilecek en azindan, aman kizim sus, 3 yasina bi gelsin krese gidecek zaten, aman kizim sus ilkokula gelince servis getirip goturecek zaten.
    sirf bu sureci gozlemledigimden kendim cocuk yapma fikrinden sogudum. cunku cocuk gercekte hep baskalarinin bakimina itelenecek bir ayak bagi, kariyer engeli, ama ben yapayim yine de ortamlarda cocugum var derim, objesi.
  • olmayan mecburiyettir. misal benim oğlanın bakıcısı ile annemin evi 200 metre mesafede. ben her sabah ikisini de evden alır bizim eve getiririm. bakıcı çocuğa bakar annem ise onunla vakit geçirir. işi olduğunda ise gelmeyeceğim der gelmez. illa bakacaksın talebinde bulunanlar ufak hesaplar peşindedir. ben annemin evladımla zaman geçirmesini isterim ama onun istediği zaman ve şartlarda.
  • kapitalizmin oyunlarına bir direniş şeklidir.
  • sonuna kadar katılıyorum.gözlemlerimde hep bu yönde. ayrıca çoğunluk çocuğum olsun yoksa sürüden dışlanırım toplum baskısına, eleştirisine uğramayayım modunda.çünkü "normal" olan, "olması gereken bu" modundalar.sürekli çocuktan şikayet edip, hayatını yaşayamadıklarıni söyleyip en sonunda da "ama gülüşü yeter, iyi ki doğurdum" diyerek kendilerini avutmaya çalışmaktalar.ve başkalarına çocuk yapma konusunda baskı yapmaktalar.ne kadar ironik...çalışan ya da çalışmayan farketmeksizin, kadınların çoğu çocuklarını başından atmak için can attıklarını fırsat kolladıklarını farkediyorum.tabiki bunun için kurbanları belli kayınvalide ya da anneleri.ve onların buna mecbur oldukları inancındalar. bencilce, acımasızca sömürüp kimi zamanda haksızca nefret kusmaktalar.bunları gözlemleyip duyarsız kalmak çok zor.her anne ve baba kendi seçimlerinin(çocuk yapma) sorumluluğunu almak zorunda.
  • hiç başıma gelmeyecek durum. diyelim geldi, hiç bakamam. kendi çocuğuma zor bakıyorum lan ben. oğlum var, daha altı yaşında. adamda evlenecek tip zaten yok, olsa da türk gelini kaynanaya uzak durur. kendi annesine baktırır.
    anneanne olmadığım için yırttım bence.
  • ablamın 2 yaşındaki çocuğuna annemin bakması ile yaşanan durum. bir yandan annemin yorulduğunu hissederek üzülüyorum. bir yandan yeğenime çok iyi bakıldığını bildiğimden içim rahat. ikilemdeyim bu konuda.

    çocuk sahibi olan aynı zamanda çalışan insanlara da hak vermek gerek. öyle bir dönemdeyiz ki kimsenin kimseye güveni kalmamış. küçücük çocukları hiç tanımadığı birine emanet etmek herkesin yapabileceği bir şey değil.
  • ben şey diyeni bile duymuştum:
    hazır daha gençken 2.yi de yapın.
    genç dediği kadın 55 60 yaşlarında.
    elden ayaktan düşmeden doğur doğurabildiğin kadar diyor yani shdhhd
  • annemin hiç hissetmediği mecburiyet. bakamam ben senin çocuklarina, hiç bana güvenmeyin diye uyarıyor yıllardır.
  • aşırı derecede rahatsız edici ve sıkça gözlemlediğim garip durum. anneanneler babannelere göre bu görevi daha fazla üstleniyorlar. bu duruma kız/gelin farkı neden oluyor sanırım.
hesabın var mı? giriş yap