• prof. dr. bülent tanör'ün kaleme aldığı ve ocak 1997'de kamuoyuna sunulan rapor. türkiye sanayici ve işadamları derneği (tüsiad) için hazırlanmıştır.

    bülent tanör, 175 sayfalık raporunda üç ana bölüm (1.siyasal boyut, 2.insan hakları, 3.hukuk devleti) altında anayasa ve türkiye cumhuriyeti mevzuatını tarayarak, "türkiye'de demokratikleşmenin önünü tıkayan başlıca hukuksal engellerin ortaya dökülmesi ve çözüm önerileri" sundu. siyasi partiler, seçim sistemi, türkiye büyük millet meclisi görev ve yetkileri, hükümet sistemi, sivilleşme, kamu yönetimi, insan hakları, düşünsel özgürlükler, kollektif özgürlükler, kürt sorunu, milli güvenlik kurulu, diyanet işleri başkanlığı gibi oldukça geniş bir alanda somut demokratikleşme önerileri sıralandı. hakkını vermek gerekiyor ki, zamanına göre (hatta bizzat kendi zamanımıza göre) epey ileri ve demokratik bir öneriler dizisi bu. bülent tanör, şöyle diyordu:

    "bugün türkiye'nin demokratikleşmesi ya da demokratikleşmemesi diye bir sorun vardır. siyasal hukuk alanında bunun kökleri tarihin derinliklerindedir. yakın tarihli ara rejimler de, devleti birey aleyhine aşırı güçlendiren, insan haklarını dar çerçevelere hapseden, hukuk devletini ve yargı bağımsızlığını bozan, hatta laikliği sarsan dayatmalarda bulunmuşlardır.

    fakat, bunların bilinmesi ve sürekli yinelenmesi, sorunların aşılması için yeterli değildir, olamamıştır. asıl dikkat edilmesi gereken nokta, seçimle gelen iktidarların bu yapılanmayı değiştirmek ve demokratikleştirmek konusunda ciddi bir atılım içinde görünmemeleridir. demokratikleşmenin önünü tıkayan esas engel, tarihin getirdiklerinden çok, bunları aşma yolundaki siyasal irade eksikliğidir.

    buna karşı, ayrılıkçı terörün demokratikleşmeyi engellediği ileri sürülecektir. ancak bu bakışın iki temel zaafı vardır. birincisi, terörün doğuşunda sadece 'dış mihraklar' söylemine bağlı kalmak, demokrasi ve özgürlük eksiğinin bundaki payını hesaba katmaya yanaşmamaktır. ikincisi, otoriter uygulamalara, olağanüstü hal rejimine ve hatta hukuk devleti anlayışına sığmayan bazı uygulamalara karşın, terörün hala devam ediyor oluşudur.

    son yıllarda, terör olgusundan da beslenen siyaset-mafya-bürokrasi üçgeni, mevcut demokrasiyi ulaşabildiği mevzilerden bile geri götürme tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır. devlet ve idare katında saydamlığın iyice yokolması, siyasal ve yargısal denetim kanallarının tıkanması bu kirlenmenin hem nedenleri hem de sonuçları arasındadır.

    devlet katındaki çözülme, sivil toplum ve halk katında da izdüşümlerini bulmaktadır. tehlikeli olan da budur. siyasal partiler seçenek üretememektedir.bunların en öndegelenlerinin oy oranı genel seçmenin beşte birine zorlukla ulaşabilmektedir. siyasal yaşamda dağılma ve parçalanma esas eğilimdir. merkez partileri güç kaybına uğrarken, sağ uçtaki partiler yükseliştedir."

    peki, ne yapılmalı? temel meselelerden biri:

    "türkiye, orta doğu'nun ve islam dünyasının hassas bir bölgesinde şu iki yakıcı sorunun da kuşatması altındadır: laiklikle islamı, ulusal devlet ile farklı etnik kimlikleri demokrasi içinde barıştırmayı denemek."

    haliyle, raporun yurt içi ve yurt dışında geniş çaplı yankıları oldu. sosyal demokratlar, liberaller ve sosyalistlerin büyük bölümü olumlu buldular ya da en azından "ileri" mealinde tarif ettiler. milliyetçi (hatta islâmî) çevreler ve askeri bürokrasi olumsuz karşıladılar ve sert suçlamalar yönelttiler. "atatürk ilke ve inkîlapları", "kürt sorunu", "milli güvenlik kurulu", "diyanet işleri başkanlığı" kırılma noktalarıydı ve özellikle bu konular üzerinde gerilimli tartışmalar da yaşandı. hatta, tüsiad bir ara -yamuluyorsam düzeltin- geri çekilmek zorunda da kaldı hani..

    bülent tanör, aralık 1999 yılında hazırladığı 180 sayfalık "türkiyê'de demokratik standartların yükseltilmesi: tartışmalar ve son gelişmeler" başlıklı çalışmasında, rapor etrafında dönen tartışmaları ve değerlendirmeleri konu edindi. "türkiye'de demokratikleşme perspektifleri"ne yönelik olumlu ve/veya olumsuz tepkileri yansıtmasının yanı sıra; özel duyarlılıkları, yanlış anlamaları, yönteme ilişkin eleştirileri inceledi ve cevap verdi -tezlerinin temellerini okuyucuya hatırlattı denilebilir. ve bu çalışma da, oldukça özenli ve dikkatli bir şekilde ortaya konmuş.

    sonrası, içler acısı bir durum. -hikâyeyi biliyorsunuz. "özenli ve dikkatli" çalışmadan rahatsız olunmuş olacak ki (ki, ferman demirkol faktörünü de unutmamazlıktan gelemiyoruz), istanbul üniversitesi rektörünün "telif" üzerinden soruşturma açmaya yeltenip yıpratma çabaları oldu ve bülent tanör üst üste haksızlığa uğradı...

    "türkiye'de demokratikleşme perspektifleri", on yıl sonra güncellendi. prof. dr. zafer üskül, "türk demokrasisi'nde 130 yıl (1876-2006): prof. dr. bülent tanör anısına türkiye'de demokratikleşme perspektifleri 10. yıl güncellemesi" isimli raporu kaleme aldı. rapor, on yıl sonra bülent tanör temelinde canlandırıldı denilebilir. ancak, mhp'lilerin sert tepkisi ve ağır suçlamaları dışında herhangi güncel bir tartışma olmadı. raporun tanıtım toplantısı, 19 ocak 2007 sabahı yapıldı; hrant dink aynı gün suikaste kurban gitti... dolayısıyla, rapor duyurulduktan sonra medyada bir tartışma göremedik, birkaç haber dışında hiç konuşulmadı.

    seçimlerden sonra, bir süre sonra bu rapor, uzunca tartışılacağa benziyor -ki internetteki bazı haber portallarında konuşulmaya başlanmış. çünkü, zafer üskül'ün adalet ve kalkınma partisi (akp) mebusluğu ile birlikte sivil anayasa hazırlıklarına başlandı ve görüldüğü üzere akp'nin inisiyatifi ile değil [edit: üskül'ün önerilerini incelersek tabiî] bizzat raporda, daha doğrusu, raporların önerileri ile örtüşüyor denilebilir. bu belgeler çok dikkatli okunmalı. sanırım, yeni anayasa tartışmaları "türkiye'de demokratikleşme perspektifleri" ile birlikte değerlendirilecek. yani, bülent tanör'ün ruhu ile türkiye cumhuriyeti'nin yeni anayasası'nda karşılaşabiliriz.

    son söz olarak, anayasa tartışmalarını da bağlamın bir köşesine yerleştirerek (ve tüsiad faktörünü bir kenara bırakırsak), "türkiye'de demokratikleşme perspektifleri"nde açıkça görülen azminden dolayı bülent tanör hoca'ya bir kez daha hayran kaldığımı belirtmek isterim.

    kaynak:
    - tüsiad (hazırlayan: bülent tanör), türkiye'de demokratikleşme perspektifleri, ocak 1997
    http://www.tusiad.org.tr/…/shared/file/demoktur.pdf
    - tüsiad (hazırlayan: bülent tanör), "türkiye'de demokratik standartların yükseltilmesi: tartışmalar ve son gelişmeler", aralık 1999
    http://www.tusiad.org.tr/…/shared/file/demokrat.pdf
    - tüsiad (hazırlayan: zafer üskül), "türk demokrasisi'nde 130 yıl (1876-2006): prof. dr. bülent tanör anısına türkiye'de demokratikleşme perspektifleri 10. yıl güncellemesi", aralık 2006
    http://www.tusiad.org.tr/…ared/file/10yilguncel.pdf
    - türk demokrasisi'nde 130 yıl (1876-2006): prof. dr. bülent tanör anısına türkiye'de demokratikleşme perspektifleri 10. yıl güncellemesi raporu tanıtım toplantısı
    http://www.tusiad.org.tr/…ile/demokratiklesme01.pdf

    bkz: üniversite öğretim üyeleri derneği yönetim kurulu, "gerçek suçlu yök'tür", radikal iki, 27 kasım 2005
    http://www.radikal.com.tr/…r.php?ek=r2&haberno=5301

    edit: linkler kurbağa olmuş, el atıldı.
hesabın var mı? giriş yap