• bu gece ntvde yayınlanacak bbc menşeli belgesel. the human body ve the human instict belgesellerini yapan italyan bıyıklı babacan amca robert winston sunuyor.
  • gectigimiz günlerde türkiye'de dvd si piyasaya cikmis belgeseldir. 147 dakika olan belgeselde türkce altyazi ve dublaj secenegi mevcut. 19 ytl.
  • $u siralar yemek sepeti vasitasiyladominos tan soylediginiz pizzanin yaninda alabileceginiz en guzel promosyon.
  • ntv bilim dergisinin promosyon olarak verdiği, sadece 2. bölmünü izlediğim ve bu bölümü özellikler çocukları olanların izlemesinin faydalı olacağına kanaat getirdiğim belgesel dizisi. çocuk yetiştirmeyle ilgili güzel ipuçları veren, fakat büyükler için de faydalı bilgilerin olduğu belgesel.
    --- spoiler ---

    çocuklarla yapılan şeker deneyinde çocukların şekeri yememek için çabalamaları, yüzlerindeki ifadeler 2. bölümün en güzel ve akılda kalıcı kısmıydı.

    --- spoiler ---
  • sahte gülümseme ile gerçek gülümsemeyi ayırt etme yöntemini kısa ve net bir şekilde öğreten belgesel. bahsettiğim bölümün adı "making friends"di sanırm.
  • özellikle ilk bölüm olan get smart(akıllı ol)da andynin bilinçaltı sayesinde arkadaşlarını nadir görülen bir patlamadan kurtarması insan beyniyle ilgili bilinmezleri fark etmemizi sağlıyor. diğer bölümlerse; personality(kişilik) ve making friends(arkadaş edinme)
  • 3 bölümünü de bir solukta izlediğim bbc yapımı belgesel. kolay öğrenme metodları, hafıza, içgüdü derken özellikle 1. bölümünde ufkumu bayağı bi genişletti. beynimi çer çöp bi dolu şeyle doldurup önemli bi konuda hata yaptığımda "bunu nasıl atladım ben ya" diye ağlanırken özellikle öğrenme ve hafızayla ilgili birçok şey öğrendim.

    kişilikle ilgili 2. bölüm yer yer uyku getirse de ( ki yarısında durdurup 2 saat uyumuşluğum var, öyle de terbiyesizim) sonlara doğru yetişkin insanlar üzerinde yapılan kişiliğin, izlenilen müziğe, filme göre kalıcı olmayan değişiklikler göstermesiyle ilgili deney de ilginç geldi.

    sosyalleşmeyle ilgili 3. bölümdeyse bence özellikle evleneceğiniz kişinin ailesiyle tanışma faslını anlatan kısım ilgi çekiciydi. yeni evlenecekler, evlenmek isteyenler*özellikle 3.bölümü oturup bi izlesin derim.

    pek entelce yorumlar yapamadım ama şahsi kanaatim bunlardır efendim. arz ederim.
  • "personality" bölümünde de ilgi çekici detaylar olan belgesel.
    örneğin bir deneyde "iyi" ve "kötü" olarak adlandırılan iki karakter, farklı odalarda, farklı gönüllülerle sohbet ediyor.
    sohbet havadan, sudan, filmlerden, ünlülerden vs akıyor...

    "iyi" olan son derece konuşkan, sohbet ettiği kişilere şakalar komiklikler yapan, gayet sempatik görünümlü biri. "kötü" ise genelde karşı çıkan, sıkılan, hoşlanmadığı ve sevmediği fikirleri rahatça beyan eden biri.
    bunlar farklı odalarda, sohbet ettikleri farklı insanlara karşı aynı vücut hareketlerini yapıyorlar.
    konuşurken bacak bacak üstüne atma, kolları arkada buluşturma, ellerini alına götürme vs gibi...

    ve sonuç; "iyi" olarak adlandırılan kişinin konuştuğu insanlar bir süre sonra onun haraketlerini taklit etmeye başlarken, "kötü" olarak adlandırılan kişinin karşısındakiler kendi davranışlarından ödün vermiyor ve onun yaptığını asla yapmıyorlar.

    belgesele göre insanlar örnek aldıkları ve iyi olduğuna inandıkları kişilerin hareketlerini taklit ediyor. bu aradaki bağı güçlendirmeye yarıyor. her şey onda beyne giden sinyallerle ilgili.

    ek başka bir örnek ise belgeselde verilen kürek yarışı. kürekçilerin beyin hücreleri harekete odaklı ve hücreler yine bir sonraki hareketi planlıyor. izleyiciler ise kürekçilerin vücut hareketlerinden ve yüzlerinin girdiği şekillerden hareketle (efor sarfedilen ve fiziksel olarak zorlu koşullar dolayısıyla) beyindeki ayna nöronlarının aktif olmasıyla benzer duyguları hissediyorlar. tek fark izleyicilerin fiziksel bir yorgunluğun olmaması.

    kısacası karşınızdaki insanın duygularını bilirseniz düşüncelerini daha isabetli olarak okuyabilirsiniz. bunun için de beyin zaten üzerine düşeni adam akıllı yapıyor.
  • ergenliği pek keyifli anlatan belgesel.

    ön loblarındaki nöronlar arasında yeniden kurulmayı bekleyen bağlantılar, sinyallerde yaşanan kesinti ergenlerin anlama hızlarının düşmesine sebep oluyormuş. yani anlamıyorlarsa bir daha tekrar edin.
    kafası karışık, agresif olmaları da bu yüzdenmiş. hoşgörülü olun.

    karakter için ise ergenliği geçirmek mümkün olmayabiliyormuş. yani ölene kadar ergen de kalınabiliyormuş. öhö öhö bir dönüp aynaya bakmak lazım.
    mesela risk almak
    tehlikeli sporlara ergenlikte başlayanlar,
    ön lop henüz karışık olduğu için bolca dopamin salgılıyormuş ve mutlu oluyorlarmış.
    ergenlikte ne kadar risk alırsa hayatının geri kalanında da hep daha fazla risk almayı istiyormuş, yine mutlu olabilmek için. iflah olmaz risk alma ihtiyacınız ergenlikte aldığınız risklerle doğru orantılı anlaşılan.
    gün gelir de ön lob kontolü ele alırsa da zihnimiz hoş armoniler çalabilirmiş. yani duygu yoğunluğumuz sıradan hale geliyormuş.
hesabın var mı? giriş yap