• bir raymond chandler romanı...

    (hakkında bundan fazla bir şey yazabilmeyi de isterdim lakin kitap bir yıldır kitaplığımda, sıranın kendisine gelmesini bekliyor. o yüzden illa hakkında bir şeyler söylemem gerekirse "çok sabırlı bir kitap" diyebilirim. ha bir de kitaplıkta güzel duruyor, renkli menkli bir kapağı var...)
  • raymond chandler ın romanları içinde biraz geride kalmış ama müptelasını her halükarda mutlu edecek bir kitap.

    chandler genelde kurgusunun zayıflığı ve cinayet örgüsünün basitliği nedeniyle eleştirilir. fakat bu kitapta fazlasıyla karışık bir kurgu kurmuş, vur deyince öldürmüştür sanki. çok fazla karakter, çok fazla mekan, çok fazla entrika var. belki üç ayrı roman mevzusunu tek romanda anlatınca okuyucu bu karışık örgüde kolayca kayboluyor.

    buna türkçe çevirinin de baştan savmalığını ekleyince romanda ilerlemek, azimsiz okuyucu için, bataklıkta yürümek gibi zorlaşıyor. vah ki vah. chandler gibi bir büyük ustanın kitabı böyle mi yayınlanmalıydı? çevirmen garibanın tekidir, ona kızmıyorum ama düzelten, editör diye oraya adını yazdıran ahmet ümit hiç utanmamış mı?

    chandler elbette çevrilmesi zor bir adam. sert amerikan mizahı yapıyor, eksiltmeli konuşuyor, argolu, ironik, iğneli. küçük ipuçlarıyla ilerliyor hikaye ama bu moloz yığını içinde ipin ucunu nasıl görsün okur?

    ama bu ayıp sadece yayınevinin değil, polisiyeye hak ettiği değeri vermeyen, hesap sormayan okur-okumaz da sorumlu.

    evet, çeviri bir yana, kitap biraz dağınık. bireyin yalnızlığı ve hüznü çok fazla odağa dağıldığı için big sleep gibi, long goodbye gibi demlenip ağırlaşmıyor. bu da romanı külliyat içinde gerilere atıyor. çünkü chandler, kuyruğu dik tutan sert insanların hüznüdür en çok. polisiyeliktense edebiyatlığı ağır basar.
hesabın var mı? giriş yap