• siyasal şiddet kavramsallaştırmalarından biri. literatürde ve gündelik dilde yaygın bir biçimde kullanılan terörizm gibi, yasadışı şiddet eylemlerinden birini, rejimi koruma amaçlı kalkışılan yasadışı şiddeti tanımlıyor.

    aslında terör, kelime olarak "korku" anlamına gelmekte. aynı zamanda öngörülemeyen ve yoğunluğu ve kapsamı geniş şiddet eylemlerinin adı. bir fenomen olarakterörizm ise korku yaratmak, terörize etmek amacı taşıyan şiddet eylemlerini nitelemekte. terör ile amaçlanan korku yaratarak direnci, muhalefeti ya da reaksiyonu minimize etmektir. dolayısıyla, baktığımızda tanımı gereği yasa dışılık terör için tali bir unsur. devletin kurum ve kuruluşları da teröre başvururlar, bu kurum ve kuruluşların şiddet eylemleri de terör olarak adlandırılabilir.

    ancak malum modern devlet ekseninden giden tartışmalarda genellikle terör verili bir siyasal düzeni yıkma amacı taşıyan, kimi zaman irrasyonel olarak sunulan yasa dışı şiddet eylemlerini nitelemekte.

    terörizmin tanımı böyleyken, vigilantizm de kanuni yetkisi olmadığı halde kimi kişi ve grupların zorla düzeni sağlama amaçlı şiddet eylemlerini niteliyor. vigilant teyakkuzda olan demek, vigilantizm de tetikte olma, teyakkuz şiddeti olarak tanımlanabilir. rosenbaum ve sederberg faillerin yasal düzenlemelerce yasaklanmış davranışları yaptığına inandıkları kişilere yönelttikleri şiddeti "suç-kontrol vigilantizm"i olarak kategorilendiriyor. örneğin, bir çocuğu taciz ettiği haberi gelen bir adamı mahallelinin cezalandırmaya kalkması (bkz: linç).

    siyasal ve/veya toplumsal sistemin değerlerinin yeniden yapılandırılmasını, tanımlanmasını ve düzenlenmesini savunan ve bunun için mücadele eden gruplara yönelmiş şiddet eylemleri ise "sosyal-grup-kontrol vigilantizm"i olarak adlandırılıyor. örneğin eşcinsel hakları için gösteri yapan bir gruba, ahlaksızlar diye saldırıyorsa bir güruh, kategorik olarak terörle aynı grupta yer alan bir eylemle iştigal oluyor demektir.

    son olaraksa canım türkiyemde yine pek bir yaygın olan, "rejim-kontrol vigilantizm"inden bahsediyorlar. buna göre, yönetimin sistemi korumakta etkisiz olarak görüldüğü zamanlarda statükoyu korumak için kalkışılan toplumsal ya da kurumsallaşmış şiddet kullanımı unutulmaması ve değerlendirilmeye alınması gereken durumlardan biri oluyor.

    kaynak vs. için: h.j. rosenbaum and p.c. sederberg, 1974, vigilante politics, university of pennsylvania press.
  • (bkz: charles bronson)
    (bkz: anglo sakson hukuk sistemi)
    (bkz: azmi karamahmutoğlu)
    (bkz: yaşasın hainler için illegalite)

    başlıbaşına kültürel bir yönelim. vicilant vicilantist kavramları bizde yeni olsa da kültürü çok ama çok eskidir. günümüzde roma hukukunun yarattığı tatminsizlik hissi, vicilantistleri besler.
  • yasal işleyiş, ceza sistemi, yozlaşmış polis/yargı vs. beğenilmediğinde suçun yasal yetkisi olmayan insanlar tarafından cezlandırılması. mal gibi tanımladım ama kabaca böyle bir şey. bu fikirle hareket edenleri de daha yaygın kullanımlı vigilante ile adlandırıyoruz.

    örneğin gotham'da şehir mafyanın kontrolünde, polis el kol bağlı. batman "amk yapacağınız işin" diyip geceleri milletin ağzını burnunu kırıyor, polise veriyor. veya daha sert abimiz olan frank castle (the punisher) öldürmekte sorun görmüyor. the boondock saints, hatta guy fawkes diğer örnekler sayılabilir.
  • kanunsuz adalet olarak türkçeleştirilebilir kısaca. tabii adaletin göreceli bir kavram olduğunu akılda tutmak şartıyla.
  • bu topraklardaki en iyi tanımı:
    “durumdan vazife çıkarmak.”
  • 140 journos'un ya devlet başa belgeselinde bolca bahsi geçen kavram.

    “devlet otoritesinin olmadığı ya da yetersiz olduğu yerlerde, kendisini devlet adına hareket etmekle yükümlü kılan, kendi dar bölgesinde ya da komünitesinde güvenliği sağlama hakkını kendisinde görmüş olan, dolayısı ile kanuni sorumluluğu ve yetkisi olmayan insanlar.”
  • burak bilgehan özpek‘ in favori kelimesi.

    toplum icindeki siddeti devlete yönelik siddet, devlet eliyle uygulanan siddet olarak siniflandirabiliriz.

    kimi zamanda toplumdaki azinlik ve zayif kalmis sosyal gruplara yönelik onlari susturmak, bastirmak, gruplar arasinda korku yaymak amaciyla yapilan sivil toplumun karanlik yuzune ayna tutan, devletin ötesinde kanunsuz bir terörizmdir.

    yasalari kendi eline alan kanunsuzlar olarak tanimlanabilir. bu kanunsuzlarin destekcileri isin basinda sistemi kökten degistirmekle degil eski düzenin savunucusu olurlar. bunlarin cogu radikallesmis yerli gruplardir; devlet tarafindan reddedilmeyen, devletin mesruiyeti icin kapida hazir bekleyen kanun ve düzen saglama uyaniklaridir.

    statükoyu sürdürme taraftari olanlari ise toplumsal dönüsüm süreclerini tersine cevirirler kimilerine terörist denir kimileri de kanunu kendi ellerine gecirmenin tehdidini savurarak kendi kendilerini göreve atar ve toplumsal krizlerde eyleme gecerler.

    silahla örgütlenip ceteleserek kendi yasal alanlarini kuranlarin icinde en bilineni (bkz: isid)
  • meşru şiddet tekeline sahip olan devletin bu yetkisinin kâfi olmadığı argümanına dayanarak paralel şiddet kullanımıdır. 1960'lardan itibaren ülkede 80 darbesine, yani bir nevi reel komünizm ve sol bitene kadar paramiliter gruplar tarafından başvurulan şiddet bu anlamda bir vijilantizm örneğidir. konuyla ilgili tanıl bora'nın su tespiti dikkate değerdir: "[cumhuriyetçi köylü millet partisini kastederek] parti'nin gençliği, "komünizm tehdidine karşı vijilantizmin yarı-resmi mumessiline dönüştü. bu vijilantist misyon, parti bünyesinde "komando" kimliğiyle egitilip örgütlendi. 1968'de açılan ilk komando kampını türkeş şu sözlerle tanıtmıştı: 'komunistler memleketi sahipsiz sanıp da sokak hâkimiyeti kuramazlar. onların anlayacağı dilden konuşacak, memleketi, milliyetçi çocuklarımız vardır. bunun için gençlerimizi mücadeleci olarak yetistiriyoruz.'"

    bkz. tanıl bora, "alparslan türkeş", yüz, ed. kıvanç koçak, tanıl bora, istanbul, iletişim yayınları, 2023, s. 224.
  • fiiliyatta 2. dünya savaşı sonrasından itibaren, abd güdümündeki ülkelerde, kontol dışına çıkma eğilimlerini önlemek için, ülkelerin rejimlerinin istikrarsızlaştırılması, yönetemez hale düşürülmesi amacıyla yine abd tarafından uygulattırılan yaygın şiddet ve düşük-yoğunluklu çatışma doktrinidir, tanım.

    devletle mevletle alakası yok. abd güdümündeki sol siyasetin borazanları tarafından yine bu kampanyayı tırmandırma amaçlı çalışmalarda kullanılan kavramlaştırma

    bu doktrinle uyumlu hareket eden çok sayıda bilhassa medya elemanları ve başkaca kurumlarda elemanları var, kitlesel boyutta çevreleri harekete geçirme kapasiteleri hazır ve aktif.
hesabın var mı? giriş yap