5261 entry daha
  • şu an acayip keyifliyim çünkü öldü bitti denilen, ağır yaptırımlara maruz kalan iki ülke koca abd’nin karizmasını çizdi: iran ve venezuela. adamlar resmen koca kahveyi kestane yaptı çizdi gittiler (torbacı cemal’e selamlar).

    biliyorsunuzdur venezuela abd tarafından insanlık suçu denilebilecek yaptırımlara maruz bırakılıyor. petrol ülkesi olmasına rağmen, ham petrolden yakıt üretebilmek için gerekli olan kimyasal malzemelerin, yedek parçaların bu ülkeye satışı yasaklandı. venezuela ile bu hususta ticaret yapanı kara listeye alıyorlar. dahası venezuela devlet petrol işletmesinin abd’de bulunan petrol rafinerisine yine haydutça bir yöntemle abd tarafından el koyuldu. iran da yine aynı şekilde yaptırımlara maruz kalan bir ülke olarak venezuela ile dayanışma gösterdi ve buraya ilk olarak 5 geminden oluşan petrol ihraç edeceğini ilan etti. işte bu beş gemiden ilki bugün itibariyle (artık dün oluyor gerçi) venezuela donanmasının eskortluğuda venezuela kara sularına giriş yaptı. muhtemelen saatler içerisinde de limana yanaşmış olur.

    bu sembolik önemi müthiş değerde bir hadisedir. başta da söylediğim gibi zorbalıkla açlık ve sefalete sürüklenmek istenen iki ülkenin, abd’nin burnunun dibinde gövde gösterisi yapmasıdır. abd’den bir takım tehditler yapılmıştı çünkü iran ve venezuela’ya yönelik olarak. hatta biz ciddi ciddi acaba atlantik’te bir çatışma olur mu diye bekledik. çok şükür olmadı.

    dünya, daha önce de ifade ettiğim gibi. gücün olabildiğince dağıldığı, çok kutuplu, çok alternatifli, çok sorunlu, bol kaoslu ama aynı zamanda anarşi durumunda dengenin sağlanacağı bir uluslararası sisteme gümbür gümbür koşuyor. bu döneme damgasını vuracak hadiseyi de söyleyeyim: gerilla savaşları. görüyorsunuz blak water’inden tutun silvercorp’una, wagner’ine kadar bir sürü “özel güvenlik şirketi” adı altında paramiliter güçler dünyanın dört bir yanında, bağlı bulundukları ülkelerin politikaları doğrultusunda vekalet savaşlarına dahil oluyor. bu yeni dönem “guerrilla warfare” patlama yapacak. zaten halihazırda çok yaygın, iyice yaygınlaşacak. bu işe kafayı taktım. daha yakından çalışacağım.

    temennimiz türkiyemizin bu yeni döneme hazırlıklı olarak girmesidir.
  • yer gostericilik (usher) diye bir meslegin var oldugu ulkedir. ulkedeki sinema salonlarinin cok buyuk bir bolumu ego (erken gelen oturur) sistemiyle calissa da son yillarda giderek artan luks segment (yatan, genis koltuklar, yemek/icecek servisler, vs) sinema salonlarinda yer gostericiler mevcuttur. biletinizi onceden secerek alirsiniz, nereye oturacaginiz bellidir. yer gostericiler size yardimci olurlar. bunun disinda tiyatro/konser salonlari, stadyumlarda yer gostericiler vardir. kisaca koltuk secerek bilet aldiginiz yerlerde yer gostericiler vardir.

    bunlarin cogunda calisanlar gencler olsa da, bazilarinda gercekten 80 yasinda olanlar da bulunur. ornegin klasik muzik sevenler sikca karsilasirlar, orkestra salonlarindaki yer gostericiler genelde 70-80 yas ustudur. ancak sunu da not edelim bu tarz yerlerdeki yer gostericilerin cogunlugu bunu gonullu yapiyorlar. en buyuk sebebi de konserleri ucretsiz izlemeleri.

    son olarak 2018'de wapo ulkede 85 yas ve ustu 255bin kisinin calistigina dair bir haber yapmis. hangi sektorlerde calistiklarina linkten bakabilirsiniz.
7827 entry daha
hesabın var mı? giriş yap