• arda sen eğer cristiano ronaldo'nun yaşadığı baskıya, ıslıklara maruz kalsan cinnet geçirir, katliam yaratırdın demek ki. şımarıksın, adam değilsin kusura bakma. kimsenin arkasından konuşmayı sevmem, bu yorumu göremeyecek olsan da arkandan gıybet yapmak istemem ama cidden adam değilsin.? milli takımı bırakman iki taraf için de en hayırlısı oldu. senin gibi volkan demirel gibi, emre belözoğlu gibi adamlar barınmasın artık türk futbolunda. "topçular" gitsin "adamlar" kalsın. adam değilsin dedim sırf bu olaya dayanarak konuşmuyorum, adam olamadığın için diyorum.
  • bazı aktroll ezikler tarafından sosyal medya gençliğinin spor basını tarafından manipüle edilmesiyle lince uğradığı düşünülen futbolu haricinde her şeyiyle gündem olan kişi.
    sürekli vatan millet naralarını ağzından düşürmeyerek göz boyamaya çalışır ama çok sevdiği ülkesinin milli formasını önemli bir maçta terletirken ıslıklanınca maçı yürüyerek tamamlayacak kadar da samimi.
    sürekli allah kitap kuran kelamının lafını eder ama uçana kaçana yürüyecek kadar da ahlaklı. kimsenin ahlakını sorgulamak benim haddime değil. fakat "ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün" diye de bir söz var.
    sürekli kendini övmelerinden, politikaya dahil olmasından, küfür ve darp olayından bahsetmiyorum bile.
  • daha önce çok yazdım bu başlığa. kendisine, yeteneğine, kişiliğine o kadar güveniyordum ki... kardeşim benimle durduk yere konuşmayı kesmiş kadar üzüldüm... zaten ne zamandır "inşallah düzelir" diye bekliyordum ama 70 yaşındaki adama saldıracak kadar kendisini kaybedeceğine hiç ihtimal vermemiştim.

    bu son olaylardan sonra arda'ya "adam değilsin, şımarık, bilmem neresi kalkık" diye klavyeniz yettiğince eleştirmeye doyduysanız, sıra kendimizi de eleştirmekte. eğer bu olayda toplum olarak suçsuz olduğumuzu düşünüyorsanız, iki yüzlüsünüz... hem de önde gideni...

    arda, olayların ertesi gününde instagram'da paylaştığı çocuktu en başında aslında. onu bu hale biz getirdik. arda'nın da suçu var ama hep o çocuk gibi kalması için toplum da yardımcı olabilirdi. o nedenle işte bizden dünya yıldızları yetişmiyor.

    arda şimdi değil de, sadece 10 sene önce dünyaya gelmiş olsaydı, çok farklı olacaktı her şey. onun en büyük şanssızlığı, herkesin her konuda, sadece parmaklarını oynatarak bütün dünyaya ahkam kesebildiği bir çağda dünyaya gelmiş, bunu da en ayarsızca yapan türk milletinin içinden çıkmış olmasıdır.

    daha 20'li yaşlarının başında galatasaray'la şampiyonluk görmüş, milli takım'ın 2008'deki yarı final macerasında başrol oynamıştı. bu başarılardan sonra bir de sinem kobal'la ilişki yaşamaya başlayınca, bütün magazin peşine düştü. o günün gençleri ilk tv aşkları olan sinem kobal'dan kıskanmaya başladı bu 20 yaşında avrupa şampiyonasında milli takımı yarı finale çıkarmış genç çocuğu. olur olmadık şeylerle üzerine gitti basın. çünkü arda turan haberleri takip ediliyor, toplumda reaksiyon yaratıyordu. tuvalete gitse "arda ayakta mı işiyor, yoksa oturarak mi işiyor, az sonra!!" tipi kimseye bir şey katmayacak haberler çıktı. arda'nın cinsel hayatına kadar girdiler futbol(!) programında.

    arda daha 21-22 yaşlarındaydı tüm bu medya fırtınası etrafında dönerken. dönemin galatasaray yönetimi kendisini bu rating mezesi yapan tiplerden koruyamadı... aslında koruma gereği görmedi. "al sana para, al kaptanlık pazu bandı, hadi yine iyisin" dedi, o kadar.

    arda yalnız hissetti... o kadar yalnızdı ki, röportajda ağladı... gücü yetmiyordu her yerden gelen saldırılara... buna ultraslan denen kan emici tribün grubu da dahil oldu. en çok o yaraladı arda'yı. kendi taraftarı terbiyesizlik yaptı. adamın o günkü sevgilisini ağızlarına sakız yapıp tezahürat yazdılar.

    arda işte en büyük hatasını bu ortamda yaptı. acun, emre belözoğlu, rıdvan gibi bağlantıları güçlü adamlara yakınlaşarak basının üzerine gelmesini durdurmaya çalıştı. ama arda'yı bu ortama, o basına o gün prim veren bizler ittik... arda çaresiz hissetti ve her denize düşen gibi yılana sarıldı.

    bu noktadan sonra arda her geçen gün biraz daha dark side'a kaydı. bu adını saydıklarımın etrafında her güce tapan gibi dalkavukları da vardı ve arda'nın da "beni herkes sevsin" arzusunu bu dalkavuklar gidermeye başladı. bir nevi uyuşturucu bağımlılığı gibi düşünün... o sırada çok yerinde bir kararla türkiye'den uzaklaştı, atletico'ya gitti ve orada çok da başarılı oldu. bu başarısı ile türkiye ortamından uzaklaşmış olması tesadüf değildi. bu başarısı onu zirveye çıkarttı: hayalini kurduğu barcelona onu 40 milyon euro verip aldı.

    barcelona atletico'dan çok daha büyük bir kulüp. dolayısıyla türk toplumu bir kez daha gözlerini arda'ya çevirdi. arda "bu sefer oldu, herkesin sevgisini kazandım!" dedi. "ben oldum!" dedi. etrafındaki dalkavuklar ve yalakalar "dünyanın en adam gibi adam'ı sensin, sen şahsın, sen şahbazsın" diye arda'yı gazladılar. bu sırada arda'nın başarısını gerçekten kıskananlar da vardı. arda bu negatif söylemlerden kurtulmak için kendisine çok küçük bir entourage kurdu. bu da gerçeklikle bağının kopmasına neden oldu. bir süre sonra müritlerinin kendisini uçurmasıyla kendisini türk futbolunun ve ötesinin en büyüğü olarak görmeye başladı.

    euro 2016'ya kalındığı gün, mucize golü selçuk inan atmış olmasına rağmen, gazeteler arda'nın fotoğrafıyla doluydu. arda = türk futbolu idi artık arda'nın kafasında. herkes kendi düşündüğü gibi yapmalıydı her şeyi. ne de olsa messi ve neymar'la antrenmanda şakalaşabilen bir tek arda vardı orada.

    euro 2016'da ise, teknik direktörünün, aslında türk futbolunun avrupa'da son 20 yılda saygın bir yere gelmesinde en büyük payı olan adamın adaletini ve yönetim sistemini sorgulayacak, hatta onunla şampiyona süresince ego savaşı yapacak, bunu yaparken de türk futboluna zarar verdiğini farketmeyecek kadar büyük görüyordu kendisini. şampiyonada türkiye beklentilerin altında kalınca, terim arda'yı otoritesini sarstığı için cezalandırdı...

    arda'nın kaypak çevresi devreye girdi bu noktada. arda için her gün haberler yapıldı, sadece arda'nın katıldığı yıkama & yağlamalı programlar yapıldı. araya ülkenin cumhurbaşkanı bile sokuldu. terim de eski terim değildi maalesef, arda'yı geri aldı istemeye istemeye. ama bunu da söyledi...

    işte bu arda'nın çok gücüne gitti... "ben ki barcelona'ya erişmiş futbolcuyum, beni çağırmak nasıl içine sinmez?!" diye içi içini yedi o andan sonra. ve terim'e bir mesaj vermek için 70 yaşındaki adamın üzerine yürüdü...

    elbette bunu tek başına yapmadı. kaypak çevresinin dolduruşuna geldi. arda'nın hatası, etrafındaki sahte arkadaşların sağladığı sahte güven ortamına aldanmasıydı. oranın kendisi için iyi olduğunu düşündü. adım gibi eminim, bu ortamda arda'yı doldurup doldurup sonra da uzaktan izlediler kıyamet koparken.

    bizim hatamız ise, zamanında sırf rating uğruna arda daha çocukken kendisiyle uğraşanlara gereken tepkiyi toplum olarak verememiz, arda'yı bu sahte güvenli ortama muhtaç bırakmamızdır.

    çok severdim seni arda... şu an hakkındaki haberleri duydukça kahroluyorum. ama sen de sakin kafayla düşünürsen, senin de en az başkaları kadar bu noktaya gelmende payın olduğunu göreceksin. eğer şu "adamsın" "adamın dibisin" diye dolaşan nargile kafeci tayfadan uzaklaşırsan hayatını tekrar düzene koyarsın. milli takıma gel gelme, galatasaray'a dön dönme, umrumda değil... bir insan olarak yaşadığın kötü günlere üzülüyorum. dedim ya, kardeşim gibi gördüm seni galatasaray mlada boleslav maçından beri.
  • bu millet harbi mal.

    adam baştan aşağı megaloman bir ruh hastasına dönüşmüş hala suçlu biziz diyor. he biziz amk. arda' yı pışpışlayacaktık gönlünü hoş edecektik. efendiliginden ödün vermeyen onca dünya yıldızı var bunu donunda sallayacak. onlara birşey olmuyor ama arda beyin psikolojisi kaldırmıyor.adam bir halt etmis hataliyim diyecegi yerde hala emrecilik oynuyor. sanki adam daha ne kadar itici olabilirimin çabasında.
  • bu cocugun isyani bence hakikaten paraya deger vermedigi ve muhtemelen prim almadigi halde tersiyle itham edilmesine. bu kadar canhiras tepki ancak buna olabilir. yine de kufur mazur gorulemez tabiiki.
    besiktas alirsa surpriz olmaz. fikret orman'in bahsettigi marka yuzu mu acaba?
  • benim gibisi 100 yılda bir gelir demişti de anlam verememiştik. kesinlikle haklı. aynı anda; demirören gibi bir başkan, fatih terim gibi bir teknik direktör, akp gibi bir iktidar, acun gibi kanka, thy gibi savurgan bir sponsor, ntvspor vb... say say bitmez. böylesi insana 100yılda bir denk gelir.
  • federasyon baskaninin yada milli takim teknik direktorunun neden takimin en degerli oyuncusunun ustune oynayacagini anlayamadigim durumlara girmis futbolcumsu yaratik tam bir laledir kendisi ama farkinda degildir maalesef...
  • eski milli futbolcu.barcelona oyuncusu.
    kendi kendini heder etti. haklı yada haksız demiyorum çünkü olaylara baktıkça daha derine gidiyor gibi duruyor. keşke böyle olmasaydı.
    (bkz: 6 haziran 2017 arda turan basın toplantısı)
    (bkz: twitter'daki fatih terim flood'u)
  • bir fenerbahçe taraftarı oarak arda yı bu olayda haklı görüyorum. medyanının kirli ilişkilerin silahı olarak kullanılması istediği kişileri haksız yere yüceltip yada aşağı çekmesi bence daha kötü tepki verilmesi gereken birşey. birde şu babası yasındaki adama sarılmıs gibi tuhaf ahlak öğretcisi denyolar yokmu. hanginiz kavga ederken karsınızdakinin yasını mesleğini sorguluyorsunuz ayrıca biriyle kavga etmek için netür bir arastırma içine giriyorsunuz anlatırmısınız açıkca. adamlar hertülü haksızlığı yapsın arkandan dümen cevirsin ve üstüne üstlük seninle aynı ortamda bunu senin gözüne soka soka hak etmedikleri şeyi hakkıyla alıyormus gibi patronlarının arkasına sığınarak göstersin sonrada vay efendim birine bağırmak cemkirmek küfretmek ahlaksızlıkmıs edepsizlikmiş babası yaşındaymıs.. o adamların milli takım ucağında olmasının yanlıslığını kimse görmek istemiyor tüpçünün paralı kölelerinin emrine neden milli takım ucağı tahsis ediliyor bunu kimse söylemiyor. ayrıca ardayıda futbolunuda hiç sevmem. ama ben olsam bende aynısını yapardım.
  • günlerdir olay her boyutuyla konuşuluyor. benim ise kafamda bu iki kelime dönüyor. beynimden atamıyorum.

    (bkz: kenaraya çıkmak)
hesabın var mı? giriş yap