9 entry daha
  • aşkın binlerce boyutu göz önüne alındığında zannımca doğru olan söylemdir. çünkü karşılıklı veya karşılıksız aşkın kendilerine göre beraberlerinde getirdikleri binlerce karmaşa, bulanıklık ve üzüntü hissi mevcuttur. aşkı ilklerinde hisseden insanın mutluluğu kadar mutsuzluğu da yakıcıdır. çünkü aşk karşısında insan savunmasızdır, çıplaktır. ama bunları yaşadığında, 'yaşadım' diyebilmek daha güzeldir sanki.. o yüzden aşk acı çekmektir; ama o acı çekilmeye değer.
  • (bkz: sipsevdi)
  • aşk (aşık olma hali) bir süreçtir. süreçlerin (anlardan farklı olarak) ortak özelliği, hayatın bir noktasında durup ileriye bakmakla, genel akışlarının sağlıklı bir şekilde öngörülebilir olmamasıdır. asıl sorunu yaratan da budur bence: öngörülemezlik. özünde seçimler silsilesi olan hayatta* yaptığımız tek şey, bir davranışta bulunurken, bu davranışın alternatifi olan diğer davranış(lar)ı yok saymak ise, düşünsenize, hayat sizden şu anda bir seçim yapmanızı, yaptığınız bu seçimin sonuçlarına ölene dek katlanmanızı ve her gün, her saat, hatta her an yeni bir seçim yapmanızı istiyor. bu, hiç bir insanın taşıyamayacağı, çok ağır bir sorumluluk..

    dolayısıyla sürecin (öngörülemeyen) bir anında, seçimlerinizin sizi getirdiği noktada hayatın mavi ekran vermesi, ilahi bir karar verme yeteneğiniz yoksa kaçınılmaz oluyor. hele ki bir de seçimleriniz, iki kişinin en saf, en kırılgan, aynı zamanda en öngürelemez duygularının kesiştiği "aşk"ı konu alıyorsa, yolun bir noktasında sıkıntıların baş gösterebileceğini, aşka yüklenen anlamlar derinleştikçe işin içinden daha da çıkılmaz bir hal alabileceğini, her biri zaten yeterince zor olan seçimlerinizi daha zor şartlar altında, objektifliğinizi kaybederek yapabileceğinizi ve tüm bu zorlukları parnterinizin de aynen yaşadığını düşünün..

    aşk (aşık olma hali) bir süreçtir, tanım gereği acı çekmeyi gerektirir.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap