• seçim şartları oluşmamış bir ülkede normal bir durumdur,o dönemi günümüzle karşılaştıran o dönemin şartlarını bilmeyen cahil yazarlar için anormal bir durumdur.
  • bir sürü seçime girip de ülkeyi adam gibi yönetmeyi becerememekten iyidir.
  • demokrasinin ayıbıdır. o dönemde demokrasi aramakta benim ayıbımdır.
  • 19 mayis 1919 da seçime girmistir kendisi
  • bu iddiayı ortaya atan kişilerin yapmak istediği şey, cumhuriyetin kuruluşundan önceki 1920-1923 döneminde mustafa kemal'in yönetiminin meşru dayanağını sorgulamak ve bu konuda şüpheler uyandırmaktır. yani adamın biri çıktı ve yönetime el koydu gibi bir mesaj verilmek istenmektedir.

    hakikati çarpıtan bu tür mesajların, ustalık döneminin önümüzdeki yıllarında artan bir tempoyla servis edilmesi beklenmelidir. bu konuları eğlencelik troll vesilesi haline getirenlerin ise bu eğlencelerinin yakında sona erme ihtimalini göze almalarını menfaatleri icabıdır.

    16 mart 1920'de istanbul’un işgali üzerine, işgal güçlerinin baskısıyla 11 nisan 1920'de resmen kapatılan son osmanlı meclis-i mebusanı'nın üyelerinin bazıları istanbul'daki itilaf devletleri tarafından tutuklandı, önemli bir kısmı ise ankara'ya geçti.

    23 nisan 1920'de ankara'da açılan birinci meclis, osmanlı imparatorluğu'nda 1919 genel seçimlerinde oluşan son osmanlı meclis-i mebusanı'nın bir devamıdır. 1919 seçimlerinde erzurum vilayetinden adaylığını koyup seçilen ve son osmanlı meclis-i mebusanı'nın bir üyesi olan mustafa kemal de meşruiyetini halktan alan temsilciler tarafından hükümet başkanlığı görevine getirildi.

    misak-ı milli yerine bugün misak-ı ümmi peşinden gidenler dahil herkesin meseleye bu şekilde bakmasında fayda vardır.
  • (bkz: atatürk hiç seçim kazanmamıştır/@lakmu)
    bu ilk seçimidir.
    bunun üzerine mebusluk, meclis başkanlığı, başkomutanlık, cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi çok fazla sayıda seçim kazanmıştır.
    bu seçimlerin çoğunu türkiyenin en sert muhalefetine karşı kazanabilmiştir.
    öyleki bu muhalefet o'nun vekil seçilmesini engelleyecek bir kanunu(sf:159/mazbatalar) hazırlayacak ve neredeyse geçirebilecek kadar güçlüdür.
    yine bu meclis başkomutanlık yasasını düşürebilecek kadar inatçı, ertesi gün mustafa kemal'in yaptığı konuşmayla ikna olabilecek kadar aklı başında bir meclistir.
    kendi seçtiği adamlarca bu seçimlerin bazılarını kazandığı da ileri sürülebilir.
    bu doğrudur. özellikle 2. dönem meclis için rahatlıkla bu söylenebilir.
    bu dönemin demokrasi koşullarıyla falan ilgili bir durum değildir. bugün dahi her oy kullanan vatandaş nasıl ki ancak parti liderinin belirlediği, icazet verdiği kişiyi seçebiliyorsa, her lider nasıl tabiri caizse kendi atadığı vekillerle parti başında kalıp koltuğunu tutuyorsa o dönemde de böyleydi.
    amaç, bu unutturulmak istenen gerçekleri çarpıtıp oradan bir diktatör yaratmaksa, o kadar gerilere gidilmeden de bu yapılabilir.
    vakıa asıl tartışılması gereken mesele, neden hâlâ 90 sene öncesinin demokrasisini yaşadığımız halde şimdiki sisteme ileri demokrasi diyor oluşumuzdur.
  • milli mücadele döneminde bütün milletin desteğini alan bir lider için seçim yapmaya gerek yoktur.millet tercihini zaten yapmıştır.
  • ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü hale göre olması gerektiği gibi vuku bulan hadise. ulan zaman mı vardı, seçim yapacak kaynak mı vardı sorularını akla getirir bu olayı sorgulayanlar. (bkz: seçim olmadı da kötü mü oldu?)
  • ülkeyi sıfırdan kurması gibi küçük bir detayın atlandığı önermedir. sen yeni bir meclis kuracaksın, buraya milletvekilleri gelecek, istanbul hükümetini tanımadığını dünyaya ilan edeceksin, ülke sınırlarını çizip bütün düşmanı bu hattın dışına atacaksın ama bütün bunları diktatörlükle ve halkın desteği olmadan yapacaksın öyle mi? buna kadir bile inanmaz. arkanda insanların desteği olmadan apartman aidatı bile toplayamazsın, değil ki bütün millet seni istemediği halde kurtuluş savaşı verip yeni ülke kurasın. atatürk ne büyük, ne güçlü herkül, hulk bir insanmış ki yüzbinleri zorla peşinden sürüklemiş. onu sevmeyenleri tek eliyle dövmüş hep. böyle bir saçma mantık olabilir mi...

    seçilmişliği yaptıklarında gizli. o dönem türkiye cumhuriyeti kurulmasını atatürk istemedi, halk istedi o da halkın namına bunu başardı. 1910'lu yıllardaki halk padişahçılığı elinin tersiyle kenara itip modernleşip yeni bir ülke olmayı istemeseydi, değil atatürk kimse bunu başaramazdı. bu devrimleri hep atatürk zorla dayattı, dikatatörlük yaptı değil de, biraz da halk bunu istedi gözüyle bakmak gerekir. büyük kitleler istemeseydi kimse birşey dayatamazdı. kaldı ki, dış güçlerin ülkemiz içinde cirit attığı herkesi sürekli kışkırttığı, bir devrimciyi yok etmek için en müsait ortamın olduğu bir dönemde kimse atatürk'ü deviremedi. hep şu açıdan bakmak lazım, halk o dönem istemeseydi, halk doğru yolu atatürk'ün yolunda görmeseydi bütün bunlar asla yaşanamazdı. milletimiz doğru olanı istedi ve bunu korudu.

    bugün kalkıp 90 sene sonra atatürk'ü her fırsatta karalayıp milletin gözünde yıpratmaya çalışmanın bir manası yok. milletimiz kendi zihninde isterse atatürkü yok eder, siler atar kimsenin dayatmasına gerek yok. yeter ki doğru olduğuna inansın. ama biliniyor ki bütün bunlar bizans oyunu.
hesabın var mı? giriş yap