• bizimki enteresan adamdı. illegal işlerin yanında, geceleri bize big bang ı masal diye anlatırdı. insanlık tarihini, ülkeler tarihini falan bize böyle öğretti. çaktırmadan. aynı adam masada bana okuma yazma öğrenemedim diye hayıflanırdı. kendi eksikliği sanmış oysa ki sadece algım farklıydı. ya özel öğrenme ya başka bir şey bildiğim kadarıyla geri zekalı da değildim. hoş bunun kararını vermiş olmak akıllıca olmamakla birlikte. neyse masala dönelim. böyle böyle bilimsel birçok veriyi 'beyin bedava' diyerek hafızaya attık. meğer bunlar okullarda kallafi konularmış büyüyüp karşılaşınca çok güldüm. çocuklara masal anlatan babaları sevin, hele böyle gandi , vivaldi, picasso yu falan masal diye anlatanları daha çok.
  • benim babam hiç bana masal anlatmadı. ama oğluma çok anlattı. eşek kadar adam oldum ama yine de kıskandım. mutlu muyum bu durumdan? hem de çok.

    oğlumu asla masalsız bırakmam. o masalların hepsinin de kahramanı biz oluruz.

    masal gibi bir hayat yaşatmaya çalışın evladınıza. kendi masalınızı kendiniz yazın. çocuğunuzu masalının kahramanı yapın.
  • kendisi başlı başına masaldır, bizim ailede yok dedirten olaydır.

    sonra büyüdükçe anladım ki masal anlatmasalar da masalı yaşatmışlar.
  • yaklaşık 8 yaşına gelene kadar her gece kendi uydurduğu hikaye serilerini anlatarak yaptığı işlem. hatırladığım 3 tane seri var bu şekilde olan, genellikle dönemin ünlü çizgi film ya da kitaplarından esinlenilmişti.

    biri o dönem çok sevdiğim beyblade çizgi filminden esinlenme bir hikayeydi. ana kahraman bendim ve masalda her gece ilerleyen bir olay öyküsünde yaşadığımız ilçede beyblade'le tanışmam, ilçe şampiyonu falan olmamdan başlayıp il ülke derken türkiye milli takımıyla dünya şampiyonu olarak bitiriyordum. işin daha güzel yanı mesela türkiye turnuvasında konyayla karşılaşıyorsak rakip takımın beybladeleri semazen temalı vs oluyordu yani aynı çizgifilmdeki gibi her bölge kendi beybladelerini temsil ediyordu. masaldaki her ülke ve şehir için geçerliydi bu. ayrıca beyblade sahaları da aynı çizgifilmdeki gibi o ülkeye ait engeller içeriyordu.

    ikinci masal bi çizgi film ya da kitaptan esinlenilmemişti, babamın kendi yarattığı bi karakter üzerineydi. antik mısırdan abukali adlı bir çocuğun bir şekilde günümüze gelmesi yine benle tanışması ve beraber çıktığımız maceralar üzerineydi. ayrıca başka ülkelerden de birçok karakter vardı masalda. masalın olay örgüsünü çok hatırlamıyorum ama bazı sahnelerde babam sabahtan uğraşıp resmini bile çiziyordu onu hatırlıyorum.

    son masal ise harry potter temalıydı. harry potter sebebini hatırlamadığım bir şekilde yine türkiyeye gelip benle buluşuyordu(baya egosentrik bir çocukmuşum ki her masalda ana karakter olarak beni yapmak zorunda kalmış babam). bu masal tüm masallar arasında en sevdiğimdi çünkü her iki gece türkiyenin bir şehrinde geçiyordu ve gün babam türkiye ansiklopedisini ve atlasları açıp bana bu şehirler ve o şehirde masalın geçeceği önemli yerlerle ilgili bilmece hazırlıyordu. ilk günkü bilmecede şehir ikincisinde ise geçeceği yer oluyordu. türkiyenin neredeyse yarısını gezmiştik bu şekilde. hala o dönemden kalan birkaç bilmece evin köşelerinde duruyor tam yerini bilmesem de.

    bu harry potterlı masal bittikten sonra büyüdüğüm gereğiyle bir daha masal anlatmadı babam ama zaten daha önce anlattıklarının efsaneliğinden dolayı hiç söylenmemiştim, ayrıca okumayı ilkokuldan önce öğrendiğim ve artık 8 yaşına geldiğinde gayet rahat okuyabildiğim için kendim kitaplar okumaya başlamıştım. çocukluğum ve hatta şu an bile geniş bir hayal gücüne sahipsem bunda babamın bana küçükken bu kadar özenerek anlattığı masalların büyük yeri var diye düşünüyorum. ayrıca tüm masalların türkiye ve hatta dünya etrafında dolaşması küçüklükten itibaren coğrafyaya ve diğer kültürlere olan ilgimi artırdı, 5-6 yaşlarında odamda kocaman bir dünya haritası vardı. 10 yaşında dünyadaki tüm ülkeleri biliyor çoğunun başkentini sayabiliyordum. ayrıca tüm bayrakları da öğrenmiştim. hala daha ülkelerle ilgili araştırma yapmayı yeni bi şey öğrenmeyi çok severim. bunun kaynağı bu masallardır.
hesabın var mı? giriş yap