hesabın var mı? giriş yap

  • yemin ediyorum bizim 112 çağrı merkezindekilerin amerika'daki 911 çağrı merkezindekileri dinleyip ders alması gerekiyor. bu kadar amatörlük arka arkaya soru adres alamama olamaz ya. kadın şok halinde enkazda 3 çocuğum var diyor çağrı merkezindeki yok taksim kaç yok apartman numarası kaç bilmem ne. oldu olacak ev sizin mi sigorta var mı onu da sor. devletin birimlerinde çalışanların kriz yönetebilme soğukkanlı olabilme yeteneği sıfırın altında sıfır bile değil.

  • nereye gidiyorsunuz arkadaş alt üstü kahve satıyorlar ne ipuçundan bahsediyorsunuz .

  • insanı, hayvanlardan ayıran en önemli özelliği, kısa belleğinin oluşudur. bu kısa belleği sayesinde insan, düşünce süreçlerini izleyebilir. insan düşünce süreçlerini izlediğinde, özgürlük problemi ile karşılaşır.

    insan, dış belirlenmişliğe karşı kendisi olmayı arayan, özgürlüğünü arayan bir varlıktır. işte ahlak felsefesinin de başlangıç noktası budur: insanın kendisi olmayı gerçekleştirmesi.

    ‘’ben’’ diye bildiğimiz kişi, asıl ‘’ben’’ değildir, dışarıdan toplumdan yansıyan ‘’ben’’dir. işte bu ‘’ben’’, buz dağının görülen kısmıdır; kültürün, kişinin içinden geldiği toplumun oluşturduğu ‘’ben’’dir. ahlak felsefesinin amacı da, tam olarak kişiyi, gerçek ‘’ben’’ e ulaştırmaktır; insanın kendi olma problemidir.

    insan, toplumsal ahlakın oluşturduğu ‘’ben’’ den çıkıp, insanın içinde kendi ‘’ben’’ini oluşturacağı bir zemin arar. buna bir örnek verecek olursak :

    bir kaza hadisesine tanık olmuş biri olarak, olay anını anlatmamız için mahkemeye çağrılmış olalım. kazayı yapıp insanı öldüren ali, bize gelip, mahkemede yalan söylememiz halinde hastanede yatan, paramız olmadığı için ameliyatını gerçekleştiremediğimiz annemizin tüm masraflarını üstlenmesini söylesin. kazada ölen kişi ise, kaza anından otuz dakika önce banka soyup üç masum insanı öldürmüş biri olmuş olsun.

    mahkemede soruşturma esnasında hakime, yalan söyleyip, ali’nin suçsuz olduğunu söylememek için hiçbir mantıklı gerekçe yoktur. yalan söylediğimiz takdirde annemiz kurtulmuş olacaktır. ölen kişi ise zaten kötü bir insandır, onun ölmesi kimseyi üzmemiştir. belki ali o katili öldürmeseydi, o katil başka masum insanların ölümüne sebep olacaktı.

    böyle düşüncelerle kendimizi ikna etmiş olalım. fakat tam soruşturma esnasında içimizi kemiren bir düşünce, bir ses vardır : ‘’ hakime kaza olayını dosdoğru anlat, yalan söyleme ‘’. ve bu ses bize özel değildir; herkes bu vicdan sesine sahiptir.

    bu örnekten anlaşılacağı üzere kültürün, toplumun inşa ettiği düşüncelerden bağımsız olarak, insanın kendi ‘’ben’’ düşüncesini oluşturduğu bir akıl zemininin olduğunu görürüz. bu akıl zemininin olduğu söyleyen evrensel ahlak yasasını kabul edenler ve aklımızın boş bir zeminde hareket ettiğini söyleyen, evrensel ahlak yasasının olmadığını söyleyen akımlar vardır.

    evrensel ahlak yasasını reddeden teoriler: hazcılık (hedonizm), bencillik ahlakı (egoizm), anarşizm, güç ahlakı, egzistansiyanizm.

    evrensel ahlak yasasının varlığını kabul eden teoriler: erdem etiği, hak ve ödev ahlakı (deontoloji), yararcılık (sonuççuluk).

  • bir ara ingilizcesini geliştirmek için telefonunun dilini ingilizce yapanlar vardı, noldu onlara, büyük elçi falan oldular mı?

  • bu şehirde dedeleriniz veya onların babaları akıllıca iş yapıp onlardan size, sizi diğer insanların önüne geçirtebilecek kadar bir taşınmaz miras bıraktıysa işte o zaman istanbul dünyanın en güzel şehri oluyor. ama siz dımdızlak kendi çabalarınızla bir şeyler yapmaya çalışıyorsanız da işte o zaman da bu şehrin kaosunda kaybolup gidiyorsunuz.

  • bu hafta çocuklar duymasın'da çocuklar hafiften bir şey duyar gibi oldular ama gene de tam duymadılar.. heyecanlı bölümdü yani. baya gerildik.

  • bizim bakkalımız gerçekten efsaneydi. o ekmek bıçağıyla herşeyi kestiğini bilmemize rağmen ve ellerine herhangi bir eldiven ya da başka birşey takmamış olmasına rağmen o yarım ekmeği yanındaki ayranla beraber afiyetle silip süpürürdük. genelde kaşarlı ya da beyaz peynirli olurdu yarım ekmek. aslında çok üç kağıtçıydı kendisi ama sevdiği insanlara kaşar dilimlerini kalınca keser, diğerlerine ise kağıt gibi verirdi. arada bir kaşar salam kombinasyonunu yapardık cebimizde biraz fazla para olunca. keşke imkan olsa da dönsek o günlere yine yesek çocuksu mutluluğumuzla beraber.

  • gelin: allahım bana " aşkım orası değil yaaa " dedirtme, amin.

    damat: allahım erkenden gelmek istediğim tek yer senin yanın, amin.