geceye bir şiir bırak
-
aşk kalbimi yakan bir volkan gibidir,
en sevdiğim tatlı kazandibidir.
leyla sev beni sokma müşküle,
beraber kaşık atalım bir tabak keşküle.
(bkz: tosun paşa)
şairene sözlerle * şeker koması ile iyi geceler -
sevmek
güzel meslek
ama zor
can dayanıyor
dayanmasına
ama yürek
gitti gidecek
bedri rahmi eyüboğlu -
yine aklımda bugün sen varsın,
yine derdinle hayalim hasta.
bürüsün kalbimi derdin sarsın;
bir ümit var bu tükenmez yasta.
bir yaram var! ona merhem vurman,
bir hayaldir ki gönülden taşıyor.
ayırırken bizi yollar ve zaman,
sana kalbim daha çok yaklaşıyor.
nerede bilmem o geçen günlerimiz?
artık onlar yeniden gelmeyecek.
nerede kırlar, uzayan yol ve deniz,
o öten kuş, o güzel pembe çiçek?
göklerin ziyneti mes'ut kuşlar
ötüşürlerdi yağarken yağmur.
şimdi onlarda melul olmuşlar,
çünkü artık ne ışık var, ne de nur.
dinledik rüzgarı sessiz sessiz
okuyorken bize bir gamlı kitap.
suya çizmişti gümüşten bir iz,
yükselirken gece dağdan mehtap.
şimdi hülyaya gömülmüş ölüyüm;
ne gelen var, ne giden var, ne soran.
ıztırap yaylasıyım gam çölüyüm;
esiyor sadece gönlümde boran.
bir hayal alemi ardında; uzak,
sisli iklimlere sürdüm, gittim.
varlığım burda sönüp kaybolacak...
belki ben şimdiden öldüm... bittim…
hüseyin nihal atsız (25 ekim 1944) -
gittin.
şimdi bir mevsim değil koca bir hayat girdi aramıza.
biliyorum ne sen dönebilirsin artık ne de ben kapıyı açabilirim sana.
şimdi biz neyiz biliyor musun?
akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar
gibiyiz.
birbirine uzanamayan boşlukta iki yalnız yıldız gibi
acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz.
bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız, yalnızca kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız.
ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında.
ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden bizden diyorum, ikimizden ne kalacak?
şimdi biz neyiz biliyor musun?
yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi, artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi.
ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek, her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz.
* -
emeklerken vazgeçtim büyümekten,
ayağa kalkmaktan.
ne de olsa düşecektim.
ne de olsa kanayan dizlerimi
annemden başkası öpmeyecekti.
büyürsem düşecektim.
“düşe kalka öğreneceksin”
diyecekti babam.
herkesten;
benim bilmediğimi bildiğini iddia eden
herkesten,
gizlice nefret edecektim.
belki bir gangster,
belki de nitelikli bir
serseri olacaktım.
büyük adam olmayacaktım ben!
hem büyürsem sana aşık olacaktım.
sen beni tanıyana kadar sevecektin.
tanıyınca vazgeçecektin.
bir de gözden düşecektim.
nasılsa düşe kalka...
belki de beni unutana kadar sevecektin,
ya da unutacak kadar sevecektin.
ben,
beni unuttuğunu unutmak isteyecektim -
kim vurduya gitti aşkımız faili meçhul değilse nefsi müdafaadır...
ellerimizdeki kelepçenin anahtarı sende
kavgamızın tek seyircisi bu şehir
tutunduğumuz tek dal içimizdeki isyandır
söyle sevgilim sen söyle
akan kanımızın hesabını kime soracağız?
kim toplayacak gözyaşlarımızı
kim koyacak sevgiyi içimize
gittik gittik gittik
acılara gittik
keşkelere gittik
ben sana sen bana gittik
sonra öğrendik ki dünya yuvarlak, kaldık
sen bağıra bağıra ağlardın ben susardım
sen duvarları yumruklardın duvarlarında ellerinin izleri kan içinde
ben içime içime oyardım kendimi
sen çimenlere yatıp uyuyakalırdın
ben banklara tünemiş uykusuz
sen ot içerdin duman kusardın geceye
ben tek sigaralık ciğerimle öksürüklerde
sen aşka inanmazdın sen inanmazdın
ben maviye inanırdım
boynumdaki yorgun damarların mavisine
beyaz dalgaları omuzlayan deniz mavisine
denizin bittiği yerde başlayan göğün mavisine inanırdım
bi de ensemde ki dövmeye inanırdım
kuş ölür sen uçuşu hatırla …
(bkz: füruğ ferruhzad) -
el vardır ele olur el
bel vardır bele olur bel
dil vardır dile olur dil
göl vardır göle olur göl
döl vardır döle olur döl
manası çok derin. ilkkanlar anlamaz. -
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım -
giden bir halin var
özleminden vazgeçmiş gibi
kal demeye de varmıyor dilim
çaresizim, elim kolum bağlı
elveda da diyemem, kalbimde derin bir ağrı. -
yazmamak ne mümkün?
pazar gününe benzeyen bir perşembeyse ve eylül ayının sonları gibiyse hissedilen hava sıcaklığı..
ruhumuz bu kadar dağınıkken ve oturmaya yer bulamazken kalplerimizde ve hiç bir şey geçmişi geri getirmeyecekken; pişmanlıklarımız, keşkelerimiz çöreklenirken tam da bu saatlerde baş ucumuza..
ne mümkün yazmamak?
acabaların çığlığında duyamıyorken birbirimizi ve herkes insanlıktan aldığı nasibi sadaka veriyorsa şeytana..
gel de yazma hadi!
sen ve benden biz olmuyorsa,
"biz" olanlarda bile kekremsi bir tat varsa,
ve hepsinin ötesinde yetmiyorsa nefesim kelimelere can vermeye..
sen, kalbimi ikiye bölen nehirin karşı kıyısındayken,
mutsuzluk değil umut bana yazdıran güzel kadın..
gel de yazma..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap