hesabın var mı? giriş yap

  • "atom fiziğine de profesörlüğüne de lanet olsun. insanlık için çalıştık sokakta kaldık. bundan sonra kumarbazlığı, itliği,hergeleliği öğreniciğiz. " şeklindeki kadirizmin güzide repliğidir. filmin adı da ceza olsa gerektir.

  • bazen buna bile fırsat vermiyorlar ya, reddedilmekten daha beter o. bir keresinde barda salça olucam kızın birine, tam yanına yanaşırken kız bana dönüp "devaam eeettt" dedi, hatun değil sanki trafik polisi amk. gelişime vurdu kız, ben sadece burdan geçiyordum tripleri yaptım ama ben bile inanmadım kendime. tanısa severdi lan aslında.

  • evle iş yerim arasında 35 km'lik bir mesafe vardı,

    ben bu yolu kendi arabamla gitmeye kalksam; 100 km'de fabrika değeri 7-8 litre olan ancak gerçek hayatta 8-9 litre aralığında seyreden aracımın yakıt masrafını, otopark ücreti ve köprü geçiş bedelini her gün ödeyecektim.

    toplu taşıma kullanmam halinde en az 3 vesayit değiştirmek zorunda kalıyorum ve bunlardan biri metrobüs, dönüş için de keza aynı şekilde; toplam 6 vesayit olacaktı.

    kısacası ben günde en az 15-20 lira gibi bir tutarı yalnızca toplu taşımaya işe gidip gelmek için harcayacaktım. kendi aracım daha da masraflı olacaktı.

    oturmuş olduğum semtte spor salonlarının aylık ücretleri 150-200 lira bandında seyrediyor. bunu da yazalım bir kenara.

    hafta sonları da şöyle bir çıkıp dolaşalım desek, onuda toplu taşıma sıkıntılı olacağı için mecbur arabayla yapsak farkettirmeden bir 10 litre benzin eksiliyor depodan. ayda 40 litre de oraya yazsak.

    arabanın rutin kilometre bakımı, parça değişimleri, değer kayıpları falan hariç benim aylık minimum ulaşım maliyetim üç aşağı beş yukarı 700 lira civarında tutuyor. 150-200 de spor salonu demiştik. 850-900 lira gibi bir giderden söz ediyoruz aylık. biz bunu düz 1000 liraya yuvarlasak 12 ayda 12.000 lira gibi bir tutarla karşı karşıya kalıyoruz. 3 yılda 36 bin lira eder.

    işte ben üç yıldır işe bisikletle gidip geliyorum. çalıştığım kurumda duş alma ve üzerimi değiştirme kıyafetlerimi muhafaza edebileceğim dolap imkanım olduğu için çok ama çok ciddi ölçüde tasarruf etmemi sağlıyor bu durum. çünkü yılın dört ayı hariç neredeyse her gün bisikletle gidiyorum işe, hafta sonları ulaşımı bisikletle sağlıyorum.

    baştan alırken verdiğiniz para çok gibi gelebilir gözünüze ama iyi bir bisiklet üçüncü ayını doldurmadan hem maddi açıdan kendisini amorti ediyor hem de ciddi biçimde zaman kazandırıyor.

    edit: arkadaşlar şöyle bir durum var; evimle işyerim arasında ki mesafe 35 km ancak bu entry'i yazdığım saatlerde evden işyerine kadar olan mesafeyi hesaplaması amacıyla açtığım yandex navi'nin belirttiği değer olan 46'yı sizlerle paylaşmışım. bu hatamızı bir düzeltelim evvela.

    edit 2: bisikletle kat ettiğim mesafeye gelince; evimden sirkeci vapur iskelesi sahil yolu hattından 22 kilometre, e5 aksaray beyazıt güzergahından da 15 kilometre. buradan vapurla kadıköy'e geçip oradan da göztepe'ye 4 km kadar bisiklet sürüyorum. mesafe daha kısa oluyor ve maksimum 90 dakika sürüyor.

  • evet bu da olmuştur. her türlü adam kayırmanın, fişlemenin, yolsuzluğun döndüğü bir sınav sisteminde; rabia'nın "kolunda unuttuğu saat" yüzünden hayallerini, umutlarını, geleceğini ve emeklerini elinden almıştır eğitimin yüz karası kurum ösym.

    tek kişilik sınava girdiği sınıfında gözetmenleri tarafından da kolundaki saati fark edilmemiş, uyarılmamıştır bu genç kız.

    haber linki

    --- spoiler ---

    bu azimli ve başarılı genç kız, sistem tarafından desteklenmesi gerekirken engellendi.

    --- spoiler ---

    edit: twitter'da #otizmlirabiayasahipçık hashtagi ile destek başlamıştır.

  • bizim şirketteki kızların ekseriyetle çoğu böyle. şirketteki erkeklerle ev fiyatları, araba fiyatları, döviz, borsa, nereye yatırım yapmalıyız gibi konuları konuşurken. bu kızlar sadece nereye gitsem, ne giysem, bak aşırı pahalı markadan ne aldım veya yaa iphone 15 çıktı benim iphone 14 eskidi yaa diye ağlarken görüyorum. işin komik yanı, bu iphone 14ü eskiyip 15 almak isteyen arkadaşın 2 katını kazanan arkadaşımda iphone x bende de iphone 11 var. anlayacağınız bu kızların gelecek kaygısı yok. para biriktirme derdi yok. ne kazanıyorsa anlık harcıyor çünkü beklenti de yok onlardan. iki gün sonra evlenmek istediğinde çocuğa soracağı ilk şey evin araban var mı olacak ama kimse ona sen şimdiye kadar kazandığın parayı ne yaptın diye sormayacak.