hesabın var mı? giriş yap

  • şampiyon olduğuna gore hakkında birkaç kelam edilmeyi hak eden satranççıdır.

    magnus (samimiyetimizden ötürü ilk ismiyle hitap ederim kendisine, hatta magnusçuğum diyeceğim ama agglutinative (sondan eklemeli mi diyorsunuz siz türkler?) diller hususunda iyi midir bilmiyorum. tabi bu işin şakası...) son zamanlarda hiç olmadığı kadar müthiş bir üstünlükle kazandı şampiyonluğu. anand'ın aylar boyunca hazırlık yapmasına ragmen magnus'tan korktuğu çok bariz belli oldu pek çok oyunda.

    magnus'u diğer şampiyonlardan ayıran birkaç özellik var. bir kere, zeka gerektiren hangi işe el atsa başarılı olacakmış izlenimi verdiren bir görünümü mevcut. sıkılgan, asosyal ve konsantre olma zorluğu çeken bir "dahi" imajı çiziyor. öyle olmayabilir; ama dışa akseden görüntü "klasik bir prototip" ile karşı karşıya olduğumuz izlenimini uyandırıyor. dolayısıyla sanki zaten dahiymiş de satrancı seçmiş ve her an cayıp başka bir alana kayacakmış gibi duruyor.

    ikincisi, kendisi nadir bulunan bir tip olduğu için (norveçli, genç, yakışıklı sayılabilecek bir dahi çocuk) yüklü sponsorluk anlaşmalarının altına imza atıyor. satranç gibi, oynayanı çok izleyeni az olan bir spor için ender bulunan bir örnek teşkil ediyor magnus. bu da bir bakıma beni rahatlatıyor; zira sponsorlukların devam etmesi için magnus'un satranç oynaması gerekiyor. yani en azından şimdilik sıkılma lüksü yok.

    üçüncüsü, sahip olduğu sponsorluklar ve medya ilgisi kendisini şu andan itibaren sürekli olarak başarılı kılmak zorunda kalacaktır. bu da ayrı bir baskı unsuru ve nihayetinde dezavantaj olabilir. şampiyon olmak zor olmadı; çünkü zaten bekleniyordu; ama bundan sonra şampiyon olarak kalmak daha zorlu bir süreç gerektirecek. kendisinin akranı veya kendisinden birkaç yaş büyük olan aronian, caruana, nakamura, karjakin, grischuk, vachier-lagrave gibi yeni nesil oyuncuların yanı sıra, başta "devrik" şampiyon anand olmak üzere, kramnik, topalov, gelfand ve hatta çılgın ivanchuk gibi oyuncular o ünvanı alabilmek için magnus'u epey rahatsız edeceklerdir.

    veritabanı teknolojisini bilhassa çok iyi kullanan yeni nesil satranççılar magnus'u yenmek için bilgisayarlardan epey bir yardım alacaklardır. bu noktada tek tesellim, magnus'un inanılmaz bir "spontane hamle" repertuarına sahip olması. atak oynadığı maçlarda bazen öyle hamleler yapıyor ki, bilgisayarlar bile ilk başta yüksek puan vermiyor o hamlelere. fakat oyun sonuna gelindiğinde birden ortaya çıkıyor magnus'un muazzam avantajı. zaten anand gibi açılış ansiklopedileri ezberleyen birisi değil magnus. gerçi hafızasında 10 binden fazla oyun olduğunu bir belgeselde (60 minutes, cbs) bizzat izledim. hatta o oyunlardan bir tanesinin oyun ortasındaki pozisyonu kendisine gösterildiğinde magnus o pozisyonun hangi maça ait olduğunu direkt söyleyebiliyor. (belgeseli izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim.)

    peki magnus'u ne yapacağız, neyeye koyacağız? tek isteğim içindeki hırsın sönmemesi. aksi halde bobby fischer gibi büyük bir satranç dehasının daha bizi apansız bırakmasıyla karşı karşıya kalacağız. işin tuhaf yanı, futbol veya basketboldaki gibi 35'ine gelince "hadi artık yavaştan yavaştan bırakmanın vakti geldi," sözünün geçerli olmadığı bir spor satranç. hatta 35-40, olgunluk çağı olarak bile görülebilir pek çok yönden. dolayısıyla şu an 23 yaşında olan magnus'un 20-30 sene daha sahnede kalma isteği ve hırsı olacak mı bilinmez.

    tek bildiğim şu ki, "saf (pure) yetenek" olarak daha iyisi gelmedi. ne kasparov, ne fischer, ne de tal. zira şunun gibi iddialı bir sözü (ki mütevazı biridir magnus) hiçbir şampiyon henüz söylemedi.

    "maç içerisinde kazanılacak hamleri zaten buluyorum. geri kalan bütün vakit, o hamlelerin doğru olup olmadığının sağlamasını yapmakla geçiyor."

    edit: millete tek tek mesaj atacağıma şunu söyleyeyim. geçmiş şampiyonların hepsi botwinnik okulu vb. birçok satranç okulunun (rus ekolü çoğunlukla) "ürünleri" olup çok ciddi disiplinli çalışmanın neticesidne şampiyon olmuşlardır. carlsen ise "muhteşem norveç ekolü"nün (var mı öyle bir ekol?) bir ürünü olması hasebiyle "raw talent" (ham yetenek) olarak benzersizdir.

  • olm size ne adam istediğini alır istemediğini almaz egemen bir devlettir. herkes sizi ve sizin sevdiklerinizi sevip benimsemek durumunda mı? o ukraynalı mülteci alıyor, sen arap afgan alıyorsun. herkes kendine yakın bulduğuna şevkat gösteriyor, onu kabul ediyor. adam ülkesinde problem istemiyor, o yaşam şeklinden, o yaşayış tarzından iğreniyor neyini anlamıyorsunuz bunun? gerizekalı mısınız?

  • chp’li başkan tarafından yönetilen bir ile misafir olduklarında il valisini, akp’li bir ile misafir olduklarında belediye başkanını konuk eden program.. herifler çanakkale’ye geldiklerinde 20 yıllık belediye başkanı yerine 1 aylık valiyi konuk ettiler. bursa çekimlerine bakıyorsun konuk alinur aktaş.. bu kadar mı korkuyorsunuz lan reisten? :) yemek programlarını da izlemiyordur herhalde..

  • ateist olup haram kavramını insanları değerlendirmek için kullananların sempati duymadığı oyuncu. enteresan.

  • 4 saatten uzun süren yolculuklarda başıma gelen olay. uyuyamadığım için önce bi belden aşağısı öne kayıyor, sonra eller kucakta birleşiyor, kafa yana kayıyor derken bi de gece yolculuğuysa yıldızlara dalıyorum; ulan kainata bak amma çok yıldız var düşünüyorum bildiğin. şöyle bi 200-250 saat devam etsek yemin ediyorum tanrı parçacığı yaparım otobüsteki alet edevatla. valla yaparım.