hesabın var mı? giriş yap

  • "birilerinin özel kalem müdürü "para sayma makinesini polis koydu" demiş. camideki bira şişesinin selamı var dostum..."

  • şimdi gördüğüm video.
    yemin ediyorum çok az şeyi böyle zevkle izledim..
    o korumaların acizliğini gördüm ya dünya gözüyle bu bile bana yeter..

    şşş noldu la korumalar.!! bi tarafınız yemedi değil mi, protestoculara dokunmaya, bırak göz altına almayı, bırak ağzını kapatmayı, bırak iktirip kaktırmayı, elinle dokunamıyorsun bile..
    elinden gelen sadece öööeeeeeeeaaaaaağğğğğğhhhhh diye bağırmak..

    noldu yemedi di mi?
    şu acizliğinizi görmek bile yetti bana. ahahahahhaha..

  • sanki ülkede özel firma kalmamış gibi gene devlet tarafından yaptırılacaktır. biniş ücreti 90 dolar olacak olup işletecek şirkete yılda 15 milyon kişi binme garantisi ile verilecektir.

  • tarih: 2005 aralık
    yer: marmara üniversitesi
    kahramanlar: ege: (4 yaş)
    ilay : (2 yaş)
    romica: (yaşı mevzu bahis değil)

    (hem öğrenci hem anne olan romica, o günkü derse devamsızlık problemi yüzünden girmek zorundadır, şansa bakın, o gün çocuklarını satacak güvenilir bir yer bulamamıştır. mecburen çocukları da okula yanında getirir. bakacak gönüllü çok olmasına rağmen, bir derste çocukları emanet edecek kimseyi bulamaz, pişkinliğin dozunu arttırarak 2 ve 4 yaşlarındaki çocuklarını derse sokar.)

    hoca: evet, bugünkü konumuz vesaire...
    romica: ege, sakın yaramazlık yapma, sesini çıkarma, gürültü yapma yoksa öğretmen çok kızar, bizi dışarı atar.
    ege: tamam anne.
    romica: bak oğlum, çıt sesi bile duymak istemiyorum, burası merdivenli çok büyük bir sınıf ve en küçük bir ses yankı yapar tamam mı?
    ege: tamam anne, anne bana da kalem kağıt verir misin?
    romica: tamam, bak ses yapma sakın.
    ege: öf, tamam.

    (bir süre ders devam eder, sorun yoktur, zamanla sınıfta fısıldaşmaların dozu artar, boğuk bir gürültü hali vardır öğrenciler arasında, hoca istifini bozmadan dersi anlatmaya devam ederken ilay parmağı ile hocayı gösterir:)

    ilay: ayu bak!
    romica: şişt, sus!
    ilay: anne bak, ayyuğ!
    ege: (sınıftan atılma korkusu ile en yüksek höykürüşü ile ilay'a bağırır) ilay sus! öğretmen ders anlatıyor, konuşup durursan bizi sınıftan atar!
    ilay: ege, bak ayu!
    ege: ilay, sus diyorum sanaaa!!!! (amfide sesinin yankılanmasından sonra, bir sessizlik ve ardından gülüşmeler olur, öğrencilere döner, biraz hocaya yalakalık olsun diye, biraz da öğrencilerin konuşmalarından rahatsız olduğu için) siz de öğretmeninizi dinleyin, kendi kendinize konuşmayın, derslerinizi de çalışın! (anasının oğlu!)

  • uğraşması meşakkatli üzüm.

    bir defa çok geç kökleniyor, toprakla geç kaynaşıyor, geç meyve vermeye başlıyor. goble veya guyot tipi yüksek terbiyeye alacaklar için randımanlı meyve vermesi 5 seneyi buluyor.

    sonra geç olgunlaşıyor. bu sürekli mücadele demek. benim gibi sadece bordo bulamacı ve gülleci bulamacı kullanan, bunlar haricindeki ilaçları, hele hele sistemik etkili ilaçları kullanmaktan imtina eden naturelci tayfa için çok fazla işçilik ve masraf demek.

    yaprağı tüylü ve kalın. yani yaprak olarak bir narince yahut trakya ilkeren gibi ticari değerden yoksun demek.

    meyvesi pek kurutmaya gelmez. çünkü hasada dek hem sezon biter mevsim nerdeyse kışa erer zaman kalmaz, hem de taneler irice, çekirdeği de sert ve büyükçe olduğu için kurusu pek tercih edilmez. yani üretici olarak yaş meyve randımanına muhtaçsınız.

    buna rağmen, benim gibi pek çok insan inatla uğraşıyor. öküzgözü, boğazkere, şiraz gibi gıldırgıcık türleri yetiştirmeye devam ediyor. çünkü şarabın anavatanı anadolu. bu çok büyük bir cümle. bu tüm dinlerden de, öğretilerden de, bir kaç yüzyıllık görüşlerden de daha kadim ve kanuni bir gerçek. ve anadolu coğrafyasında ne osmanlı, ne selçuklu ne de bir başkası, üzüm yetiştiricisi ile bugünki gibi uğraşmadı. ona köstek olmadı. ama bugün durum bu. özellikle elazığ çevresinde pek çok üretici mücadeleye son verip, bağlarını köklüyor. büyük yetiştirici havlu atıyor.çünkü alıcı yok. çünkü şarap üreticileri, alkollü içecek üreticileri illallah etmiş durumda. dolaylı yoldan veya doğrudan, adına artık ne derseniz, zarar gören çiftçi oluyor. güdülen siyaset yüzünden öküzgözü üzümü yetiştiricileri ya tür değiştiriyor yada komple işi bırakıyor.

    kıç kadar dikim alanımda, bu kara gözlü ile uğraşmaya devam ediyorum. derdim şarap da değil. bir sene oldu, ağzıma içki sürmedim. ama anadolu’ya saygı bunu gerektirir.

  • zannedilenin aksine houston rockets bu sözle biten play off macerasına son (8.) sıradan değil, 6. sıradan başlamıştır. tabi bu durumda play-off'taki 4 seriyi de ev sahibi avantajı rakibindeyken kazanması gerekmiştir ki, bu sözün hakkını veren bir başarıdır yine de.