• hayatimda gordugum en kotu organizasyona sahip olan festival. gelecek sene katilmak isteyenler icin ben 2019 senesinde basimdam gecenleri yazacagim. sizler de ona gore dusunup karar verin.

    big burn 3. senesinde kendisine yeni bir alan secmis ve bunu yaparken tek amaclarinin gelen insanlari magdur etmek oldugu bariz belliydi.

    aracla alana ilk gelen katilimcilardan 150 lira otopark ucreti aldilar. normal fiyat 60 liraydi.

    bigburn instagram hesabi cadirlarin cimlik alana kurulacagini duyurmustu, fakat isin komigi alanda cimlik alan yoktu. cadirlar kumsala ve kumsalin hemen ustundeki basamaga atildi. sozu verilen cim alani goren de yok, neye benzedigini bilen de yok. organizasyon sirketi katilimcilara bir kere daha yalan soyledi.

    tuvaletler gercekten igrenc ve sayi olarak fazlasiyla yetersizdi. onu da gectim, yerleri de cok sacma sapan yerlerdeydi. ornek olarak staga'de takiliyorsaniz ve cisiniz geldiyse, gecmis olsun. sizi en az 10 dakikalik bir yuruyus bekliyor.

    cadir alaninda yanlis hatirlamiyorsam 20-25 tane tuvalet vardi ve bunlar asla ama asla temizlenmedi. yine cadir alaninda 7-8 adet dus vardi, fakat bunlarin da suyu yoktu. yani insan diyor ki, keske bir tane dus olsaydi ama su olsaydi. yoktu, festivalde 3 gun boyun sular toplamda 2-3 saat aktiysa gercekten tebrik ediyorum. benim cadirim duslarin hemen onundeydi, her firsatta gidip bakma luksum vardi ve ben o musluklardan su aktigina bir kere bile sahit olamadim.

    saniyorsunuz ki, hepsi bu kadar? degil.
    cadir alani yetersiz kaldigi icin dus alaninin karsisina da cadir kurdurmuslardi, benim cadirim da dedigim gibi oradaydi. bu sefer baska bir sorunla tanistik. dus alaninin artik su deposu mu, gideri mi neyi bilmiyorum, surekli tasiyordu. cuma aksam 8-9 civari ilk kez su baskini yasandi ve civardaki bir cok insanin cadiri siril siklam oldu. gorevliler geldi, cok ozur diledi bir daha olmayacak dedi falan fistan. pazartesi gunu saat 2 gibi alandan ayrilirken, duslarin onu yine camur ve su altindaydi. bir yerden sonra organizator sirket de bu durumu saldi, zaten para verdiler, burada 3 gun duracaklar, bosverin su altinda uyusun serefsizler diye dusunmus olabilirler.

    daha devam ediyoruz, keske butun sorun tuvalet, su ve dus olsaydi. ki 450 liradan bilet satilan bir organizasyonda tuvaletler, duslar ve su sorun olmalali. en aizndan bu kadar olmamali diye dusunuyorum.

    yemekler, ve yemek sirketleri. saniyorum ki cogu yerden yemek yeme sanssizligina sahip oldum ve sadece sunu demek istiyorum. hepsi, gercekten cok kotuydu. kofte aliyorsunuz, pismemis, sosis aliyorsunuz, pismemis, limonata aliyorsunuz, rengi sari degil, bildiginiz beyaz, cunku su. tadi guzeldi veya kotuydu diye bir sey demiyorum bakin dikkat edin. pismemis diyorum. organizator firma oyle rahat, oyle amaaan bosverin kafasinda insanlar ki, yemek sirketleri de sizi umursamiyor.

    organizasyon sirketi sadece kent ve miller ile anlasmis. alabileceginiz tek sigara kent urunleri ve millet 33'luk sise bira. benim bir arkadasim iceriye kirmizi tuborg sokabilmek icin araya torpil soktu. oyle bir yoktluktan bahsediyorum. bir festivalde nasil bira olmaz? ben gercekten bunun cevabini istiyorum. gordugum kadariyla cogu insan bira icmedi bile, cunku neden icsin?

    30 liraya 33'luk american light beer mi olur? amerikan light beer mantigi nedir, fiyati ucuz oldugu icin su gibi icersiniz ve oyle takilirsiniz. 30 lira ucuz bir fiyat degil. tuborg 50lik sise 30 lira olsaydi, bu kadar sikayet etmezdim.

    hazirsak devam ediyoruz.

    chill stage, yani kumsalin hemen yanina kurulan alan bence gayet basarili bir ses ve ortama sahipti lakin, bir tane bile golgelik yoktu. festival alaninda bir tane, abartmiyorum, bir tane, bakin cok ciddiyim sadece bir tane bile golgelik yoktu. gunes 8'de doguyor ve aksam 8'e kadar gokyuzunde dik duruyor. gunesten kacabileceginiz hic bir yer yok. gunesten kacamiyorsunuz, golgeye gideyim diyorsunuz, gidemiyorsunuz. cunku, yok. golge yok. ne ana stage civari, ne fire, ne forest ne chill ne baska bir yer. ulan 2 tane cubuk dikip arasina kumas gerip ustune ıt's chiller time veya big burn yazsaydiniz iste, hem reklam hem de golge olurdu. yoktu.

    bu sebepten oturu, 2. gun eglenen insanlarin buyuk bir bolumu 3. gun festivale agir gunes yaniklari sonucu devam edemedi. simdi gitmeyen ama bu yaziyi okuyanlar saniyor ki, ya kesin golge vardir, bu eleman uyduruyor. yoktu. giden arkadaslariniza sorun, bir tane semsiye bir tane golge alan gormusler mi?

    ahsaptan insaa edilmis bir tane gozlemeci tarzi yer vardi. bu arkadaslarin kucuk bir agaclik alani ve 3-4 tane piknik tipi banki vardi. bu alan yer yer golgeydi ama bu organizasyonun yaptigi bir sey degil, o isletmenin kendi mimarisinden kaynakli bir sonuctu. fakat, bu golge alana da en fazla 25-30 kisi sigabiliyordu. o alana atmislar 3 tane puf minder, babadan ogla miras, arkadastan arkadasa devri geciyor. ınsanlar sadece o alanda gunesten yanmadan uyuyabiliyordu. baska bir yer yoktu.

    saniyorsunuz ki bitti, ama hala devam ediyoruz. bu seferki sorunun adi sivil jandarmalar.

    alanda yuruyorsunuz yaninizda kiz, erkek arkadaslariniz var, birden herifin teki kolunuza giriyor, hop kimlik açıyor diyor ki jandarma. yaptiginiz islem nedir? kamp alanından stage’e normal insanlar gibi yürümek. basınıza gelen şey ney? supriz üst aramasi. peki neden? kimse bunun nedenini bilmiyor ne yazık ki. supriz üst aramasi benim basıma 2 kere geldi. ılk seferde bahsettigim gozlemecinin orada, güneşten korunmaya calışma amaciyla öyle oturuyordum, yaptıgım hiç bir şey de yok. ıki tane eleman geldi, hop kimlik açtı dediler biz jandarma, arama yapacaz. dedim yapın. ıste cepte cüzdan, telefon, bir de basit kumas sirt cantam var. yasli olan eleman cantayi, cuzdani ariyor, cantamda sarma kagidi var. diyor bunun icine ne koyuyorsun, dedim “tutun?” diyor, baska ne koyuyorsun? adamin yüzüne baktım, dedim ki, “daha çok tutun?” yerden onceden kirilmis sigara copu aliyor, bunu mu koyuyorsun diyor? diyorum o tutun zaten, diyor ee, diyorum yani koyulur sonuc olarak tutun cunku. bu salakca zeka testi bir sure daha devam ettikten sonra beni saldılar, isime gücüme dondum. yani güneşten yanmamak icin gozlemecide takılmaya.

    aradan 2-3 saat gecti, kiz arkadaşlarımla stage’e geciyoruz, hop bir eleman girdi koluma dedi jandarma, dedim “hea, biliyorum biz tanistik zaten” adam sonra demez mi, aaa doğru, iyi eglenceler”. bu nasıl aptalca bir ortamdır benim aklim gercekten almiyor. simdi bunu okurken elbette sanabilirsiniz ki, çok afis bir tipim var, ondan dikkat çekiyorum. alakası da yok. gayet vücudunun gorunur hiç bir yerinde dövmesi olmayan, duz mavi tişört, siyah sort beyaz spor ayakkabı giyen. evinize alıp goturseniz, annenizin babanızın tip-tip bakmayacağı bir insanım. disaridan bakınca hiç bir numaram yok.

    hepsi bu kadar mi? kesinlikle degil. bir de uzaktan tanidigim bir kiz arkadasimin arkadasinin, kendisine yavsayan jandarmaya lsd verdigi an var. bu kizimiz cocugun tekiyle oradan oraya yururken yine bu siviller bunlara yapisiyor. cocugun tekinin afis bir tipi var, yani dikkat cekiyor. kiz da, duz kiz acikcasi. neyse. jandarma diyor ki, sizin cadirinizi arayacagiz. fakat, ortada hic bir sey yok. yani, hic bir halt yok. eee tamam diyorlar gidiyorlar, kiz ve cocugun cadirlari ayri. cocugun cadir temiz cikiyor, kizin cadirda arkadasina ait kup seker ustu drop var. komutan, uniformali jandarma ve sivil iste cadir basinda beklerken, uniformali jandarma bu kup sekeri ufaktan isiriyor ve diyor ki, bunda bir sey yok komtanim. diyorlar tamam, kizi da saliyorlar oyle. sonra uniformali olan eleman kizi koseye cekiyor, konusuyor iste, tamamen yavsaklik, ogut veriyor, instagramini soruyor, numarasini aliyor. kiz da bir sey diyemiyor basi yanmasin diye bunlari yapiyor. aradan 1 saat geciyor, kamp alaninda salak salak yuruyen bir jandarma var. arkadaslarim ve ben goruyoruz ve diyoruz ki, sanirim bu elemana birisi bir sey verdi. aradan 4-5 saat gecince ben yukarida yazan hikayeyi ogreniyorum.

    aslinda devami da var.
    alana ilk giris yaparken cantalari xray’den falan geciriyoruz iste, alanda bir tane de jandarma var. herif keyfi olarak bazi cantalari aliyor ve iclerini dokuyor. bildiginiz fermuari acip ters ceviriyor. abi ne oldu xray’de bir sey mi cikti diyorsunuz, dokmeye devam ediyor. oyle salak salak bakiyor iki tisort arasina, bir corap icine, sonra diyor ki tamam topla(?). bazen bu jandarmalar kuduruyor, milletin esyalari ic ice giriyor, kimse ne oldugunu bilmiyor, gorevli bu sizin mi diye esya uzatiyor, yok diyorum, baska seyi bana veriyor, baskasi oradan bagriyor o benim, o senin, su seyi arkadasa uzatir misiniz, salak sacma isler kisacasi. adam benim cantami dokup icindeki tirnak makasini aldi. dedim bu yasak mi simdi, yoo dedi, eee dedim, cope atti. aklin ve mantigin alabilecegi isler degil bunlar, cok ciddiyim degil.

    son olarak, organizasyonun yapildigi yerde gercekten diyorum cop kovasi yoktu. uzulerek soyluyorum ki, copunu cantasina koyup oradan oraya gezdiren bizler bile bazen yere cop atmak zorunda kaldik ve bu beni cidden mutsuz ediyor. binlerce insanin geldigi yerde nasil cop kovasi olmaz, gercekten aklim almiyor. onun yuzunden stageler her zaman cop icindeydi ve dans ederken cam siselere basmaktan baska caremiz de yoktu.

    bir de ana sahne gercekten komedi gibi ufacikti. chill stage saniyorum ki ana sahneden daha buyuktu.

    ya aslinda istesem, 2-3 sayfa daha yazarim big burn ıstanbul 2019’un nasil sacma sapan bir organizasyon oldugunu ve gelen binlerce insanin nasil dolandirildigini.

    oyle iste, umarim 2020’yi baska bir sirket duzenler. bu organizatorlerle turbe ziyaretine bile gidilmez.
  • yazılanlara sonuna kadar katıldığım rezalet. aynı organizasyon şirketi seneye aynı yerde yaparsa kimse kamplı bilet alıp da o festivale gitmez, net.
    #93176647
    yeri geldi çöplerin içinde dans ettik, kılcal şeklinde akan suyla duş aldık, şans eseri aranmayan çantamla soktuğum yiyecekleri tükettik bir süre. en kötüsü de geç saatlere kadar dans edip çadırda uyurken güneşin doğmasıyla cehenneme dönüşen çadırdan kaçarak kurtulup gölge arama mücadelesiydi. en son tuvaletlerin orada bir merdiven buldum ve günün yarısı oradan ayrılmadım.
  • harbiden sağlam rezaletmiş. milletin o kadar parasını al ama vadettiğini verme. düpedüz soygun işte ama kimsenin sesi çıkmayınca bu durumu meşru kılıyor. zaten 1 erkeğe 3 erkek düşen festivallere gitmiyordum bunları okuduktan sonra sözde prestijli bu tarz festivallere de katılmam.
  • okumaya üşendim ama destekliyorum seni türkiye'deki birçok festival artık kaliteli değil.
  • rezalet gibi rezaletmiş. gidemedik diye üzülürken 430 liranın cebimizde kaldığını öğrenip mutlu olduk.

    umarım bir benzeri olan (bkz: ayata festival) böyle sorunlar yaşatmaz.
  • okurken buhranlar geçirdiğim kamplı konser durumu. geçmiş olsun yazar kardeşim.
  • bu leşliği yaşayan arkadaşlara büyük geçmiş olsun. üzücü durum ama bi yandan da okuduklarıma güldüm. kıllığına değil, anlatışı komik.

    tanım: trajikomik olayların yaşandığı, gelen kitlenin maalesef sağlam tokatlandığı festivale ait rezalet.

    bu arada bu fiyatlara çok sağlam hizmet, harikulade bir mekan beklerdim. 100 liralık festivallerden bir farkı olmalıydı ancak rezaletler serisi baştan sona aynı.

    hey gidi rock n coke hey.. vaktiyle bi keresinde alanın tümünde bi arıza olmuştu, sanırım pos cihazları arızalanmıştı da rezillik çıkmasın diye tüm stantlarda yemekler, biralar falan bedava dağıtılmıştı... ulan ne güzel şeylere tanık olmuşuz aslında he..
  • kansızlık. iyi ki gitmemişiz demekle olmuyor malesef. olan gidip parasıyla hemde çok parasıyla sefillik çekene oluyor. ne diyelim gidilmeyerek protesto edilmeli.
  • festivalin uc gununun de hakkini verenlerden biri olarak rezaleti okumaya cok gerek duymadim. eglenmek isteyenin her turlu eglenebilecegi bir etkinlikti. otoparka para vermeyip yol kenarina ara sokaklara park ettik. festivalde cok sayida amele apaci vardi, bence tek sorun bu.

    edit: son cumleye virgul eklenmistir.
  • söylenenlerin fazlası yok eksiği var. bir daha üstüne para verseler gitmem. rezalet bir festivaldi. bütün parayı pr’a yatırmışlar galiba bok içinde kalan çadırları, tıkanmasına rağmen üstüne sıçılmaya devam edilen ve bok dağı oluşmuş tuvaletleri halledecek kadar bile ilgilenemediler hiçbir şeyle. temmuz ayında güneş faktörünü düşünmeden festival yapıyorsanız da kusura bakmayın öğle sıcağına set koymayacaksınız arkadaşım.

    edit: söylemeyi unutmuşum, çadırımın çalındığı festival. evet koca çadır. böyle de bok bok tipler doluydu içeride işte.
hesabın var mı? giriş yap