aynı isimde "bohemian rhapsody" başlığı da var
  • rami malek'in oyunculugunu konusturdugu bir film olmus. freddie yi izlemis kadar oldum. live aid kısmı cok gercekciydi. queenin hit sarkılarını biliyordum bilmedigim bir kadar da guzel sarkıları varmıs. filmden cıktıgım gibi kulaklıgımı takıp listelerini acıp dinledim. etkilendigim bir film oldu. yaniii tavsiye ederim girin gorun.
  • çok muhteşem bir film olup sonlara doğru iyice duygusal olan biyografi filmi
  • filmi beğenmeyen üç tayfa var:

    1. lgbt: çünkü freddie mercury yeterince "sikişmemiş" filmde. ve bu onların çok sinirini bozdu. sadece öpücükle geçiştirildiği için gıcık oldular. çünkü bu tayfa istiyor ki, her filmde gözümüzden erkek götleri, erkek domaltan diğer erkek falan gibi şeyler görelim.

    2. oldschool queen hayranları: bunların tam olarak beklentisini anlamadım. kimisi freddie mercury'nin özel hayatına girilmedi diye gıcık olmuş, diğerleri de şarkıların nasıl yazıldığına yeterince yer verilmediği için? (100 küsur şarkıyı tek tek filme koyarlrasa, 100 bölüm dizi yapmak gerekir aslında)

    3. "yav her şey aslına uygun değildi" tayfası. bunların rahatsızlığını da tam anlamadım. çok kritik değişiklikler yoktu aslında. seyircinin modunu yükseltmek için bazı değişikliker yapılmış, ki iyi ki de yapılmış. live aid sahnesinin öncesini, "aslına uygun" yapsalardı hiçbirimiz o heyecanı duyamazdık. çünkü queen'in standard performansının ufak bir tık üstü (hatta montreal konserinden daha alt) bir performansı için niye heyecanlanalım? adamlar orada bize bir havuç atmışlar, bir geri sayım koymuşlar ve biz onun heyecanını yaşadık. adam sahneye giden merdivenlerden çıkıp piyanonun başında kalbimiz duracak gibi oldu. senaryo değişmese bu mümkün müydü?

    neyse. anlayamıyorum yani sizi.
    rami malek freddie mercury'den daha feminen olmuş, ancak ona rağmen tüm hal ve hareketleri inanılmaz. 10-15 yıldır bu performansa yaklaşabilecek bir performans görmedim. (daniel-day lewis'in yavan lincoln oyunculuğunu falan yazacak şimdi millet)

    şahane bir film.
    3. kez gitmeyi de düşünüyorum. ve bence her anıyla tam tadında. konser turnelerindeki geçiş sekansları, stüdyo-konser arasında yeni yarattıkları parçaların geçiş sekansları vs. muazzam.

    tamamen özgüvenden oluşan bir grubun, solistinin yok oluşunu göstermemiş olmaları da ayrıca muazzamdı.

    seyirciye duygu yüklemeyi çok ama çok iyi başarmışlar. ve hepsini tebrik ediyorum.
    paul pretner'dan da ölümüne nefret ettik, freddie mercury sahneye çıkarken de ölümüne heyecanlandık, annesine öpücük atarken de kalbimizden bir parça koptu.

    senaryodaki bu tip değişikliker olmasa kesinlikle bu yoğunluğu yaşayamazdık.
    filmin her anı ince ince işlenmiş kısaca. muazzamdı.
  • son zmaanlarda vizyona giren en iyi film.
    freddie mercury, queen grubunun yaratıcısı, yetiştiricisi ve geliştiricisi olan kişinin yaşam öyküsünü anlatan film izleyiciye neyi vermesi gerekiyorsa onu vermiştir. freddie hayatta olsaydı bu filmi gururla ve eminim ki gözyaşlarıyla izlerdi. benim gökyüzüme fazlasıyla dokundu bu film. eve gelince aid live performanslarını da izleyip iyice mest oldum. öff dedim, nasıl bir kadrodur o! biz de coldplay gelse de konser izlesek diye bakınıyoruz. o nasıl atmosfer, sen nasıl bi filmsin bhomeian rhapsody!
    halen vizyondayken, halen sinema sisteminde queen i dinleme şansınız varken, halen mümkünken izleyin. beğenmezseniz bilet paranız benden.
    o derece diyorum.
  • sonunda dün izleyebildiğim, final sahnesinde gözlerimin dolmasına sebep olan film.

    olay örgüsünü de çekimlerini de muntazam buldum. konu hakkında minimum bilgisi olan bi insana mercury’in hayatını da queen’in kuruluşunu ve büyümesini de çok düzgün bir şekilde anlatmışlar. bence böyle biyografik filmlerde önemli olan budur.

    ben çok beğendim ve imkanı olan lütfen sinemada izlesin.
  • birazdan izlemeye gideceğim için hakkında yazılmış bir kaç entry okudum ve okuduğum iki entry bazı olayların yaşandığı gibi olmadığından ve yaşanış sıralamasında bilinçli olarak yer değiştirmeler olduğundan bahsetmişler.
    bu yer değiştirmelerden memnun kalmasalar da en nihayetinde izlediğimiz şeyin bir film olduğunu ve anlatılmak istenilen hikayenin özünü yansıtabilmek için bilerek bu değişimlerin yapıldığını ve sonucun başarılı olduğunu söylemişler.

    bu anlamda filmi daha çok merak ettim ve sonuç olarak ''hikayenin özü'' anlatılmak istendiğinde bu yer değiştirmelerin hep olduğunu ve hatta olmak zorunda olduğunu bilen biri olarak ben filmi yapanlara hak veriyorum ve bu yer değiştirmelerden memnuniyetsiz olunmasını anlamıyorum. bir olay sonrası olayı yaşayan insanların dahi her biri olayı ve yaşanılanları farklı kaydediyor diye makaleler okurken;
    ya da,
    aile içi bir kavgada, bir ilişki bitiminde herkes tüm hikayeyi küçük detaylarda farklı hatırlıyorken bu tip filmleri ''hikayenin özü'' ne sadık kalarak yapmak, yapabilmek hem çok zor hem de bu yer değiştirmeler zorunlu.

    ilişkilerim bittikten sonra bazen bir başlığa bir konu hakkında yazarım ve hikaye örgüsü içinde yazdıklarım yaşadıklarım ve konuşulanlardır.
    bir kaç kez farklı kadınlardan yaşadıklarımızın sıralamasının o şekilde olmadığı hakkında mesajlar aldım ve bu konular hakkında tartıştık. beni bazen yanlış hatırlamakla suçlasalar da bu yer değiştirmeler yaşanılan bir olayı hikaye içinde anlatırken daha iyi betimleyen bir başka olay tarafından desteklemek gerekebiliyor yazarken. hikayenin kendim tarafından yaşanılan kısımlarında hikayenin özü değişmiyor. sonunda sizi olay sıralamasını yanlış aktarmakla suçlayan kişlere tartışma içinde sonucu sorduğunuzda, hikaye ve konu değişmiyor dediğinizde aldığınız cevap sessizlik ya da manüplasyon olacaktır.

    dolayısıyla filmde bahsedilen yer değiştirmelerin aslında küçücük detaylar olduğunu fark ettiğimde, önemli olan queen bir aileydi mesajına sadık kalınmak istenmiş cümlesini okuduğumda ve yıllardır sevdiğim bir müzik grubu için bu denli güzel bir film yapıldığını, yapılabildiğini anladığımda inanılmaz saygı duydum.

    ve bir şey fark ettim;
    queen hakkında en güzzel entry ler queen fanı tarafından yazılmış ve sonrasında ekşi şeylerde paylaşılmış. fan kelimesini kullandım çünkü entry içinde freddie nin hangi yıllarda hangi şarkıyı nasıl bir bıyıkla söylediği falan gibi detaylar var. bu tip bilgileri ancak bir fan bilebilir ve öenmser diye düşündüm. daha doğrusu düşünmeden edemedim.
    çocukluğumda inanılmaz severdim michael ı ve halen severim. çok hemde. yıllarca müziğini durmaksızın dinledim zaman içinde yanında bambaşka şeyler de dinlesem. duvarıma posterini astım. ayna karşısında saatlerce dansını yapmaya çalıştım. yaptım. (yıl doksanlar.) tanıştığım herkese bahsettim ki ölmeden önce son zamanlarında hakkında çıkan davalar nedeniyle pek sevilmiyordu, yinede bahsettim. iki sevgilimin kızlarına da onu ve müziğini sevdirdim. albümlerini hediye ettim. geçen yıl koluma en çok kimleri severdim çocukken diye düşünerek bir dövmesini de yaptırdım... sanırım eskiden yoğun olmakla beraber hep kendisinin müziğine ve dansına hayrandım. hayran kelimesini kullanıyorum çünkü hakkında hiç bir şey bilmiyorum. ne zaman nerede ne konsere hangi saç ya da bıyıkla çıktı ve hangi şarkı öncesi kimlerle ne tartışmalar yaşadı... sanırım bu tip bilgiler fanlar için.

    ekşi şeylere giren entry de filmde yaşandığı gibi olmayan bir olaya örnek olarak live aid konseri öncesi kendisi çok gerginmiş gibi piyano karşısında gark ediyor oysa gerçekte konsere çok gaz giriyor denmiş.
    gaz giriyor dedikleri konser kaydında freddie nin gözlerine baktım. beden dili gayet gaz ama freddie de bir şey var. sesi ve gözleri; çok gergin. dileyen liveaid konser başlangıcına bakabilir ve dileyen benimle hem fikir olmayabilir.
    dolayısıyla filmi daha izlemeden çok başarılı buldum ve şunu söylemek istemedim; biz okuyuculara, izleyicilere bazı şeyleri olduğu gibi anlatmanın tek yolu olayları biraz olduğundan farklı anlatmak...

    sonuç olarak hikayenin özüne bağlı kalarak film bizlere queen in bir aile olduğunu anlatıyor-muş. dolayısıyla bu yer değiştirmeler yerindeymiş...
    bu cümle sonrası film hakkında okuyup çok duygulandığım kısım ise şu oldu;
    "sizden ayrı solo albüm kaydederken bir sürü müzisyen tuttum. onlara ne yapmaları gerektiğini anlattım. maalesef onlar tam olarak benim istediklerimi yaptılar. roger'ın huysuzlanmalarını, brian'ın yeniden yazmalarını ve john'un garip bakışlarını özledim."

    işte söylemek istediğim de tam olarak bu;
    bazen hep bahsettiğimiz ailemiz ya da bittikten sonra olayların sıralamasını doğru anlatmıyorsun dedikleri o insanlar ile vedalaşınca hepimiz böyle hissetmedik mi?
    üstelik hikayeyi doğru aktardığımız halde.
    ve sanatın kendisi de zaten bu değil mi?

    film hakkında yazan herkese,
    özellikle queenemre ye sevgiler.
  • --- spoiler ---

    -sizi diğerlerinden farklı kılan ne?

    -biz bir arada olmaması gereken ve aslında birbirine benzemeyen dışlanmış müzisyenleriz.
    her birimiz kendi tarzında dışlanmış müzisyenleriz...
    bizim gibi dışlanmış insanlara ulaşmak istiyoruz. konser salonunun arka taraflarına.
    bizi bir araya getiren şey bu ve bizim gibi dışlanmış insanlara bizlerin bir aile olduğumuzu söyleyeceğiz, göstereceğiz.
    biz bir aileyiz. biz queen’iz.

    --- spoiler ---
  • salonun ses sistemi iyiyse sırf şarkıları dinlemek için bile tekrar gidilir. eğer laptop'dan izlemeye kalkarsanız sinemadaki tadı vermez. 2018'i sinema açısından katlanabilir kılan filmlerden biridir.(filmi babamla birlikte izledim ve gay öpüşme sahnelerinde soğukkanlılığını koruduğundan kendisini buradan tebrik ediyorum.)
  • 3 hafta önce izledim, etkisini yeni yeni atıyorum üstümden.
  • sinemaya gitmek bence büyük bir aktivite.
    çok ciddi zamanınızı alıyor. git, bekle, filme gir falan.
    sonra çıkınca bunun için miydi diyor ya insan bazen. işte bu film onlardan değil. gittiğine değiyor, iyi ki gitmişim diyorsun. hatta iyi ki sinemada izlemişim diyorsun.
    o yüzden bence vakit ayırıp gidin.

    --- spoiler ---

    film güzel, sonuçta queen nin, freddie nin öyküsünü anlatırken ne kadar kötü bir film yapabilirlerdi ki.
    sadece müzik dinlemek için bile gidilebilir.
    rami malek bence iyiydi. çok iyi çalışmış.ama senaryo daha iyi olabilirdi bence.

    freddie tam olarak anlatılamamış, yüzeysel kalmış sanki.
    daha sorumsuz, şımarık biri gibi...
    şarkılarında yaşadığı değişim yansıyor insana ama karakterin değişimi, dönüşümü çok derinleştirilmemiş.
    hayatı, aldığı kararları, yaşadığı yalnızlığı ya da zayıflıkları, güçlü yanları vs.. bir insanı tamamlayan her şey...
    özellikle cinselliği, hastalığı ve onların hissettirdikleri...
    daha iyi anlatılabilirdi bence

    yine de kötü birşey yazmak da istemiyorum, çünkü filmin genel hissini sevdim.

    bir de filme gitmeden sözlüğe bakmıştım. birisi "filmden çıkınca show must go on söyleyip ağladım" yazmış. ben de filmin sonuna kadar o şarkının çalmasını bekledim saf gibi. filmde eksik kalanlardan biri de o bence. live aid de kesilmesi.

    gerçi hastalık kısmı devreye girseydi, filmin seyri çok değişirdi. gözyaşları baya sel olurdu. höykürerek ağlamalar, salyalara karışan sümükler falan...
    hatta gişesi de daha fazla olurdu ama yapmamışlar mesela. sade anlatımı, duygusal pornografinin olmaması da filmin güzel yanlarından.

    o yüzden gidin.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap