• anasının damına kırmızı kiremitleri üst üste koydugumun kürek kafalı dayıları tarafından hükümet eleştirilerine karşı ortaya konan tek argüman. bir soru cümlesi.
  • insanların cebindeki telefonun pahalı olması neden insanların suçuymuş ve zenginlik göstergesiymiş gibi algılanıyor anlamış değilim.

    o telefonun pahalı olması başlı başına ekonomik bir problemin göstergesi değil mi ?
    telefon küresel ölçekte pahalı bir teknolojik alet değil.

    gelir düzeyinin üzerinde bir telefon almak kişinin problemidir, ortalama bir telefonun pahalı olması ise ekonominin.
  • ayfon 6s var 6. yılını dolduruyor. zamanında 3.250tl'ye aldıydım. 128gb, pil yüzdesi %73'e düştü günde 40 defa şarj ediyorum. yeni telefona geçeyim diyorum ama bu fiyatlara çok zor artık. el mahkum devam.
  • onları kendi silahlarıyla vurun. "avrupa'dan 120 euro'ya aldım" deyin. "aynısı türkiye'de 4500 liraymış, bu ülke insanı ne soyuyor ya" deyin. "ama böyle göte böyle bülbül" deyin.

    amcaların motor yansın
  • buzdolabına asgari düzeyde yaşayabilecek kadar alışveriş yapmanın maliyetinden haberin var mı ? gerçi doğru bu soruyu soranlar genelde hamur yiye yiye hamur kafalı olduklarından sadece ekmek ile ilgileniyorlar.
  • iki yıl önce 1800 tl'ye almıştım. şimdi bozulmasın diye dualar ediyorum.

    evet dualar.

    evdeki beyaz eşyalar için de durum geçerli. o zaman bayağa bi dua oluyor ortalık. evi bir huşu kaplıyor.

    yalvarıyorum resmen eşyalara bozulmayın diye. konuşuyorum onlarla. "etmen guzuum" diye. okşuyorum, seviyorum onları.

    öyle yani...
  • aslinda teorik olarak soru dogru fakat eksik. "cebimizdeki bu telefonlar niye bu kadar pahali mk" diye ekleme yapmak gerekiyor.
  • örgütlü kötülüğün sorusudur. militanlarına “bu soru ile sıkıştır. onlar savunmaya geçince de sen saldır”, demişler. aynı zamanda, köylü kurnazı bir sorudur, ki; bunların fıtratına yakışır.

    cevap vermeyin, veya direkt “sana ne!” deyin. takmayın.

    bir süre sonra gidiyorlar. bunlar iq seviyeleri düşük gerici faşistler. muhatap olup bir şey söylemeye gerek yok.
  • dün minibüste şoförle yancısı konuşuyor. trafikten şikayetle başladı mevzu, “herkes lüks arabalara biniyor”la devam etti, “herkes zengin”le noktalandı. dedim “abi ben öğretmenim ve zengin değilim, onu bırak, kenara para koyacak halim de yok. borçsuz şekilde yaşamaya çalışıyorum. sen de zengine benzemiyorsun. biz vatandaş değil miyiz?”, dedi ki, “yeğenim halkın yetmiş milyonu zengin on milyonu fakir.”

    ha o zaman taşından toprağından zenginlik fışkıran bu memlekette azınlıkta kalacak kadar basiretsizsek ölelim zaten. ayrıca benim, öğretmen halimle fakir değil de en azından ortadirek olmam lazım değil mi?

    zenginler yiyormuş bizim hakkımızı. “kim onları daha zengin, beni daha fakir eden?” dedim, “aklımız ermez, yola bakıyom şimdi hadi” dedi.

    bak yoluna sen.
hesabın var mı? giriş yap