• bilgi sihirbazı hoca. zihnimde bir yığın açık pencere bırakarak gitti. daha doyamadan dersi* bitti.
  • içinde çok derin dipsiz bir bilgi deposu barındıran fakat bu kapasitesini belki de bilinçli olarak kitaplaştırmak istemeyen hocamız. oysa pek bir kaynak yaratırdı bu kısıtlı antik dünyamıza..
  • türkiye'de herakleitos 'u yaşayan, en iyi bilen olarak herakleitos fragmanlar çevirisi, yorumları kabalcı 'dan taze çıkmış hocamız.
    şimdi sırada nietzsche 'nin zerdüşt çeviri/yorumu olmalı..
    süper olur.

    (bkz: fragmanlar/@jimi the kewl)

    satın almak için:
    http://www.netkitap.com/ayrinti.asp?id=58121

    ek resim:
    http://www.latince.net/…ler_navisalvia/navi_020.jpg
  • bugün konferansta hayatının dersini vermiş hoca, ömer naci soykan la birlikte mağaradaki insan üzerine, sanal gerçekliklerimiz üzerine, mitosun gereği üzerine bence kariyerinin kırılma noktasını -dikey bir yükseliş manasında- yaşamış, yaşatmıştır onu dinleyen onlarca mitos meraklısı akademik insana.

    (bkz: 27 nisan 2006 navisalvia toplantısı)
  • navisalvia 2006 'nın fatmagül berktay ile birlikte en çok beğenilen konuşmasını yapan hocadır. inanın var böyle birşey, aylar , yıllar sonrabu entryimi okuyup da "vay be ne günlerdi o günler" diyecek, bu iki günün şahitlerine diyeceğim şudur ki; bence cengiz hoca'nın fatmagül hoca ile girdiği 'namus ifadesinin yunancadaki nomos yani kanun, mitolojideki yasa kelimesi ile alakası' üzerine girdiği tartışma, beni derinden olmasa da etkilemiştir. her ne kadar kronikduzelmez f. berktay hoca'nın konuşmasına aşık olmuşsa da ben o konuşmayı kaçırmış olup (!) cengiz hoca'nın kendi konuşması ve çiğdem dürüşken hoca'nın konuşması (ki bu konuşma da ülkemizdeki klasik filoloji ve mitoloji alanında ayrı bir noktadaydı, bir kez daha anladım ki; çiğdem hoca alplerin ve logos kariyerinin zirvesinde, her klasik filologun tanışması gereken bir hoca olarak. ) sonundaki soru-cevap kısmındaki soru mu sorduğu yoksa cevap mı verdiği belli olmayan f. berktay'a karşı çıkışına ayrı bir paye yükledim.

    'nomos' (pasture district custom law) dahil olmak üzere tüm kavramlar dönem insanının, ozanının ve evren tasavvurlarının çerçevesinde, dahilinde incelenmeli. tamam f. berktay hoca'nın göz kamaştırıcı feminist savunması, ifadeleri görkemli olabilir ama zorla arkadan ite ite, birşeyler görme umuduyla veya görmeme umutsuzluğuyla, ateş olmayan yerden duman çıkartmaya, öküz altında buzağı aramaya çalışmak, hiç olmadı toplantı esnasında cengiz hoca 'ya "bak burada hata yapıyorsun." demek bana pek gereksiz geldi. zira f. berktay hoca'nın konuşmasını dinleyen arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla; üç aşağı beş yukarı odyyseus'un karısı penelope 'yi ahlaksızlıkla suçlamış yetinmemiş , odysseus ithaka 'ya varınca, herkesi öldürsün diye dadı onu gaza getirmiş hatta penelope kendisinin -kocası yokken- yaptığı ahlaksızlıkların şahidi hizmetçileri bilerek odysseus'un o kuvvetli kinine atmış vs.

    şimdi bunları farklı yazılarda işliyoruz, şimdilik yeter. sadece bir özet yapayım; cengiz çakmak hoca'nın 'nomos'tan kastettiğini, f. berktay hoca namus'dan anlamaya çalışınca ilginç bir durum komedisi yaşandı, cengiz hoca'ya sordum; "hocam iki gündür çok sinirlisiniz." cevap verdi; "valla bilmiyorum sinir bastı beni."

    beni de sinir bastı şimdi bak.
  • sevinçle yeryüzü kayasını taşımayı seçmiş insan.

    (bkz: oltasi denize degmeyen cocugun beklentileri/@jimi the kewl)
  • felsefeyeyolculuk . com'dan alıntı yapabildiğim hocamızdır.

    "
    felsefede kural vazetmekten ziyade soru vazetmek daha iyidir. ayrıca şunu belirtmek isterim ki hayatta öyle sükunet, dinginlik, huzur diye bir şey yok. sürekli olarak çatışma, kavga halindeyiz. bir yönümüz ölüm, bir yönümüz dirim, bir yanımızda savaş, bir yanımızda da barış var. birlikte yürüyor. çüçen hocanın da söylediği gibi yolun sonu diye bir şey yok. örneğin bir trene bindik, o trende gidiyoruz, o trenin hakkını vermek gerekir. tren nerden gelmiştir, nereye gidiyor?felsefe hiçbir zaman böyle soruların cevaplarını vermemiştir. felsefe hayatın anlamı ne diye sorular sorup da hayatın anlamı şudur diye cevaplar vermemiştir. felsefe böyle bir araştırma etkinliği değil. anlam arıyorsanız dogmatik yapısı olan dinler vardır, inanırsınız veya inanmazsınız, onlar size daha net cevaplar verebilir. net derken inanırsanız geçerlidir, inanmazsanız geçerli değildir. felsefenin doğrudan doğruya insanların hayatına ilişkin, nasıl yaşamalarına ilişkin reçetesi yoktur. felsefede sorular daha ziyade farklı şekillerde sorulur. ben bu konuda faruk’u anlıyorum ve katılıyorum. genellikle galiba türkiye’de psikolojiyle felsefe birbirine karıştırılıyor. felsefe gerçekten zahmetli bir iştir. ama hayatın anlamı gibi işler insanın yaşama tarzına bağlıdır.
    ..

    herakleitos’un bir sözü var, “anne babalarınıza size öğrettikleri gibi davranmayınız, anne-babası çocuğu gibi olanlar benden uzak dursun” diyor. bunun yorumu şu; felsefede büyük olan bir şey yoktur, varsa da yıkılmalıdır. dogmalar insan aklını kurduğu yapılardır ve insan aklıyla yıkılabilir. bu arada ben size bir sır, daha doğrusu açık bir gerçek söyleyeyim, felsefedeki kadar dogmanın bol olduğu bir alan çok zor bulursunuz. farklı türden dogmalardır, yani filozofun kurduğunu filozof yıkar. eğer sizin toplumun değer yargılarıyla ilgili probleminiz varsa tabi ki değer yargıları yıkılmayacak şeyler değil. tarihte kurulmuş bütün yapılar gibi bunlar da yıkılır ama felsefeye başlamanın en iyi yollarından bir tanesi bence felsefede anlı şanlı filozofları yıkabilmektir. onları yıkmaya başladığınız anda felsefeye başlamış olacağınızı tahmin ediyorum."

    kaynak:
    http://www.felsefeyeyolculuk.com/…eb/ilksoylesi.htm
  • türkiye 'de onu tek kılan; herakleitos üzerine uzmanlığı, hadi bu kelimeyi sevmedi hocamız, sevdasını yeni bir çalışmayla süsleyecek olan hocamızdır. çalışma yakın tarihte raflarda yerini alacak, bu da benden sözlüğe bir duyuru olsun.
hesabın var mı? giriş yap