• iki buçuk yaş ege gözünü oğuşturarak:
    -gözüme bir şey kaçtı.
    ben:
    -elma mı!
    gözünü hunharca oğuşturmaya devam ederek:
    -yok, gözüme bir şey kaçtı.
    -patates mi!
    -yok.
    -annen mi?
    hezeyan içinde ege:
    -pissik pissik!! (pislik pislik)
  • düğün ortası acıkıp ekmek yiyen ege (2,5) ekmeğini yere atınca annesi:
    - aa niye yere attın?
    ege:
    -evet ya. ne güzel de yiyordum.
  • küçük yeğenle solo test oynuyoruz. kalan taşlara göre ne çıktığını yazan kağıdımız kayıp , bizde 8 den fazla bırakana beyinsiz diyoruz. önce o oynadı 9 tane kaldı. yani beyinsiz çıktı. en çok kendi güldü. sıra bana geldi ben oynarken ablam yanımıza geldi , annesine beyinsiz çıktığını gülerek söyledi. ben üç tane bıraktım.
    -dayın ne çıktı
    - beyinli
  • henüz 3 yaşında olmayan oğlumla ettiğim muhabbette ufkum bir kez daha sayesinde iki katına çıkmıştır.

    bıdık - anne benim en iyi arkadaşım hapşuu
    n.o - benim de en iyi arkadaşım sensin. sana birşey sorabilir miyim?
    bıdık - tabii ki
    n.o - arkadaşlık ne demektir?
    bıdık - arkadaşlık sarılmaktır.

    bu cümle üzerine minik kollarıyla bana sarıldı ya yemin ediyorum gözlerim yaşardı. bu yaşta bana arkadaşlığı tek kelimeyle öğretti, hep varol çocuk.
  • bizim oğlan 3 buçuk olacak az kaldı. sürekli bir bilmiş tavırlar, küstah haller vs.

    geçen gaza geldim örgü örmeyi öğreneceğim, bere öreceğim diye şiş, ip falan aldık beraber. sonra eve geldik başladım örmeye. tabi yetenek sıfır, en son ilkokul 5'te göstermişti öğretmen.
    oğlan da devamlı tepemde, ne zaman hazır olacak şapkam, hadi biran önce bitirsene, diye geziyor. en son 2 sıra ecüc bücüc ördüm yatak odasına koydum örgüyü. bizimki gitmiş şişi ipten çıkarmış, babası da görmüş, oğlum n'apıyorsun annen sana şapka örecekti, niye bozdun?, diyor. bizimki en küstah haliyle,

    + amaaan, bozulsun n'olcak? mad zaten beceremiyor örmeyi falan!!!

    allah seni kahretmesin çocuk. gülmekten öldük akşam akşam.

    az önce de topu kaçtı açık pencereden aşağı. bana diyor ki,

    + mad, hadi biraz çizgi film aç da, topun düşmesine üzülmem geçsin.

    anne, baba, hala, dayı falan da yok sıpada. iyice amerikan ailesi olduk.
  • yeğenim nehirle(7) komşuları emir (7) çok iyi arkadaşlar okulda da aynı sınıftalar sürekli beraberler nehire takıldım bugün

    -nehir ne buluyosun bu emir de allah aşkına ya

    -dayı inanabiliyo musun emir tek başına bakkala gidebiliyor.dedi ben kaldım öyle

    güçlü,özgüvenli erkek profili kadınları etkilemeye taa o yaşlarda başlıyor demekki
  • yegenim,bu sene birinci sinifa basladi.
    pazar gunu okuma odevini yapiyoruz.
    bazi kelime ,isimleri okuyamiyor.
    bana bakarak;
    -hala,ben bazilarini bilemiyorum.dedi
    yerim ben seni diyip ,minciklamak istedi.
    zamanla ogreneceksin tabi ki diyerek gulduk.seviyorum seni cocuk.
  • kızımız bir buçuk ay sonra 3 yaş olacak. piyano almak için müzik mağazalarını dolaşıyoruz. baba mağaza sahibiyle alışverişte. ben de enstrümanları gösteriyorum kızıma.

    ben : bebeğim bak bu darbuka. bu ukelele. şu neydi?
    kızım: titar annecim.
    ben : evet gitar. bu ne peki?
    kızım: keman o da.
    ben : evet bebeğim. bak bu da ney.
    kızım: ben de bilmem anne.
    ben : adı ney kızım zaten.
    kızım: bilmiyorum anneeeeee.
    ben :söylüyorum ya adını. ney işte ney.
    kızım: yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa bilmeeeeeeeeeeeeeeeeeeem.
    ben : tamam kızım ağlama tamam. flüt o flüt.
  • akşam eve geldim, bizim oğlan biraz mırın kırın. belli var bi karın ağrısı. oturmuş rafadan tayfa izliyor. haftasonu topitop isterim deyince ben iki tane almıştım, biri mutfakta bir kenarda kalmış. unutmuşum. gözüme ilişince vereyim de keyfi yerine gelsin dedim sıpamın. gittim yanına,

    -oğlum?
    +efendim babacık! (nazlanınca böyle der)
    -sana bir sürprizim var.
    + neymiş?
    - önce sana sürpriz yapmam için geçerli bir neden söylemen lazım!
    +ııh... çünkü sen beni çok seviyorsun.

    komik diyalog değil biliyorum. ama 4 yaşında bi çocuğun bu cevabı verebileceğini düşünmemekle beraber, bir baba olarak noktasına virgülüne kadar bu cevabı vermesini istemiştim. çok mutlu oldum. o kadar mutlu oldum ki, normalde sevmem ve her zaman izin vermem abur cubur yemesine ama o yedi ben seyrettim. güzel oldu.
  • saat sabahın 4 ü, oğlan (6.5 yaş) karnım ağrıyor diye uyandı, biraz masaj yaptım, tuvalete gitmek istediğini söyledi, götürdüm. klozete oturdu bende küvetin kenarına iliştim bekliyorum fakat ikimizde oturduğumuz yerde uyuyoruz, kafalarımız falan düşüyor, üstelik 2 saat sonra o kreşe ben işe gideceğim, uyusak ne şahane olacak, muhtemelen 10-15 dakika oturdu ve bitti diye kalktı. bi baktım klozet boş
    _ hani kaka?
    _ anne oradalar işte
    _oğlum kaka yok niye bekledik onca zaman
    _anne görünmeyen kakalar ne kadar zor çıkıyor biliyor musun?
    _bilmiyorum oğlum
    _ bilmiyorsan konuşmamalısın bence, beni anlamaya çalış
    _ özür dilerim bebeğim ellerini yıka da yatalım
    neyin nesiydi anlamadım ama sonradan görünmez kakalara epey güldüm, neyse ki bir daha görünmez kakalar ziyaretimize gelmedi.
hesabın var mı? giriş yap