• sonunda iş bankası kültür yayınlarının hasan ali yücel klasikleri içinde bastığı eser. 1100 küsür sayfa olacak. değer mi, dickens için değer. sırada oliver twist ve iki şehrin hikayesi de olsun ne olur.
  • bir zamanlar hayat o kadar sakin ve güzeldi ki her şey bu herifin ipli mi ipsiz mi uçtuğuyla ilgiliydi.

    lan adam ipsiz uçsa zaten senin 100 liralık bilet parana mı kalır aq ya. keyifle eğlenmesini öğrenemedik gitti.
  • yıllar önce ülkemizdeki gösterisini izleyen şanslı kitle arasındaydım. tam bir sahne sanatçısı, gerçekten hayret ettirecek ve insanı şaşırtacak bir gösteri idi. bizden böyle bir dünya yıldızı çıkmaması beni hala üzer. sonuçta sermet erkin'in şapkadan tavşan peluşu çıkarmasını izleyerek büyümüş bir nesiliz, daha kaliteli işler görünce etkilenmiştik.
  • charles dickens'ın büyük umutlar ile birlikte en güzel kitaplarından biridir.
    ikisi de benzer şekilde bitirdiğinizde ağlamaklı olmanıza neden olur.
    hayatı sorgular, aslında büyük anlamlar yüklediğimiz konuların ne kadar da anlamsız olduğunu farkedersiniz. insanı büyüten eserlerdendir.

    ölmeden önce okunacaklar listesinde ilk 10 da ki kitaplarımdan birisidir.
  • ip var mı yok mu muhabbetinin döndüğü zamanlar geldi aklıma..
  • ünlü ingiliz yazar charles dickens’in nam salmış eserlerinden david copperfield. kimdir bu david copperfield? dickens’ın kendi deyimiyle “en sevdiği çocuğu”. sanırım bunun sebebi copperfield ile yaşadıklarının çok benzer olması, kendi hayatından hayatından izler taşıması, yazarken geçmişine dönüp kendini yazması diye düşünüyorum.

    kendi kaleme aldığı ön sözünde der ki dickens “2 yıllık bir çalışmanın sonucunda kalemi kenara koymak hüzünlü...” bir yazar olarak yakından bağ kurduğu karakterinden ayrılmak sonsuza dek elbette hüzün kaynağı, ancak hüznü sadece yaşayan o değil. çünkü kitaptaki son yazısını gören her okuyucu bu hüzne ortak oluyor.

    kısaca özetleyecek olursak kitabı: büyük bir yazar olan david copperfield’in, kendi anılarını anlattığı bir roman. doğduğu andan itibaren yaşadığı olayları, hayallerini, çıkarımlarını, hayatındaki insanları ve davranışlarını anlatıyor. olaylar basit gibi gelebilir, kurgu sizi kimi yerde şaşırtmayabilir; fakat kurgu sizi öyle bir içine alıyor ki sanki o dönemde onların yanındasınız ve bir ruh gibi izliyorsunuz. duygu dünyasına yaptığı ziyaretlerde ise tüm anıları siz de onun gibi sorguluyorsunuz. böylesine içten, doğal, samimi bir karakter david copperfield ve kitabın sonuna geldiğinizde “daha da anlatsa, biz de okusak” duygusuna kapılıyorsunuz. en önemlisi de dickens’in en sevdiği çocuğu bir anda sizin de favori karakteriniz oluyor ve gerçekliğin eriyip gideceği anınıza kadar bilinç altınızda kalıcı bir yer ediniyor…

    tam baskı olması açısından kesinlikle iş kültür yayınları’ndan çıkanı okumanızı tavsiye ederim…
  • benim en sevdiğim charles dickens romanı değil ama charles dickens'in en sevdiği romanı: "like many fond parents, i have in my heart of hearts a favourite child. and his name is david copperfield." muhteşem bir eser olmasının yanı sıra otobiyografik ögeler taşımasının da bunda etkili olduğunu sanıyorum.

    hikayenin karakterleri ve mekanları ilk başta biraz dağınık gibi geliyor; david ile birlikte biz de farklı kasabalarda birbirinden ilginç karakterle büyüyoruz. kiminden ölesiye nefret ediyor kimiyle ömür boyu sürecek bağlar kuruyoruz. ve bu hisler bir okur olarak bize de işliyor, kitabı bitirip kaldırınca unutamıyoruz. mr murdstone, jane murdstone, steerforth, uriah heep, rosa dartle kalbimizin bir yanında peggoty, betsy trootwood, emily, agnes, traddles diğer yanında yıllarca kalıyor bizimle.

    dickens'in dildeki tüm hünerini sergilediği bir kitap bu, o yüzden sanki orijinal dilinde okumak lazım. türkçe çevirisine bakmadım ama "the magnificently impecunious" micawber karakterini koruyarak türkçe'ye aktarmanın imkansıza yakın bir uğraşı olacağını sanıyorum misal.
  • güzel bir şarkı liima seslendirmekte. sözler hoş. sabredenlere gelsin
    ''i want to behave, yeah
    but ı'm only a child
    i want to behave, yeah
    but ı'm only a child
    i want you to stay here
    for the only eyes''
  • illüzyonist olanla charles dickens'ın aynı adlı romanın kahramanı arasında bir ilişki var mı acaba diye düşünürdüm hep. evet varmış. illüzyononist olan david copperfield'ın gerçek ismi david seth kotkin'miş ve telaffuzunu çok sevdiği için roman karakterinin ismini almış. bunu merak edip edip yıllarca araştırmamam da benim ayıbım olsun.
  • charles dickens'ın ansiklopedi görünümlü muhteşem kitabı. cok umutsuz olduğum bir zamanda okumuştum. bende yeri ayrıdır. spoiler vermeyeceğim fakat ben cok şanssızım, her kötü sey benim başıma geliyor, dibe vurdum çıkamam artk diyorsanız mutalaka okumaniz gereken gerçek yaşamdan uyarlandigini düşündüğüm bir eserdir. en dipten yukarıya nasıl çıkıldığını ya da çıkılabilecegini gosteren harika bir örnektir. yegane mesajı herseyin hayatın icinden olduğu, ve yaşamın hep iniş çıkışlarla dolu oldugudur. yani size diyor ki, bugün mutluysan yillarca mutlu olacaksın diye bir sey yok. mutsuzluk, ölüm, kayıplar, bitisler, başlangıçlar, ayrılıklar.. kısacası hersey hayatın icinden ve her durum geçici. kalın ve kaba durduğuna bakmayın. su gibi akıyor kitap.
hesabın var mı? giriş yap