• ağır ilerleyen bir film.

    şahsen sıkıcı buldum. oysa ben insanların dibe batıp tekrar hayata döndükleri temayı severim. bu olmamış. keyif alırım düşüncesiyle gitmiştim, az daha uyuyacaktım.
  • tek bir olayın (ölüm olması biraz iddialı tabi) domino etkisi yaratması ve yıkımı başlatması.
    çok güzel oynanmış.
    adaylığı olmaması şaşırtıcı
  • jake gyllenhaal çok güzel oynamış. gerçi isminin geçtiği kötü bir yapım pek hatırlayamıyorum, en azından zevkle izlenebiliyor. puanını sonuna kadar hakediyor. yaşanan bir olayın bir insanın hayatını nasıl değiştirebileceğini, özellikle konu ölüm olunca, güzel bir şekilde anlatmış. müzikleri çok güzel, görsellik son derece başarılı. bana göre diyeceğim, sinemada izlemeye gerek yok. biraz yavaş ilerliyor sanki. günün yorgunluğu üzerinizde olursa izlemesi biraz yorucu olabilir. onun dışında olmuş diyebiliriz.
  • çok güzel film bu. böyle bir ruh hali, içine düşülen çıkmazlar ancak bu kadar güzel oynanır herhalde. müzikler iyi. sokakta dans ettiği sahnede çalan şarkı free'den mr.big.
  • "filme dair hiçbir şey okumadan git izle" tavsiyesi üzerine izlemiş bulunduğum film. bunun üzerine bir merakla gidip izlenilen filmdeki davis karakterinin karbon kopyam olduğunu farkedince tavsiye de karşılığını bulmuş oldu. son zamalarda izlediğim en iyi filmlerden biri olmakla beraber bana kendimle ilgili farkında olmadığım bazı şeyleri de göstermiş oldu. bu sebeple filmde emeği geçen herkese teşekkür edelim hep beraber şimdi. teşekkürler emeği geçenler (alkış).

    --- spoiler ---

    asıl mevzu da... nasıl tarif edilir... anlaşılmak istersin ya anlaşılamazsın. ya da yanlış anlaşılırsın. zaten anlatamazsın da. bunun bir şekilde anlatıldığını izlemek ve kendini orada görmek hüzünle karışık garip bir mutluluk veriyor.

    bi de izmir folkart towers'ı uzaktan her görüşümde içinden roketatar mermisi sallamak geçen biri olarak(elbette bu isteği doğuran tek bina bu değil) son sahne top noktasıydı ve orada bitti.

    edit: ayrıca velete silah verip çelik yeleğine ateş ettirmesi, "suprise me" demesi ve o acıdan keyif alması fight club'a gönderme.

    --- spoiler ---
  • öncelikle filme harcanan emek bir amerikan dizisine harcanan emek kadar.
    filmdeki mekanlar zengin amerikanın rahat halkının ve finans sektörünün içinde yaşadığı plazalar.
    film insanı yormuyor filmdeki en etkileyici şey davis in sabaha karşı mı desem akşam üstü mü desem porsche cayanneı sürerken yağmurlu bir ny gecesinde köprüye bakması ve arabanın camındaki su damlalarından ışıkların yansımasını gördüğüm an bu filme sırf bu sahneyi izlemeye geldiğimi farkettim.ama julia'yı da unutmamak gerek.filmin başında sıkıcı bir julia varken film ilerlediğinde gitgide julia ya aşık olabiliyorsunuz.karen'in anonym olarak girdiği filmde karenden daha iyi bir performans bekliyordum çünkü filme girişi muazzam merak uyandırdı acaba nasıl biri çıkacak diye.meğer karen patron carl'la yaşayan bir oğlu olan 'yalnız' kadındı.davis bu konuda hayal kırıklığı yaşadı bence.karen'in yaptığı tek şey mektupları okumak ve davis i coney island'a götürmek oldu.filmden arda kalan 2soru şuydu davis ilk defa karen'ın evine gitdiğinde ve bu son mektup dedikten sonra dönerken,carl ve karen'ın evinin karşısındaki su depo kulesinde kim dürbünle onları izliyordu ve davis'i takip eden stationwagon araç kimindi?
    bir de o ne güzel atlı karıncaydı tam sanat eseriydi tıpkı o bitki yetiştirici abinin dediği gibi.phil iyi bir babaydı ve gerçekti hüznünü heran yaşıyordu.davis ise iyi bir koca değildi sevmemişti ve belkide ondan aldatıldı ama julia'nın yokluğuna alışamadı.julia'nın kimden hamile olduğu konusuna hiç girilmedi ki böyle daha iyi bilinmemesi ama davis'in tepkisi ne olurdu.davis'in banyo da geçirdiği zamanlar filmi fazlasıyla işgal etmiş gereksizdi.davis'in kulağında headphonela ny sokaklarından işe doğru gittiğinde fazlasıyla hareketli olması ve kalabalıkta akrobatik hareketler yapması gereksiz ve fazla zorlama olmuş.bunun aksine beachte koşmalar çok insancıldı çünkü bende o beachte olsaydım bende koşardım,kendimi gördüm.yazık oldu o güzelim eve,eminim film için o evin dekorasyonunu yapan iç mimar ve işçiler,evin parçalanışını sinirlenerek izlemişlerdir.müzik seçimleri ise gayet güzel ve yakışmış filme.ebay,porsche cayanne,iphone ilk gözüme çarpan reklamlardı.
    film güzel bir lezzet bırakıyor zihinde julia gibi hatun aratıyor sokaklarda halbuki 2 satır konuştu sadece filmin başında.bıraktığı anlık hatıra geçişleri julia'ya bağlatıyor insanı.filmi büyük bir salonda hafta içi akşamüstü izlemenizi öneririm,boş bir salonda izlemek güzeldi.
  • müzikleri harikulade olan yer yer güldüren, hikayesi pek bir yere bağlanmayan çok çok mükemmel olmayan fakat asla kötü de olmayan keyifli bir film. izlenesi.
  • bu filmi beğenip beğenmemek aslında tam olarak filmden ne beklediğinizle alakalı. ben mesela jake gyllenhaal görüyorsam bir filmde, şahane bir oyunculuk beklerim. film bu beklentiyi karşıladı mı? kesinlikle evet. -bu arada acayip dansçıymışsın be jake.

    ne tam bir amerikan klişesi ne de tam bir sanat filmi. güzel oyunculuk, nefis bir soundtrack ve aslında içimizde bir yerlerde dışarı çıkmaya çabalayan umarsızlık var filmde. 8/10.
  • ilk yarısı biraz durgun olan, ikinci yarısı ona nazaran çok daha iyi olan ve finali ile beğenimi çok çok kazanmış film.

    oyuncular iyi iş çıkarmış, özellikle ufak sarı oğlan çocuğu pek bir tatlıydı. hem oyunculuğu hem yüzü geleceğin star ışığını yansıtıyordu bizlere. umarım yolu açık olur. hani utanmasam küçük brad pitt diyeceğim.

    hikaye çok güzel. senaryo etkileyici. özellikle her filmdeki başrol oyuncuları finalde illa ki aşk yaşar, sevgili olurlar, öpüşürler klişesini bu filmde göremedim. bu da ayrı sevindirdi beni. burda güzel bir şekilde iki insanın, hayatlarında sorunlar yaşayan bir erkek ve bir kadının arkadaşlığını izletti bize film.

    bir erkeğin karısından sonra hayata nasıl devam ettiği, verdiği tepkiler, sevidğimiz insanların hatıraları ile yaşamanın her insanda nasıl farklı etkiler doğurduğu hoş ve sakin bir şekilde anlatılmış.

    ama özellikle son sahne iki damla yaş akıttı benden, sizi bilemem.
    atlı karıncalar oldum olası beni hüzünlendirir zaten.

    bir deeee tabi ki şu şarkı çok güzel olmuştu.
hesabın var mı? giriş yap