• devletler dış politikalarını seçerken bir kaç faktöre göre hareket ederler.bunlardan bazıları uluslararası sistemin yapısı,iç siyasal yapının niteliği(ekonomik ve sosyal ihtiyaçlar),karar alıcıların dış politikayı algılama biçimleri,devletin coğrafi koşullarıdır( kara ülkesi ve varsa deniz ülkesine ait oluşumlar).

    kabul görmüş dört dış politika stratejisinden bahsedilir.bunlardan ilki yalnızcılık(bkz: izolasyonizm)politikası.bir devletin sistem içinde yer alan diğer devletler ve uluslararası örgütlerle ilişkilerini minimum düzeyde tutmasıdır.en alt düzeyde diplomasiyi gerektirir.bunu yapan devlet tabi ki ekonomik ve savunma anlamında kendi kendine yetebilmelidir.en belirgin örneği birinci dünya savaşı ve ikinci dünya savaşı arası dönemde abd'nin uyguladığı (bkz: monroe doktrini)dir.

    ikinci olarak bağlantısızlık politikası,barış zamanları uygulanır.iki veya çok kutuplu düzenlerde taraf seçmek istemeyen devletler bu yola başvurur.soğuk savaş döneminde üçüncü dünya ülkelerinin 1955'te (bkz: bandung konferansı)ile başlattığı politikadır.

    üçüncü politika olan tarafsızlık,bağlantısızlık ile genelde karıştırılır.tarafsızlık da savaş zamanları geçerlidir.bir savaş sırasında savaş dışı kalmayı ve taraflara yardım etmemeyi ifade eder.geçici ve sürekli/daimi olarak ikiye ayrılır.sürekli tarafsızlığa örnek ise 19.yüzyıl avrupa'sıdır.güçlü avrupa devletleri bazı güçsüz devletlerin savaş nedeni olmalarını önlemek amacıyla ortaya atmıştır.

    son strateji ise ittifaklar ve koalisyonlar kurmaktır.amaçları arasında güç birliği yaparak caydırıcılığı arttırmak,kaynak ihtiyaçlarını gidermek ya da en basit haliyle başka devletleri etkisi altına almak vardır.bu strateji üzerine çalışan (bkz: hans j morgenthau) ittifakları üç grupta toplar;özdeş çıkarlara hizmet eden,tamamlayıcı çıkarlara hizmet eden,ideolojik çıkar ve politikalara hizmet eden ittifaklar.ayrıca her ittifak da belli bir uluslararası anlaşmaya göre kurulacağı için iki ilkeden birini seçmek zorundadırlar: (bkz: ahde vefa)(bkz: pacta sund servanda) ya da (bkz: rebus sic stantibus)
  • (bkz: stratejik derinlik)

    davutoğlu'nun fazla derinlere dalıp kaybolduğu stratejiler olsa gerek. akademisyen sıfatıyla tek başına kendisi kaybolsa iyiydi, bizden ne istedi acaba.
hesabın var mı? giriş yap