• onu bunu boşverin de edit'i :
    (bkz: sma tip 1 hastası ada'ya umut ol kampanyası)

    üst edit: söyleyecek birkaç cümlem var. burada öyle bir kitle var ki... yazılan her şeyde bir kasıt, bir ahlaksızlık ya da ne bileyim bir rahatsız olacak bir hazımsızlık arıyor. böyle yaşanmaz arkadaşlar, yani yarın araba çarparak öleceksin belki, bunun garantisi mi var? yahu gül ve geç. gerçek olduğuna inanmıyorsan esprili bir şekilde dile getir - normal insanların halihazırda aşağıda yaptığı gibi-veya istediğin gibi dile getir-yine normal insanların aşağıda yaptığı gibi- ama hakaret etme, küfür etme. gülmeyi, eğlenmeyi bilmeyen insanlar... gerçekten hayatınızı merak ediyorum. buna rağmen seviliyorsunuz, durumu daha da absürd hale getirdiğiniz için :)

    ıkinci bir kitle; kadınları her fırsatta aşağılayan, rencide eden, olmamış olayları olmuş gibi başlık açan, sürekli olarak elleri sikinde gezen, fuckbuddy ilânlarından çıkmayan, bir kitle... bana gelmiş kadınları aşağılıyorsun diyor. yav güzel dostum, ben onu nasıl yapabilirim? bence yapmam. gerçekten öyle bir savaşın varsa, " gerçekten" kadınları metalastiran başlıklar açan insanları unutma, onların peşinden ayrılma. seviliyorsun.

    üçüncü bir kitle; ya kardeşim ne boş yaptın? böyle entry mi girilir diyenler... yahu gir bak profilime insanlığa, gençliğe dair yıllar önceki sınav notlarımı paylaştığım entry'e bak. yıllar boyu anksiyete ile savaştığım günleri sırf insanların yararına olur diye ağlayarak yazdığım o entry'e bak. bak ki insanları boş boş yargılama. bakıyorum profillerine hiç sekmez 4. entry'si kadınlara sorular başlığında ve " bu gece sanal sekse ne dersiniz?"

    dördüncü kitle: seviyorum bu kitleyi, gülmesini bilen, eğlenmesini, hakaret etmeden tartışmasını bilen kitle. marx üslubu yani :)

    sosyal deney niteliğinde oldu desem yalan söylemiş olmam :)

    orijinal entry aşağıdadır.
    ----------------
    özellikle neden tavşancık dediğimi yazının ileri kısımlarında çok iyi anlayacaksınız.

    bu kadarı da pes dedirtir. insanın felsefeden, bilimden konuşası gelmez. tüm konuşma hevesini yerle bir eder. olayı çok sade anlatıyorum.

    bir yazarımız bir entry'im üzerinden şöyle(ss) bir mesaj atıyor. burada "max" demesi haricinde herhangi bir sorun yok gayet güzel bir mesaj.

    ben de şu şekilde(ss) yanıtlıyorum.

    sonra sebebini bilmediğim bir şekilde beni övüyor ve ben de yanıtımı veriyorum(ss).

    buraya kadar her şey normal, güzel güzel tartışacağız diye sevinirken gelen mesajla(ss) şok oluyorum.

    hangi entry'den bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim bile yok. tavşan deliğini hatırlatacak ne yazmış olabilirim ki? bir kere felsefe üzerinden girip bunları yazması hiç hoş değil. biz insanca bilim, felsefe, sanat konuşamayacak mıyız ya? neden kursağımızda bırakıyorsunuz? gerçekten insanları anlamak zor, kadınları anlamak ayrı bir zor.

    son attığı fotoğrafları görseniz insanlıktan tiksinirsiniz. insanca konuşmayacaksan neden felsefeden girersin? neden insanın damarından girersin? karl marx siz tavşan deliğinizi hayvanca öptüresiniz diye bu kadar acı çekmedi.
    neyse sakinim. diyeceğim odur ki;
    ne diyecekseniz net olun ve öyle girin mesaja. ne istiyorsanız onu yazın. bu kadar basit. marx'ı, weber'i, tesla'yı, tolstoy'u, tarkovski'yi, oğuz atay'ı, dostoyevski'yi bu amaçlarda kullanmak için anlıyormuş gibi davranmayın, lütfen.
  • kadının abazası da hiç çekilmiyormuş, tavşan deliği ne tövbe tövbe.
  • (bkz: üslup bazında bizi benzetirler)'den sonrasını okumadım.

    maşallah. ne yetenekler var sende be ekşi sözlük! ne yetenekler! adamın üslubunu karl marx'a benzetiyorlar! üstelik, kültürel değerlere de saygılı, karı-kızla alakası olmayan bir yazar! bravo!

    mesela benim çektiğim planlara da hep 'yaa sanki steven spielberg çekmiş' derler. öyle yani. çok şanslısınız kızlar. bir tane değiliz ki. birimiz karl marx'a benzer, birimiz steven spielberg'e.
  • (bkz: sürpriz sonlu)

    yemin ederim hiç böyle bir son beklemiyordum. karantina kadınları da mı çarptı ne oldu anlamadım ki ben.
  • hayattaki şansın
hesabın var mı? giriş yap