14 entry daha
  • terörizmi önlemek adına herşeyi yapma hakkına sahip olduğunu düşünenlerin neler yapabileceğini gösteren film. insanların sadece o anda orada bulunmaları nedeniyle sorgusuz sulasiz alınıp götürüldüğü, yapmadıkları şeyleri üstlenmeleri için insanlık dışı muameleye maruz bırakıldığı, aç susuz günlerce tecrit edildiği, psikolojilerini çökertmek adına bazen kutsal kitaplarının yerlere savrulduğu, bazen dört yanı kapalı bir odada iki büklüm saatlerce yüksek sesli müzik dinlemeye zorlandığı bir ortamı, guantanamo denilen utanç üssünü anlatan belgesel. gerçek hikayelerden yola çıkılmış, film içinde olayın kahramanı (kurbanı?) üç gençle söyleşiler de yapılıyor. insan o ortamı, asker olacak insanların ne kadar alçabildiğini gördükçe gözleri doluyor, çaresizce "yapmayın be yapmayın" derken buluyor kendini. bir de o esirlerin (mahkum değil dikkat) dayanma gücüne hayret ediliyor, izlerken çoğu zaman "ben olsam kesin öldürürdüm kendimi" diye düşündüm mesela. o üssün hala açık olduğunu, insanların bu kadar protestoya bu kadar tepkiye aldırmadan, tüm uluslararası anlaşmaları ihlal ederek hala orada tutluduğunu bilince amerika’dan nefret etmemek için ciddi çaba sarfetmek gerekiyor.

    sorulama sırasında amerikan yetkilileri gençleri sürekli olarak el kaide üyesi olduklarını, afganistan’a cihat için gittiklerini kabule zorluyorlardı. hatta sahte fotoğraflar ve video kasetlerle kanıtlamaya çalışıyorlardı bunu. olumsuz yanıt aldıkları soruları aylarca hatta yıllarca sormayı sürdürüyorlardı. bir sahnede biri artık işi iyice abartıp "usame bin ladin nerede?" diye sordu. işte o an aklın ve mantığın çöküşünü çok güzel gösteriyordu.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap