3 entry daha
  • kasım ayı yine yanında bir garip "ölüm, bitim" konulu duygularla gelmiş, bünyeyi bir olumsuzluk almış. okula geç kalmışım, o derse yarısından da olsa girmeliyim. bir taksi görüyorum, "binebilir miyim?" diyorum. 40 yaşlarındaki şöför kafasını olumlu anlamda sallıyo ama gözlerde bir hüzün, kaşlar bıyıklara paralel hale gelmiş, emrah'a döndü dönecek. kimbilir ne derdi vardır diye düşünüyorum, biniyorum. radyonun sesi açık. arkada hüzünlü ve ürkütücü olmak üzere tasarlanmış bir müziğimsi, önde ise cem uzan etkiliyiciliğinde konuşan bir adam sesi;

    - ve işte ozaman bedenimiz toprak altında kalacak. toprak altındaki bedende oksijen biteceği için mikroplar hızla organlarımızı ele geçircek. artık bedenimizin tek dostu kurtlar ve solucanlar

    sabah programı yapan, makara geçenlerden birinin işi heralde diyorum. ciddi olsa bu tabirleri kullanmaz heralde. hele "kurtlar" kısmında sesini hiç titretmez.

    - vücudumuzun her boşluğuna girip çıkan kurtların yanısıra tırnaklarımız ve avuç içlerimiz de kısa sürede etimizden ayrılıcak, beynimiz kil haline gelicek. artık derimizin de erimesiyle bakmaya dayanılmayacak hale gelen vücudumuzdan iskeletimiz de görünmeye başlıycak. artık iğğğrenç ve korkunç bi görünüme sahip olucaz. iskeleti oluşturan kemiklerin de birbirinden ayrılması ve toz haline gelmesi uzun sürmiycek.

    adam "iğğrenç" dedi.. beni sinir bozucu bi gülme tutmuş, çaktırmamaya çalışıyorum. kurtlar boşluklara girip çıkıcakmış, "göz boşluğu" da de istersen, tam karayip korsanları sahnesi olsun. yahu sabahın körü, afyonumuz patlamamış, niye cesedin evrelerini anlatıyosun bana, nereye varıcaz. hadi tahmin ediyoruz da bilmiyomuş gibi yapalım..

    - peki niye insan bedeninin sonu bukadar hazin ve ibret verici? (işte sesi şefkatlendi adamın. yaşasın iyi haber geliyo..) şüphesiz ki cenab-i hak, bedenimizin geçici olduğunu bize göstermek, bedenimizden ayrı bir ruhumuz olduğunu anlatmak için böyle çarpıcı bir son buyurmuştur.

    şöför amcaya bakıyorum, hiç de nirvanaya ermiş bi hali yok, korkuları dinmiş, işin sırrını çözmüş bir hali hiç mi hiç yok. radyodaki ses teorisini güçlendirsin diye bekliyorum, tık yok. öldükten sonra bedenimiz iğrenç görünücek diye ruhun varlığına inanıcakmışız. ben bile daha iyi savunurum be canım. ölü bedenden " kolu"muz" kopacak, beyni"miz" patlıycak" diye bahsederek zaten çelişmediğin bakış açısı/inanç kalmıyo. önce korkutup psikolojimi bozucaksın, ben de iyi bişeylere inanmaya mahkum olucam, derdime derman sunucaksın, beni çocuk yerine koyucaksın, sonra da bunu "işin triği orda diye anlattım" diyerekten sunucaksın, vay anasını..

    taksiden iniyorum, "çok şükür" diyorum, ironiden anlamayan nestle oluyorum, aşina olmuyorum. kesin bir inanç veya inançsızlığı olmayan biri olarak en azından bu güne yüzde yüz ateist başlıyorum.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap