48 entry daha
  • ismi etrafında fırtınalar kopan adam. hatırlatayım bir panelde "kemalizm ilerlemeden cok gerilemeye tekabul eder" buyurdu ve olaylar gelişti. tabi sadece böyle demedi. söylediklerinin önü ve arkası da var.

    muhteremin malum sözünü başlık yapıp ilk entryi yazan kişi olarak son iki gündür adı etrafında dönen tartışmalara bakıyorum da çok farklı yönlere savrulan beyanlar, ithamlar ve eleştiriler var. hain ilan etmeler, ders vermesini engellemeler, eleştirenleri faşizan kemalistlikle suçlamalar, kahraman ilan etmeler vs. öncelikle malum konuşmasının iler tutar bir tarafı yok kanaatimce. bunu ifade etmek de faşistlik, düşünce özgürlüğüne saygısızlık değil. eleştirmek için illa kemalist olmaya da gerek yok.

    kemalizm ve atatürk eleştirilemez mi? elbette eleştirilebilir. bunları eleştirilmez birer dogma addetmek işte gericiliğin kendisine bir örnek olur. ancak bu muhteremde rahatsız eden bir şeyler var. kemalizm gerilemeye tekabül edermiş. bu lafı eden kişinin bu lafının altını doldurması lazım. hangi kemalizm? zaten doktrinsel bir kemalizm olup olmadığı tartışmaları bir yana, atatürk'ün ölümünden sonra bir kısım devletlular ile devlet entelijansiyası elinde sistematikleştirilen ve statik, dogmatik bir bakış açısı, 1930'lar türkiyesi, dünya konjenktürü algıları çerçevesinde dondurulmuş bir kemalizm anlayışının gerilemeye tekabül ettiği pekala savunulabilir. bir bilimadamı bu konuları kapsamlı olarak akademik düzeyi düşürmeden bilimsel yetkinlikle dikkate sunabilir. bunun aksini iddia etmek mantıksız. öte yandan atatürk döneminde yapılan hatalar, atatürk'ün icraatları da çeşitli açılardan elbette eleştirilebilir. muhteremin konuşmasına ve daha sonra zaman'da yayımlanan açıklamasına baktığımız zaman bahsettiğim tarzda bir yaklaşım göremiyorum. "atatürk dönemi için değil cari kemalizm anlayışı için gerilemeye tekabül eder" dedim diyemez çünkü bizzat kendisi zaman'da yayımlanan açıklamasında eleştirilerinin 1925-1945 arasına yönelik olduğunu belli ediyor. "ilkinin, yani tek parti döneminin bu teorik çerçeve açısından başarılı sayılmasının zor olduğunu, medeniyetin birçok temel değer ve kurumlarının bu dönemde bulunmadığını vurguladım. bu yüzden kemalizm'in medenîleştirici bir süreç olarak görülemeyeceğine işaret ettim." diyor açıklamasında. kemalizm ifadesinin içine atatürk dönemini kattığı açık. işte başka açılardan bir sürü eleştiri yapılabilir atatürk dönemi için "gerileşmeye tekabül eder, medenileştirici bir süreç olarak görülemez" vs demek en azından haksızlıktır ve bilinen, kimsenin reddedemediği bir sürü somut olguya (hukuk reformu, kadın hakları, çağdaşlaşma hamleleri vs) karşın, ne tür bir gerekçeye bağlarsa bağlasın bu tür söylemlerde bulunmak bilgisizliktir. bilgisiz de olamayacağına göre burada etik bir sorun olduğu aşikar. işte bu noktada samimi bulmuyorum. örneğin "bir kere ortaçağ tarihi islam dünyasını değil, avrupa'yı ilgilendirir." buyurmuş. "atatürk türkiye'yi ortaçağ karanlığından kurtardı" anlayışı için söylemiş bunu. bu sözlerin de altı boş. sanki 23 devriminden önce apaydınlık müreffeh bir ülkede yaşıyorduk da cumhuriyet ile hiçbir aydınlanma olmamış gibi hiçbir anlam ifade etmeyen bu sözleri söyleyen kişinin bilimsel objektifliği tartışmaya her zaman açıktır. ortaçağ zihniyeti diye bir şey vardır ve o zihniyet hala da caridir bir kısım yerlerde. günümüzde bile. "ortaçağ avrupayı ilgilendirir" demenin bir anlamı yoktur.

    profesör titrine sahip bir bilimadamı var karşımızda ancak üslup ve tavırlarını yakıştıramıyorum kendisine. örneğin kendisinin söyleyip söylemediğinden emin olmadığı "bu adam" ifadesi. bu kaba bir üsluptur. bir bilimadamının bilimsel konuşmasına yakışmayan bir ifadedir. kastettiği kişi atatürk olsun, olmasın. buna dair açıklaması da ayrı bir zihniyet sorununa tekabül etmektedir. avrupalıların ağzından sorulacağını söylemiş kendi ifadesine göre. bu savunma mantığı bizi başka yerlere de götürür. örneğin bir başkası da dengesini daha da şaşırıp a şahsı için "birisi gelip şu şeyini şey ettiğimin şeyinin* derdi ne diye sorabilir" diyebilir. kendisine niye böyle ifade kullandığını sorduğunuzda da yanıt hazır olacaktır: "ben demedim. başkasının sorabileceğini söyledim" ne ala.

    tarzında rahatsız edici bir şeyler var. örneğin emin çölaşan ile telefon görüşmesi. sanki konuşan bir bilimadamı değil de bir kabadayı. bir bilimadamı ağırlığı ve düzeyi yok. duelloya çağırmalar, saçma sapan önerilerde bulunmalar falan bozuk bir şirazeyi gösteriyor. tamam emin çölaşan da makbul bir adam değil, tarzı, fikirleri üslubu belli ama atilla yayla yalanlamadığı müddetçe köşesindeki atilla yayla ifadeleri nasıl bir vaka ile karşıya olduğumuzu gösteriyor. şahsen bir altyapısı olmayan, kendisini kaybetmiş ve kendisini ispat havasındaki birinin bayağı bir üslupla heyheylenmesini gördüm bu ifadelerde. alıntılamak istiyorum:

    " ben size fikir açısından meydan okuyorum. sizinle nerede isterseniz kemalizm’i tartışmak istiyorum. ister televizyonda, ister başka yerde. karşıma isterseniz 8-10 kişi çıkın. benim yaptığım şövalyeliktir. geçin karşıma. geçin ve kolaysa beni perişan edin."
    "- ben sözünün arkasında duran adamım. aynen söylediğimi bugünkü (dünkü) zaman gazetesine de açıkladım. ben fikir adamıyım. yazılarımı 15 günde bir zaman’da yazarım. ben mücadelemi sürdüreceğim. bu memlekette ifade özgürlüğü olmayacak mı?"
    "- bana tebligat henüz gelmedi. fakat ben mücadelemi sürdüreceğim. bundan sonra derslerimi gerekirse meydanlarda, spor salonlarında, düğün salonlarında vereceğim. siz benim çağrıma cevap verin, televizyona çıkalım. ya da hürriyet’teki köşenizde bir gün siz yazın, bir gün ben yazayım ve size cevap vereyim!"

    isteyen istediği şekilde yorumlasın. hele makbul bir adam olmadığı görüşünde olduğum emin çölaşan'dan bile " elbette, neden olmasın! hatta her gün siz yazın... beyefendi, şu ses tonunuz, şu söyledikleriniz bir üniversite hocasına yakışıyor mu?" gibi bir karşılığa muhatap olmuş ki tam olmuş.

    kendisi bir profesör. bilimadamı. alanında yetkinliği vardır. tezleri, kitapları, makaleleri vs. ama alanı olmayan konularda kafa göz yarmaması iyi olur. örneğin geçenlerde de "turbanli ogrencilerin engellenmesi suctur" buyurmuş idi. tamam türban yasağı eleştirilebilir, kişisel hak ve özgürlükler bağlamında irdelenebilir ama tutup da hukuk mantığına, ceza hukukuna ters takla attıran saçmalama şahikası sözlerle ortaya çıkarsanız komik olursunuz. sözlükten kısa bir bakınız vermekle yetineceğim: #1626689

    ilgili alakasız bir şekilde "ben liberalimm, ben demokratım" demeleri de garip geliyor bana. sanki bu kavramları kendisi için bir marketing unsuru yapmış gibi. "ideolojik tercihi sosyalizm, muhafazakârlık, nasyonalizm veya islamizm değil liberalizm olan, türkiye’de liberalizm hakkında ilk türkçe kitabı yazan ve son 14 yılı liberal düşünce topluluğu bünyesinde olmak üzere yaklaşık yirmi yıldır liberal değerlerin tanınması, anlaşılması, yayılması ve ülkemizin siyasî, iktisadî ve hukukî düzeninin liberalleştirilmesi için gayret sarf eden bir akademisyen olarak bu çağrınızı üzerime almanın hakkım ve görevim olduğu kanaatindeyim." buyurmuştu malum türbanlı öğrencilerin engellenmelelerinin suç olduğu sanrılarını ciddi ciddi sunarken. yine kemalizmin gerilemeye tekabül ettiğini söylediği konuşmasından sonra da, dha muhabirine yaptığı açıklamada, demokratik rejimi savunan liberal biri olduğunu vurgulamış. kendisine "liberal demokrat" diye bir isimlik yaparsa tam olur.

    sonuç olarak bu muhterem eleştirilebilir laflar etmiştir. bunları eleştirmek düşünce özgürlüğüne karşı olmak değildir. şahsen ben kendisini dürüst de bulmuyorum. ama ifade özgürlüğü var. bu görüşlerini söylemesine de kimse engel olmamalı. kendisini eleştirmek de linç sürüsüne katılmayı beraberinde getirmemeli. kendisine karşı bir linç girişiminde bulunmak, ders vermesinin engellenmesi gibi şeyler savunulamayacak kınanması gereken şeyler. görüşlerinin hoşa gitmemesi kimseye linç hakkı vermez. bir lafım da linç histerisini, ders vermesinin engellenmesini eleştirmek bir yana mutlak olarak muhteremin sözlerinin içeriğini savunanlara. adamın liberal demokrat olduğunu ifade etmesi laflarını ayet gibi bellemenizi gerektirmiyor. aynı görüşteyseniz ayrı konu ama en azından laflarının içeriğini eleştirmekle ifade hürriyetini gaspetmenin farklı şeyler olduğunu düşünün. şahsen laflarını sonuna kadar eleştiririm ancak ifade özgürlüğüne de halel gelmemeli.
383 entry daha
hesabın var mı? giriş yap