452 entry daha
  • kardeşi fizik öğretmeni olmuş fakat kendisi ingilizce öğretmeni olamamış, buna yıllarca hayıflanmış; lise yıllarında evlenmiş bir anneanne. 80 yaşında olmasına rağmen hala öğrenmeye açık, meraklı bir anneanne. markette satılan bilumum kavanozlu ürünün üzerinde yazan ingilizce (ya da türkçe olmayan diğer dillerdeki) kelimeleri bildiğini düşündüğü birilerine soran bir anneanne. günün acaip bir saati telefonla arayıp televizyonda duyduğu ve anlamadığı kelimenin anlamını soran bir anneanne. altyazılarını okumaya üşenerek(!), izlenilenler hakkında bir takım varsayımlarda bulunan bir anneanne.

    hala ingilizce bişiler anımsadığını bize göstermeye çalıştığı günlerden bir gün...

    anneanne: hadi sor, sor: nasılsın de, iyi misin de, yaşın kaç de.
    euphrates: peki anneanne. how are you?
    a: fine, thanks.
    e: what are you doing?
    a: i'm speaking.
    (yukarıdaki gibi basit sorular yöneltilir, anneanne üç aşağı beş yukarı doğru yanıtlar verir.)
    e: yeter mi?
    a: sor sen sor, nasıl yanıtlıyorum di mi?
    e: tamam, tamam soruyorum: what time is it?
    a: -uzun bir süre düşünür, saate bakar, parmak hesabı yapar ve usulca- benim namaz saati gelmiş işte, ben bir namaz kılayım şimdi.
712 entry daha
hesabın var mı? giriş yap