8 entry daha
  • bir arkadaşım vardı, temizlik kolu başkanları içinde en hazin öyküye sahip idi. anlatalım evladım, örnek verelim, sözlerini de yazalım tam olsun;

    müştak aslında t.k. başkanı olmak istememişti. istediği bir eğitsel kol var mıydı, onu da bilmiyordu. öğretmen tek tek kolları okuyor, öğrencilerde ben kitaplık kolu başkanı olayım, ben kızılay kolu olayım, ben celal kolot olayım diye bağrışıyorlardı. çok renkli bir ortam. bütün kollar okundu, bir temizlik kolu başkanlığı kalmıştı. bütün öğrenciler bir şekil bişi kolu olmuşlar, ancak müştak boş gözlerle olan bitene bakmıştı. (bkz: olan biten)
    öğretmen, "müştak sen de temizlik kolu başkanı ol bakayım, senden her gün yerleri ve camları silmeni bekliyorum, sınıfa girerken ayakkablar çıkarılacak, her gün tuvalette hortumla duş alınacak" dediğini hatırlar gibiyim. aslında hatırlamıyorum böyle bir şey, neyse..
    müştak, kaderin gayet ironik, gayet medeni seyreden bu tür bir istihzasında boğulacağının farkında olmadan kabul etmişti görevi. kabul etmeyip ne yapacaktı, şahtı da şahbaz mı olduydu sanki? müştak herkes kadar işini yaptı, eğitsel kolların orta dereceli hizmet verenlerinden biri oldu, vasatı aştı mı? vasatı aşamadı.. yıllar geçti fakat bir su gibi ve hepimiz büyüdük.

    o günlerin iyi kötü görevini yapan müştak'ından geçen yıl bir haber aldım. 2 yıl boyunca evinden çıkmayarak, çöp ev haline gelen meskeninde polisler tarafından bulunmuş bizimki.. bir fena oldum ve bir kötü oldum.. berduş olmuş, meczup olmuş müştak.. polis sorgusunda temizlik kolundan bahsediyormuş hala.. evlerden ırak..sonra düşündüm ve şu yargıya vardım;

    eğitsel kollar çılgınlığına bir son verilsin! öyle ki büyük bir travma yaratıyor küçük bedenlerde, aşırı sorumluluktan, sorumluluklarının tam tersi istikamette davranıyor çocuklar. beslenme kolu başkanları da, anoreksiye yakalanabiliyorlar. yani yakalanabiliyorlardır herhalde..

    (bkz: i am not ok)
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap