373 entry daha
  • debe editi entryi beğenip paylaşan, gündeme getirip gündemde tutan, dm'den bana başka bilgiler veya destek veren herkese çok teşekkürler. özellikle akademik ahlaksızlık ve ahlaksızlar konusundaki entrylerim debeye girdiğinde çok ayrı bir mutluluk duyuyorum, bu durumu dert etme konusunda yalnız olmadığımı görüyorum. vaktim oldukça yeni entryler girme konsunda beni oldukça motive ediyor. tekrardan teşekkürler.

    bilenler bilir, burada ercüment ovalı'dan oytun erbaş'a ve şu anda güncel olmayan diğerlerine bilimsel şarlatanlar hakkında arada insanları bilgilendirici şeyler yazıyorum vaktim oldukça. melih bulu hakkında da bildiklerimi yazayım. bu sefer getirildiği görev yüzünden bilimsel yönü olmasa da yöneticilik kısmı olsun ağırlıklı konumuz. çünkü hakkında siyasi görüşünden intihale yalanlarına kadar çok şey yazıldı ama bence hala boğaziçi'nin başına nasıl bir bela geldiğini anlatmaya yeterli değil. kaç gündür içim rahat etmedi o yüzden çok fazla kişinin bilmediği bazı şeyler yazacağım melih bulu ve çok övündüğü "yöneticiliği" hakkında

    zamanında rektör olduğu özel bir üniversitede günlerden bir gün etik ve ahlaki açıdan bir öğretim üyesinin karışmaması gereken bir yasak ilişki skandalı yaşanır. normalde tazminatsız kovulma, hatta belki de akademiden afaroz, sebebidir bu. fakat, o öğretim üyesi melih bulu'nun kankasıdır... olay örtbas edilemeyecek kadar büyüktür ama alevlenmesi de bir şekilde yatıştırılır. olaya karışan ve normal şartlarda tazminatsız kovulması gereken öğretim üyesi de melih bulu'nun kankası olduğu için iş akdi feshedilir ama çok "mağdur olmasın" diye de cebine çok ciddi bir miktarda tazminat koyularak ve olay kapatılarak gönderilir, ki başka üniversitelerde iş bulabilsin. ki o kişi şu anda bir başka üniversitede çalışıyor yıllardır...

    gene zamanında rektör olduğu özel bir üniversiteye, zamanın rektör yardımcısı prof. dr. erdal karaöz ile birlikte bir akademisyen alırlar: özgür tataroğlu. özgür tataroğlu, bundan birkaç sene önce yurtdışındayken yayımladığı bir makalede (ve proje başvurularında) veri uydurma, sahte veriyle yayın yapma gibi bilimsel dolandırıcılık suçu işlediğinden dolayı zehir zemberek bir retraction note ile makalesi geri çektirilmiş ve akademiden normalde sonsuza kadar afaroz edilmiş birisidir. özgür tataroğlu'nun ilk isim olduğu 6 yazarlı makalede, sadece ve sadece özgür tataroğlu'nun deneylerini yaptığı verilerin uydurma olduğu, ama diğer sonuçların arkasında durulduğu bir retraction note'lu makaleye sahip birisi
    yani...akademiden afaroz edildikten sonra tabi hemen amerikadan paketlenip türkiye'ye gönderilir bu arkadaş. burada evde bilgisayar başında oyun oynayıp baba parası yerken "erdal karaöz'ün sevdiği bir elemanının erkek arkadaşının bardan tanıştığı arkadaşı" olması referansı ile tüm bu akademik dolandırıcılığı rektör melih bulu, rektör yardımcısı erdal karaöz ve ilgili jüri tarafından göz ardı edilip dr. öğr. üyesi kadrosuyla işe başlar. göz ardı edilen durum sadece bu değil, aynı zamanda o sıralar diplomasının denkliği türkiye'de daha yapılmamış olan özgür tataroğlu'nun aylarca aksi kanunlara rağmen bir şekilde getirilip üniversitede öğretim üyesi olarak çalışması sizce de bir melih bulu'nun bir yöneticilik ve organizasyon başarısı değilse nedir allasen? ben mesela şahsen bu durum yök denetimlerinden nasıl geçti, merak ediyorum.

    ama olay bunla da bitmiyor tabii ki. hayır, bilimsel dolandırıcılık yüzünden akademiden afaroz edildikten sonra rektör yardımcısının elemanının erkek arkadaşının barda tanıdığı herif olma referansıyla melih bulu'nun rektör olduğu üniversitede işe başlayan bu arkadaşın yüksek lisans programında "bilimsel etik" dersi veriyor olmasından bahsetmeyeceğim. o olay sanırım bu anlatacaklarım kadar önemli değil(!)..başka bir şeyden bahsedeceğim.biliyorsunuz özel üniversitelerin, özelilkle de böyle küçük üniversitelerin araştırma bütçeleri inanılmaz düşük. orada çalışan biliminsanları dışarıdan aldıkları projeler haricinde neredeyse sinekten yağ çıkarmaya çalışıyor bilim yapabilmek için. hasta hakları yüzünden detayına kesinlikle girmeyeceğim ama işte bu bilimsel dolandırıcı özgür tataroğlu ve istinye'deki ekürisi ayca zeynep ilter, bilimsel temeli pek olmayan ama melih bulu'nun çok işine yarayacak bir "bilimsel proje(!)" yapsınlar diye okulun zaten kısıtlı olan tüm kaynakları bunların emrine amade getirilir, kanserden genetiğe bir çok başka araştırma projesi yapan insanlardan/gruplardan kesilen paralar bu ikisine aktarılır... bu durum sonrasında da tabi bir çok araştıcı yapılan haksızlığa ve saçmalıklara dayanamayıp başka üniversitelere geçer. rektörlük ve organizason başarısı... pandemi dolayısıyla güncelliğini uzun süredir takip etmiyorum, o yüzden net konuşmayayım ama zaten bilimsel temeli olmayan bu proje de en son öğrendiğimde pek parlak durumda değildi. bu kadar detayı şu yüzden yazdım, eğer o bilimsel temeli pek olmayan ama kendi işine çok yarayacak o bilimsel proje için hala umudu varsa muhtemelen melih bulu'nun boğaziçi moleküler biyoloji ve genetik bölümüne öğretim üyesi olarak transfer edeceği kişi (veya kişiler) özgür tataroğlu (ve ekürisi) olacaktır. o bölümde okuyanlar varsa sadece rektörlerini değil, önümüzdeki dönemdeki muhtemel hocalarını da tanısınlar istedim. mesela daha iki gün önce linkedin'de önüme düşen şöyle bir postu da ekleyeyim. boğaziçi bilim kulübünün etkinliğinde konuşmacı olacaklarmış. kendi duyurularında da görsel "...özgür tataroğlu'nun öğrencilik yıllarında kurulmasına katkıda bulunduğu boğaziçi bilim kulübü..." olarak geçiyor. boğaziçi üniversitesi bilim kulübünün kuruluş yılı 1983, özgür tataroğlu'nun o üniversiteye girdiği tarih 1996...ekşisözlük'te yazan bir kindaashole olmasa kim bilecek tabi böyle detayları :)

    neyse konudan çok sapmadan, melih bulu'nun rektörlük ve organizasyon konusundaki yetenekleriyle devam edelim. gene sevgili melih bulu özel üniversite'de rektörken bir başka özel üniversitede görev yapan oldukça başarılı bir biliminsanını ona özel bir laboratuvar kurmak ve eski çalıştığı yerden daha az ücret almamak koşuluyla ikna edip üniversitesine kazandırır. buraya kadar cidden bir yöneticilik başarısı bu. ama sonrasında o biliminsanı sözleşme imzalamak için kendi üniversitesinden istifa ettiğinde önce anlaştıkları parayı vermediği bir sözleşme imzalatır ( bildiğim kadarıyla önceki üniversitesinden aldığından ya 250 tl ya da 350 tl gibi rakamdan daha az bir paraya), sonrasında da tabii ki de söz verdiği labı kurmaz. sonrasında bu oldukça başarılı öğretim üyesi melih bulu taradından "ayda 250 tl" dolandırılarak imzaladığı 1 senelik sözleşme süresi dolunca yenilemeden hemen türkiye'nin sayılı üniversitelerinden birine geçter. gerçekten bence muhteşem bir yöneticilik ve organizasyon becerisi...

    boğaziçi'ni nasıl bir cevherin beklediğini gösteren, bunun gibi sayfalarca yazılacak şey var aslında. mesela öğrencileri ve çalışma arkadaşları tarafından neredeyse taparcasına sevilen ve yaptığı işle okulun döner sermayesine gerçekten hatırı sayılı bir gelir getiren bir başka öğretim üyesini sırf istediği (ve hak ettiği) maaş artışın vermediği için kaybedip, onun yerine çok daha yüksek bir ücrete, okula maddi olarak sıfır getirisi olan ve öğrencilerin nefret ettiği kişiyi almak gibi bir yöneticilik ve organizasyon becerisi.

    gerçekten böyle sayfalarca yazabileceğim örnek biliyorum kendisi hakkında.
    ne diyelim, boğaziçi'ne metallica dinleyen, yönetim ve organizasyon konusunda yayınları olan, deneyimli bu yeni kayyum rektör hayırlı olsun... bence de boğaziçi'ni 4 sene içerisinde ilk 100'e sokacak bir rektör (!). gerçi bir ara rektörü olduğu istinye üniversitesi'ni de the ilk 500'e soktuk diye ilanlar vermişlerdi. inanamadığım için önce listede adını aratmış, çıkmayınca kontrol için the'de ilk 2000'de listelenen tüm üniversitelere sırayla tek tek bakmıştım. gene ismi yoktu. sonra o ilana bir ekleme yapıp "bilmem ne kategorisi" içinde ilk 500'de demişlerdi. gene the'ye baktığımda öyle bir kategori de bulamamıştım ama bu belki de vardır bilemem. belki de boğaziçini ilk 100'e sokarım diyorken böyle bir "başarı"dan bahsediyor da olabilir. kim bilir...

    hadi çoğunlukla sırf para aklamak veya vakıf üzerinden kendi şirketlerine para aktarmak için kurulmuş çoğu özel üniversitenin ne olduğu az çok belli de, boğaziçi gibi bir kuruma böylesi bir atama yapıldığı için gerçekten ama gerçekten çok üzgünüm...

    `edit:` yanlış görsel yüklenmişti değiştirildi, ufak ek düzenlemeler yapıldı.

    edit 2: boğaziçi bilim kulübü akademik etiğin arkasında duyarak, ilgili etkinlikteki konuşmayı iptal etmiş. kendilerini gerçekten kutluyorum. özellikle de bu devirde, akademik etiğin arkasında duran maalesef kısıtlı kitleden olduklarını gösterdiler. darısı akademisyen geçinip bu işten ekmek yiyen nice kelli felli kişilerin başına

    edit 3: `@ayip yapan adam` ranking olayı ile ilgili detay da verdi dm'den onu da paylaşmak istedim
    "merhabalar, öncelikle oldukça güzel, referanslı bir entry olmuş, teşekkürler. şu ranking olayına bir ekleme yapmak istedim ben de, qs'te falan zaten gözükmüyor,eduranks epeyce geriye atmış ilk 9000 falan, the'de de asıl listede yok. buna rağmen artık nasıl bir ayar çektilerse "global impact rankings" sayaçlarında 2019'da 301+, 2020'de 601+ olmuşlar. ha ben bu listelere çok da itimat etmiyorum, qs ve the arasında dahi çok ciddi farklar oluyor. parametreler neye göre belirleniyor emin de olamıyorum. artık buna dair bir güvence mi almış yoksa açık mı bulmuş nedir, her fırsatta "ilk 100 ce ilk 100" deyip duruyor :)) link "
    ben de ufak bir not ekleyeyim. gerçekten melih bulu'nun yönettiği vasat bir e5 üniversitesinin "global impact ranking"de ilk 300-500-5000 vs gibi bir sıralamaya girebilmesi normal şartlarda mümkün değil fakat bu tarz sıralama derecelendirme sistemlerinin açıkları olabiliyor. ben de sıralama kriterlerini bilmiyorum ama mesela üniversiteye doldurulan suriyeli öğrenciler "uluslararası öğrenci oranı yüksek" üniversite puanıyla vs sıralamaya sokabiliyor vs. aynı siz aylarca, bazen yıllarca laboratuvara kapanıp bir yayın çıkarırken, hiçbir şey yapmadan, hatta veri uydurarak, hakemlere bile girmeden parayla direkt makale kabul eden predator journallarda bir sürü makale yayımlayıp, kağıt üzerinde sizin önünüze geçen bir sürü sözde akademisyen gibi. her sistemin açığı vardır, akademik etik ve ahlaktan yoksun vasıfsız kişiler de bu açıkları kullanmayı çok iyi becerir. bazen de paçayı kurtarırlar ama bazen de yakalanırlar....

    edit 4: @shams gene ranking olayı ile ilgili dm'den gönderdi. paylaşıyorum.
    "şimdi çözdüm. listelerde katılan okul sayısı 400 ile 800 arasında değişiyor. yani 800 okul arasından 600+ olmak gibi bir durum var yani :))"

    bu bahsettikleri sıralama tüm dünyadaki onbinlerce üniversite arasında yapılan ve bilinen -okulun kalitesi hakkında fikir veren- sıralama değil; (muhtemelen) sadece bu özel listelere başvuran üniversiteler arasından.

    vaktimin olduğu bir gün de, bu yazıda da bahsi geçen, melih bulu'nun bile bu kıytırık listede 301+ olarak soktuğu istinye ünversitesi'ni 601+'ya düşüren yeni rektörleri erdal karaöz hakkında da detaylı, en az bu entry kadar eğlendirici ve bilgilendirici bir entry yazarım. sadece boğaziçi'liler değil, başka okullardaki öğrenciler de rektörlerini iyi tanısın...
1317 entry daha
hesabın var mı? giriş yap