7 entry daha
  • bana durup duruken eski günleri, hayalleri, özlemleri, uzaklıkları hatırlatan şairdir. bu ingiliz adam yıllar önce şiirleri ile girdiği hayatımda romantizmi yaşama tarzımı şekillendirmiş; mutluluk ile mutsuzluk arasında gidip gelme süreçlerinde hem batıran hem yukarı çeken olmuştur. aşağıdaki mısraları, ki aklımdan asla silinmezler sözlükten birgün silinseler de, gece vakti bırakmak istedim şurda bir iz olarak kalsın diye.

    i arise from dreams of thee
    in the first sweet sleep of night,
    when the winds are breathing low,
    and the stars are shining bright;
    i arise from dreams of thee,
    and a spirit in my feet
    hath led me- who knows how?
    to thy chamber window, sweet

    nevrotik bir şair ve onun nevrotik hayranları. karşıma çıktıgına çok mutluyum; mısralarında yaşamak hayatı ve okurken hissetmek güzel birşey; üzülsek de sevinsek de. evet arayışlarımın içinde uzaklara doğru bakarken aslında zaman kavramını da aşacak bir yer arayışı içinde; yine yeniden aynı mısralar dökülüyor dilimin ucundan:

    o, lift me from the grass!
    i die, i faint, i fall!
    let thy love in kisses rain
    on my lips and eyelids pale,
    my cheek is cold and white, alas!
    my heart beats loud and fast
    oh! press it close to thine ownagain,
    where it will break at last!

    bir digeri için (bkz: sylvia plath)

    edit: bir de unutmadan die verbannten kinder eva's dinlememin bir nedenidir bu mısralar.. o şarkılarla beraber yaşamak shelley ve şiirlerini...
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap