24 entry daha
  • skyman'in bulduğu analizini türkçeye çevirmeye başladığım, fakat ortalara doğru ana kaynaktan sapıp silmarillion'u baştan okumanın verdiği rahatlıkla neredeyse baştan tahlil ettiğim muhteşem albüm.
    (bkz: emeğe saygı)
    (bkz: teraziye tık)
    war of wrath – gazap savaşı

    parça, valar'ın morgoth (veya melkor'u) mağlup edip earendil'in herşeyin ardından valinor'a silmarillerden birini getirdiği beleriand'ın son büyük savaşı hakkında. aslında bu savaş "quenta silmarillion"un yani türkiyedeki silmarillion kitabının sonunda geçmesine rağmen neden albümün en başında yer alıyor tam emin değilim. bir teoriye göre bunun sebebi albüm'ün sunumunun melkor ve sauron'un geçmişi hatırlaması şeklinde olduğu. melkor'un ungoliant hakkındaki sözleri sonraki şarkıyla iyi bir bağlantı oluşturmuş.

    sauron:
    "the field is lost, everything is lost. the black one has fallen from the sky and the towers in ruins lie. the enemy is within, everywhere - and with him the light. soon they will be here. go now, my lord, while there is time. there are places below."
    tercümesi:
    (savaş) meydan(ı) kaybedildi, herşey yitti. kara olan semadan düştü ve kuleler artık birer yıkıntılar. düşman heryerde - ve beraberinde ışıkla. yakında burada olurlar. şimdi gidin, efendim, hala zaman varken. yeraltında hala (bizim elimizde olan) bölgeler var.
    valar galip olmuştu. "kara olan" derken melkor'un en kudretli ejderhası olan ancalagon kastedilmekte. ancalagon earendil'le çarpışmasının ardından thangorodrim'in üzerine düşmüş ve onu yıkmıştı.sauron, bir maia ve melkor'un en güçlü hizmetçisi, efendisinden kaçmasını istiyor.

    morgoth:
    "and you know them too. i release thee, go! my servant you'll be for all time."
    tercümesi:
    morgoth:
    "ve sende bunları biliyorsun. artık serbestsin, git! her zaman benim hizmetimde olacaksın."
    melkor, sauron'u dünyaya kötülük taşısın diye azad ediyor.
    (yüzüklerin efendisi üçlemesinde bu işi gayet başarıyla yapabileceğini gösterdi!)

    morgoth:
    i had a part in everything. twice i destroyed the light and twice i failed. i left ruin behind me when i returned. but i also carried ruin with me. she, the mistress of her own lust.
    tercümesi:
    morgoth:
    herşeyde bir paya sahibim. iki kere ışığı yokettim ve iki kere mağlup oldum. döndüğümde yıkımımı ardımda bırakacağım. lakin aynı zamanda kendimle beraber yıkım taşıdım. o, kendi şehvetinin fahişesi.

    melkor, arda'nın çok erken yıllarında ışığı iki kere yoketti. birincisi daha iluvatar'ın çocukları dünyaya gelmeden arda aydınlansın ve bereketlensin diye valar tarafından dünyanın kuzeyine ve güneyine dikilen illuin ve ormal adında iki devasa lambaydı ve melkor onları yıktı. onların yıkılışıyla ulu göl'ün ortasındaki almaren adasında ikamet eden valar'ın da yurtları yok olmuştu. ikincisi ise ağaçları yoketmesiydi. kendimle beraber yıkım taşıdım derken bunu kastediyor. o diyerek kastettiği ungoliant, melkor'a ağaçları yoketmekte yardım eden devasa bir örümcek -ki ağaçların ışığını yemesiyle iyicene canavarlaştı-. fakat sonra melkor'la anlaşmazlığa düşerek az daha onu altediyordu. fakat melkor'un balrogları kendisinin yardımına yetişti ve dehşetli bir ölümden onu kurtardı. fakat bunlar sonraki şarkının konusu…

    --------------------------------------------------------------------------------

    into the storm - fırtınanın içinde

    melkor ve ungoliant valinor'un iki ağacını yok edip noldor'un yüksek kralı finwe'yi öldürerek silmarilleri çalmıştı. şarkı, ungoliant'ın karanlık lord'dan kendisine söz verdiği şeyi, silmarilleri talep etmesi ve melkor'un reddedip örümcekten kaçmaya çalışmasını konu alıyor. eser; nakarat (ki melkor'un ağzından) ve korolar (ki melkor'un hizmetkarlarının ağzından) kısımları haricinde ungoliant'ın ağzından yazılmış.

    give it to me ver onu bana
    i must have it
    precious treasure
    i deserve it
    ungoliant kendisine söz verildiği gibi melkor'dan silmarilleri talep ediyor..

    where can i run
    how can i hide
    the silmarils
    gems of treelight
    their life belongs to me
    oh it's sweet how the
    darkness is floating around
    melkor kaçmayı dener çünkü aslında silmarilleri açgözlü örümceğe vermeyi hiç düşünmemişti bile.

    we are following
    the will of the one
    through the dark age
    and into the storm
    and we are following
    the will of the one
    through the dark age
    and into the storm
    lord i'm mean
    fakat ungoliant valinor’un ağaçlarından aldığı kudretle melkor için bile dişli bir rakip olmuştu. bunlar ungoliant tarafından boğulmak üzere olan melkor'a yardım etmek için koşan balroglar...

    --------------------------------------------------------------------------------

    lammoth - lammoth

    orta dünya'nın kuzey doğusunda, ungoliant tarafından öldürülmek üzere olan melkor dehşet dolu bir çığlık salmış göklere. çığlığının yankıları sonsuza dek o bölgede dolaşmış durmuş ve bu sebeple o bölge sindarin diline (büyük yankı) anlamına gelen "lammoth" kelimesiyle anılmaya başlanmış.

    --------------------------------------------------------------------------------

    nightfall – akşam karanlığı

    bu şarkı melkor ve ungoliant'ın o zamanlar tüm dünyayı aydınlatan ve gitmeleriyle dünyayı dipsiz bir karanlığın kapladığı ağaçları yoketmesinin ardından valinor'daki durumu gösteriyor. noldor'un gururu olan silmariller çalınmış ve tüm noldor'un yüce efendisi finwe melkor tarafından katledilmişti. fikrimce şarkı (feanor'un oğullarından biri olan ve öfke savaşı'ndan sonra orta dünyada avare bir ozan olarak gezinen) maglor'un ağzından, hatıraları şeklinde yazılmış. aynen hansi'nin yazdığı küçük hikaye gibi...

    no sign of life did flicker
    in floods of tears she cries
    "all hope's lost it can't be undone
    they're wasted and gone"
    ağaçlar melkor ve ungoliant'ın saldırısıyla yok oldu ve yavanna, ağaçların ilk yapıcısı, onları tekrar yeşertmek için boş yere gözyaşı döktü...

    "save me your speeches
    i know ("they blinded us all")
    what you want
    you will take it away from me
    take it and i know for sure
    the light she once brought in
    is gone forevermore"
    bunlar feanor'un, aklı melkor'un yalanlarıyla karmakarışık olan ve ruhu bedeninde bir alev gibi yanan, silmarillerin yapımcısının lafları. melkor'un kafasına yerleştirdiği yalanlar sayesinde valar'ın elf halkını kör ederek onları bir koyun gibi güttüğünü ve ağaçların ışığının bulunduğu son nesnelerin, yani silmarillerin kendisinden zorla alınacağını düşünüyor.

    like sorrowful seagull they sang
    "(we're) lost in the deep shades
    the misty cloud brought
    (a wailing when beauty was gone
    come take a look at the sky)
    monstrous it covered the shore
    fearful into the unknown"
    quietly it crept in new horror
    insanity reigned
    it spilled the first blood
    when the old king was slain
    bu satırlar anlaşıldığı üzere ağaçların yokedilmesinin ardından ışıksız kalan gökyüzünü, alacakaranlığı anlatıyor. ungoliant, ağaçların ışıklarını emdikten sonra melkor'u bile korkutacak denli dehşetli bir simaya bürünür ve beraber, devasa örümceğin ağlarıyla ördüğü bir karanlık tabakası halinde aman'dan kaçarlar. kaçışlarının ardından melkor tüm noldor'un kralı finwe'yi öldürür ve böylece yeryüzündeki ilk kanı dökmüş olur...

    "how long shall we mourn in the dark
    the bliss and the beauty will no return
    say farewell to sadness and grief
    though long and hard the road my be"
    but even in silence i heard the words
    "an oath we shall swear
    by the name of the one
    until the world's end
    it can be broken"
    bu satırlarda geçen; kelimeler üzerinde müthiş bir kabiliyeti olan feanor'un, noldor halkını melkor'dan intikam almak ve silmarillere yeniden ulaşmak amacıyla orta dünya'ya gitmeye ikna ederkenki söylevi. bu söylevin ardından feanor ve oğulları çok ağır ve belki de kötü olarak nitelendirilebilecek bir yemin etmişlerdir. bu yeminlerini ise eru, iluvatar yani tek olanın adına yapmışlardır..

    just wondering how
    i can still hear these voices inside
    the words of a banished king
    "i swear revenge"
    filled with anger aflamed our hearts
    full of hate full of pride
    we screamed for revenge
    lanetlenmiş kral'ı, feanor'u, ve onun silmarillerin çalınması ve babası finwe'nin katledilmesine gösterdiği tepkiyi anlatan kısım.. müthiş bir vokalle şarkıda orgazma yaklaştığımız yer burası..
    şarkının maglor'un ağzından yazılmış olduğunu düşünmemin nedeni 2. satırda yatıyor…

    "vala he is that's what you said
    then your oath's been sworn in vain
    (but) freely you came and
    you freely shall depart
    (so) never trust the northern winds
    and never turn your back on friends"
    noldor ayrılmak üzereyken valar adına bir sözcü gelip onları uyarır. bir vala'ya karşı hiçbir şansları olmayacaklarından bahseder. fakat manwe, yani valar'ın ve tüm arda'nın yüce kralı noldor'u bu yanlış kararından döndürmek için zorlamak istemez ve onlara öğütler vermekle yetinir. (kuzey rüzgarlarından sakınmaları gerektiğinin nedeni, melkor'un kalesinin orta dünya'nın kuzeyinde olması, asla arkadaşlarına güvenmemeleri gerektiği konusundaki uyarının sebebini de feanor'un isyanıyla kirlenen noldor'un üzerindeki lanet sebebiyle içinde pek çok ihanet barındırabileceğinin haber verilmesi olarak yorumlayabiliriz.)

    "oh i'm heir of the high lord!
    "you better don't trust him"
    the enemy of mine
    isn't he of your kind and
    finally you may follow me
    farewell
    he said
    finwe'nin katlinden sonra feanor tüm noldor'un kralı olmuştu. ilk satırda bahsedilen budur, ardından valar'ın elçisi, noldor halkına "ona güvenmemekle iyi yaparsınız" diyor önlerinde uzanan lanetli günleri göstermeye çalışarak.fakat feanor bu uyarılar üzerine melkor'unda bir vala olduğunu elçiye hatırlatacak ve öyle kudretli bir konuşma yapacaktır ki, valar'ın elçisi gitmeden evvel önünde eğilmek zorunda hissedecektir kendini...
    ve noldor halkı önlerinde feanor'la beraber, aman'dan, ölümsüz ve kutlu diyardan ayrılırlar...
    --------------------------------------------------------------------------------

    the ministrel

    bu şarkı hikayenin kurgusu içinde tamamen önemsiz. bence şarkıyı söyleyen, topluluğun gerisinde duran ve noldor’un geleceğinde neler uzandığı hakkında bir fikri olmayan maglor. iyi bir geçiş fakat hikayeye bir şeyler katmıyor…

    --------------------------------------------------------------------------------

    the curse of feanor

    silmarillion’da anlatıldığı üzere feanor’un laneti manwe’nin bir habercisi ve hatta muhtemelen mandos’un kendisi tarafından teleri halkını, gemilerini almak amacıyla katletmelerinin ardından noldor’un üzerine serildi. noldor’un çoğu bu lanete tanıklık ettikten sonra korkuyla sinse de yüreği sertleşmiş olan feanor’a bu lanet hiç etki etmedi…
    taken the long way
    dark realms i went through
    i arrived
    my vision's so clear
    in anger and pain
    i left deep wounds behind
    but i arrived
    truth might be changed by victory
    feanor ve onun soyu sonunda orta dünya’ya ulaşırlar. feanor’un amacı tabiî ki intikam.

    beyond the void but deep within me
    a swamp of filth exists
    a lake it was of crystal beauty
    but arda's spring went by
    i've heard the warning
    well curse my name
    i'll keep on laughing
    no regret
    no regret
    feanor’da kendisinin derinlerinde yanlış yaptığının ve teleri’nin katli esnasında günahkar olduğunun farkında. fakat üzerine serilen laneti kendi kulaklarıyla duymuş olsa da intikamına o kadar odaklanmış ki, pişmanlık duymuyor…

    don't fear the eyes of the dark lord
    morgoth i cried
    all hope is gone but i swear revenge
    hear my oath
    i will take part in your damned fate
    tekrar feanor’un yemini hakkında. melkor ağaçları yok edip finwe’yi öldürdükten sonra onu morgoth (yani dünyanın kara düşmanı) olarak ilk niteleyen feanordu.

    i will always remember their cries
    like a shadow which covers the light
    i will always remember the time
    but it's last
    i cannot turn back time
    (i) don't look back
    there's still smoke near the shore
    but i arrived
    revenge be mine
    burada tekrar feanor kardeşleri olan teleri halkını katletmelerinin pişmanlığını yüreğinde hissediyor. fakat hatıralarını katlanılabilir kılmak için kendisine tekrar yeminini hatırlatıyor.

    soon you will be free
    set your spirit free
    "suddenly i realized
    the prophecies
    i've never believed in
    my deeds were wrong
    i've stained the land
    and slain my kin
    (burning soul)
    there's no release from my sins
    it hurts
    the curse of feanor runs long
    time and only time will tell us
    tell: was i right or wrong?
    when anger breaks through
    i'll leave mercy behind "
    burada görebileceğiniz gibi feanor akrabakıyımı ve kendi yaptıkları yüzünden gerçekten üzgün ve pişman. bu acıtan düşüncelerden ve pişmanlıktan kurtulabilmek için ileri bakacağız ve göreceğiz haklı mıyım haksız mıyım demekte… gerçi burası kitaptan farklı, zira kitapta feanor’un pişmanlığından hiç bahsedilmiyor ama silmarillion yapısı itibariyle bir romandan çok bir tarih kitabına benzediğinden bu zaten normal… fakat her şeye rağmen feanor’un böyle düşüneceğini kolayca hayal edebiliriz.

    --------------------------------------------------------------------------------

    captured
    feanor balroglarla destansı bir mücadelede ölürken oğlu maedhros’ta melkor tarafından esir alınmıştı ve melkor onu angband yeniden kazılırken ortaya çıkan pisliğin yığılmasıyla oluşmuş koca bir dağ olan thangorodrim’den aşağıya bileğine demirden bir kelepçe geçirerek sarkıtır. burada morgoth’un o konuşmasını dinliyoruz…

    --------------------------------------------------------------------------------

    blood tears

    maedhros’un eski günlerden dostlu olan fingon, thangorodrim dağına onu kurtarmak amacıyla gelir.

    welcome to my realm
    we are both condemned to live
    it's a dark fate
    (i can hear your calls
    i can hear your calls)
    the eternal life
    burada melkor maedhros’la konuşuyor ve ona hoş geldin diyor.

    i see it still burns
    each night i cry in pain

    maedhros işkencesinden bahsediyor

    alive
    though the end appears my friend

    burada fingon, sonunda bulabildiği arkadaşına söylüyor bu lafları.

    [chorus:]
    and blood tears i cry
    you've searched and you've found
    cut off your old friends hand

    ve maedhros ona cevap veriyor (muhtemelen)

    my mind's in frozen dreams
    the rotten flesh
    of bitter lies
    welcome to where time stands stil
    noone leaves and noone ever will
    tekrar melkor maedhros’la konuşuyor..

    can't hold it
    it burns
    each night i cry in pain
    burası maedhros ve çektiği işkence hakkında

    it seems so clearly
    bent the bow
    cause life in me is gone
    and a cruel wind's blowing cold
    and a cruel wind's blowing cold

    fingon maedhros’u kurtarmak için thangorodrim dağı’na ulaştığında, arkadaşının yanına tırmanması imkansız görünüyordu. bu sebeple maedhros ondan kendisini okuyla vurması ve çektiği işkenceye son vermesi için yalvarmıştı. fakat kartalların kralı thorondor geldi ve fingon’u arkadaşının yanına taşıdı

    and blood tears i cry
    endless grief remained inside
    cut off your old friends hand
    fingon, thorondor tarafından yukarı çıkartıldığında dahi, maedhros’un elindeki kelepçeyi çıkartmanın yada keserek ayırmanın bir yolu olmadığı gördü. çünkü kelepçe çok sağlamdı. o ise arkadaşının elini bileğinden keserek onu kurtarmayı başardı.

    --------------------------------------------------------------------------------

    mirror mirror

    bu şarkı fingolfin’in oğullarından turgon’un tumladen’deki gizli vadiyi bulup muhteşem bir şehir olan gondolin’i inşa etmesine dairdir..

    far, far beyond the island
    we dwelt in shades of twilight
    through dread and weary days
    through grief and endless pain

    i lies unknown
    the land of mine
    a hidden gate
    to save us from the shadow fall
    burada bahsettiği, turgon’un ulmo rehberliğinde bulduğu tumladen, saklı vadi.

    the lord of water spoke
    in the silence
    words of wisdom
    i've seen the end of all
    be aware the storm gets closer
    ulmo, yani suyun efendisi, turgon'un rüyalarına imgelemlerle ona kurması gereken gizli sığınak hakkında mesajlar yolluyor. fırtına, yani kötülüğün zaferi yaklaşmakta diyor...

    mirror, mirror on the wall
    true hope lies beyond the coast
    you're a damned kind can't you see
    that the winds will change
    mirror, mirror on the wall
    true hope lies beyond the coast
    you're a damned kind can't you see
    that tomorrow bears insanity
    buradaki "ayna, ayna" tamamen anlamsız. hikaye olsun şarkı olsun bir alakası yok. "true hope lies beyond the coast" ise birebir ulmo'nun sözleri. o, turgon'a, saklı krallığının bir gücü olsa da bunların hiçbirinin uzun vadede işe yaramayacağını, noldor'un gerçek umutlarının denizin ötesinde valinor'da yattığını söylemişti. zira morgoth'un güçleri tüm elflerin dayanabileceğinden daha fazlaydı...

    gone is the wisdom of
    a thousand years
    a world in fire in chains and fear
    leads me to a place so far
    deep down it lies my secret vision
    i better keep it safe
    turgon gondolin'i nasıl kurduğunu anlatıyor. acılarla dolu orta dünya'dan bu gizli vadiye geçmesinden ve onu tüm orta dünya'dan saklamasından bahsediyor.

    shall i leave my friends alone
    hidden in my twilight hall
    (i) know the world is lost in fire
    sure there is no way to turn it
    back to the old day
    of bliss and cheerful laughter
    we're lost in barren lands
    caught in the running flames alone
    belki (!) bu kısım turgon'un uzun yıllar sonra dışarı çıkıp dostlarına yardım etmek ve köşklerinin güvenliğinde kalmak arasında verdiği karar hakkındadır. turgon kalmayı seçti ki bunun sebepleri şarkının sözlerinden de anlaşılabilir.

    shall we dare the dragon
    merciless he's poisoning our hearts
    our hearts
    ejderha glaurung, dev solucan, morgoth'un en kudretli yaratıklarından ve ejderhaların babası

    --------------------------------------------------------------------------------

    face the truth

    burada fingolfin’in soyundan birisi –ki birebir kendisi de olabilir- ayın ilk görünüşü ve noldor’un kaderi hakkında konuşuyor.

    --------------------------------------------------------------------------------

    noldor (dead winter reigns)

    şarkı genel olarak noldor’un kara kaderi hakkında, fakat özellikle fngolfin ve halkının, feanor gemileri yaktıktan sonra helcaraxe’den geçişinden bahsedilmiş. feanor ve oğulları, helcaraxe’nin gıcırdayan buzlarından gemisiz geçmenin imkansıza yakın olduğunu görmüşlerdi ve tüm noldor’u alacak kadar gemi de yoktu. aynı zamanda özellikle fingolfin’i takip eden noldor arasında yolculuğun ve eldarın tüm kederinin feanor kaynaklı olduğuna dair yüksek sesle homurdanmalar ve karşı çıkmalar da başlamıştı. bunun üzerine feanor ve 7 oğlu yanlarına alabildikleri en sadık noldoru toplayıp fingolfin ve grubunu arkada çaresizlikler içinde bırakarak helcaraxe’den geçmişlerdi. fingolfin’e ise bu ihanet üzerine utanç içinde valinor’a geri dönmekle helcaraxe’de yok olmak arasında seçim yapmak kalıyordu fakat o yolculuğu göze aldı ve ilk elflerin henüz yorgun olmayan dimağlarındaki kudretle çok azı da olsa bu işi başarabildiler. feanor’un ardından artık daha büyük bir istekle orta-dünya’ya vardılar ve ayı ilk defa gördüklerinde borularını üflediler…
    noldor
    blood is on your hands
    your bane's
    a tearful destiny
    burası noldor hakkında. elleri kanla kaplı çünkü onlar ilk akrabakıyımını gerçekleştirdiler, teleri’yi gemileri için katlettiler.

    we were lost
    on grinding ice
    i fear and hunger
    dead winter reigned
    in araman
    burası, fingolfin’in büyük denizin üstünden buz dağlarından yorgun argın geçerek orta dünya’ya ulaşması hakkında. araman, aman’ın kuzey bölgesidir.

    (you) can't escape
    from my damnation
    (nor) run away
    from isolation
    burası fingolfin’in kendilerini arkada bırakan feanor hakkında sarfettiği sözler. nitekim orta dünya’da feanor oğulları –neredeyse- hiçbir zaman çoğunluk tarafından lider olarak kabul edilmeyecekti. diğer noldolar onlardan hep uzak olacaktı. fakat yine de buranın mandos’un laneti hakkında olduğu konusunda şüphelerim yok değil.

    guilty spoke the one
    this deed can't be undone
    hear my words
    fear my curse
    önceki kısımla aynı olarak yorumlanabilecek olsa da, kişisel görüşüm burada geçenlerin valar’ın noldor üzerine serdiği lanet olduğu yönünde.

    i know where the stars glow
    (and the) sky's unclouded
    sweet the water runs my friend
    (but) noldor
    blood is on your hands
    tears unnumbered
    you will shet and dwell in pain
    bu, noldor’un orta-dünya macerası hakkında bir öngörü. noldor, her şeye rağmen orta dünya’ya ulaşacaktı fakat bir çok kederle sarmalanarak hayatlarını idame ettirebileceklerdi. bahsedilen kan yine teleri hakkında ve son 2 satır ileride açıklanıyor, ayrıntılanıyor.

    your homeless souls
    shall come to me
    there's no release
    slain you might be
    slain you will be
    slain you will be
    and lost
    who will not reach the
    house of spirits
    (will) grow old and weary
    buralar mandos’un lanetleyen sözleri. kitapta da birebir onun ağzından söylenmişlerdi. noldor için eru’nun iradesiyle artık orta-dünya’da hastalıktan ölüm yoktu. sadece kederden vede fiziksel yaralardan ölebilirlerdi…

    i've seen this bitter end
    as i've foreseen
    the storm and ice
    and i could see it
    (how) a million died
    and i?
    the blame's on me
    cause i was not there
    hmm.. anlamak zor fakat bunları söyleyen maedhros olmalı. çünkü feanor gemileri yakarken uzak duran ve karışmayan tek kişi maedrostu. fakat bir ihtimal maglor da olabilir. çünkü hikayenin genelinde onun ağzından anlatılıyormuş gibi bir tarz var...

    dead winter reigns
    and tomorrow's still unknown
    lies
    condemned and betrayed
    now everything is said
    see my eyes
    are full of tears
    and a cruel pride
    we've paid
    but still i can't claim
    that i'm innocent
    lost
    fingolfin’in sözlerini dinliyorsunuz. çektikleri ceza yani ödedikleri bedel helcaraxe’den geçerken yaşadıkları çileler.

    --------------------------------------------------------------------------------

    the battle of sudden flame

    şarkı beleriand savaşlarının 4.sü olan dagor bragollach üzerine. morgoth utumno’nun derinlerinde yıllar boyu sinsice sabrettikten ve hazırlandıktan sonra, elf ve insan kuşatmasını bu savaşta dağıtmıştı. thangorodrim’den aşağı büyük alev nehirleri gönderdi ve onun dehşetli canavarları, kudretli balroglar, büyük solucan glaurang ve sayısız ork orta dünya’nın konuşan halklarının tepesine bir kabus gibi çöktü. yaktılar, yıktılar ve acımazsızca katlettiler. savaş morgoth’un kesin zaferiyle sonuçlandı.
    konuşan muhtemelen finwe oğlu fingolfin, noldor’un yüce kralı; büyük yıkımı duyurup morgoth’la yüzleşmeye karar veriyor.

    --------------------------------------------------------------------------------

    time stands still (at the iron hill)

    şarkı fingolfin’in dagor bragollach’taki büyük yıkımın ardından atını angband’a sürüp morgoth'la yüzleşmesi hakkında. fingolfin angband’ın önünde morgoth’a meydan okuyarak belki de orta dünya üzerindeki en cesur işi yaparken, gözlerinin valarınkiler gibi parladığı söylenir.
    melkor meydan okumayı reddedememiş, büyük çekici grond’la fingolfin’in karşısına çıkmıştır. tüm şarkıların üzerinde destansı bir kavgadan sonra fingolfin yenilmiş fakat kılıcı ringil’in ölümcül soğuğuyla morgoth’u da 7 yerinden yaralamayı başarmıştı. neyse ki karanlık lord cesedi kurtlarına veremeden kartalların kralı thorondor ölü vücudu kapmayı başardı ve parçalanmaktan kurtardı.
    finally i've found myself
    in these lands
    horror and madness i've seen here
    for what i became a king of the lost?
    barren and lifeless the land lies
    fingolfin dagor bragollach’tan sonra morgothla yüzleşmeye karar verirken

    lord of all noldor
    a star in the night
    and a bearer of hope
    he rides into his
    glorious battle alone
    farewell to the valiant warlord
    fingolfin’in angband’a gidişi hakkında bir bölüm.

    the fate of us all
    lies deep in the dark
    when time stands still at iron hill
    demir dağlar angband’ın çevresine doğal bir koruma sağlasın diye melkor tarafından yükseltilen dağlardır. (sonraki çağlardaki cücelerin demir dağlarıyla bi alakası yok)

    i stand alone
    noone's by my side
    i'll dare you
    come out
    you coward
    now it's me or you well, clearly!
    fingolfin angband’a ulaşmış ve morgoth’a tüm hizmetkarlarının önünde meydan okuyor.

    he gleams like a star
    and the sound of his horn's
    like a raging storm
    proudly the high lord
    challenges the doom
    lord of slaves
    fingolfin’in morgoth’a meydan okuduğu zaman ki durumu

    slowly in fear
    the dark lord appears
    welcome to my lands
    you shall be damned
    morgoth elinde devasa çekici grond’la kalesinden dışarı çıkar. bu onun iki ayağı üzerinde ilk ve son defa bir düşmanla yüzleşişiydi. ve şaşırtıcı olan, morgoth bir vala olmasına rağmen fingolfin ona meydan okuduğunda karşılık vermekten korkmuştur. bunu, yaptığı kara büyülerle gücünün azalmasına; yada o müthiş anda fingolfin’den ve gözlerindeki ışıktan korkmasına bağlayabiliriz.

    the iron crowned
    is getting closer
    swings his hammer
    down on him
    like a thunderstorm
    he's crushing
    down the noldor's
    proudest king
    uzun ve zorlu bir kavganın ardından sonunda morgoth kudretli çekici grond’la fingolfin’i vurmayı başarır. öyle hayal edin ki toprağa inen her çekiç darbesi kocaman yarıklar açmıştır ve sonunda yorulan fingolfin bu yarıklardan birine takılarak kaybetmiştir.

    under my foot
    so hopeless it seems
    you've troubled my day
    now fell the pain
    morgoth fingolfin’i yere devirir ve üstüne ayağını koyar. tahmin edebileceğiniz gibi en az manwe kadar kudretli bir vala olan melkor’un dünya üzerinde aldığı şekil de fiziksel açıdan dehşet verici ve büyüktü. fakat işte tam bu anda elf kralı kılıcı ringil’i karanlık lord un bacağına saplamayı başarır ve melkor’u sonsuza dek topallamaya mecbur bırakır.

    the elvenking's broken
    he stumbles and falls
    the most proud and most vailant
    his spirit survives
    praise our king
    sonunda fingolfin öldü. fakat orklar bu zaferler sevinemediler ve elfler bu savaş üzerine hiç şarkı yazmadılar. çünkü morgoth kalıcı bir şekilde yaralanmıştı ve bu savaşın kudreti ve kederi elf şarkılarına dahi sığmayacak kadar yüceydi…

    --------------------------------------------------------------------------------

    the dark elf

    bahsedilen kişi eöl. fakat orta dünya’nın karanlık elflerini başka diyarlarla karıştırmamak lazım. zira tolkien’in dünyasında bu sözcük daha çok ağaçların ışığını hiç görememiş elfler için kullanılır ki onlar kesinlikle kötücül değillerdir. ama eöl’ü, yüreğindeki soğukluk ve düşüncelerindeki zalimlikle bir istisna sayabiliriz sanırım…
    eöl, saklı şehir yani gondolin’den turgon’un kardeşi aredhel’i kendine eş olarak almış ve ikisi maeglin adlı bir çocuk doğurmuşlardır. maeglin daha sonra gondolin’e gidecek, orda güç kazanacak ve hatta oraya ihanet edecekti…
    --------------------------------------------------------------------------------

    thorn

    bu şarkı muhtemelen maeglin ve onun bir hain haline gelmesi hakkında. fakat sözler çok belirsiz ve emin olmak güç. hikayenin gidişatıyla çıkardığım bu fikrin doğruluğunu garanti edemem…
    a black swan
    is born in that night
    the misty pond
    (has) got a new king
    got a new king
    so what can we do
    with our lifes
    when it all begins
    it's hard and
    it's cruel
    will grace die in pain?
    will light ever rise again?
    genel olarak burası maeglin’in doğuşu hakkında olabilir. çünkü o doğana kadar gondolin tahtının varisi yoktu ve turgon’un eşi helcaraxe’de hayatını kaybetmişti. kral hakkındaki sözleri buna bağlayabiliriz..

    i'm trapped in darkness
    still i reach out for the stars
    i'm moving in silence
    i leave it all far behind
    maeglin, babasının yurdu olan ormanları gondolin’e gitmek için gizlice terk etmişti. çünkü o her şeye rağmen annesini daha çok sevmişti ve gondolin’in varissiz olduğunu biliyordu.
    fakat bir ihtimal bu maeglin’in, gondolinden, turgon’n izni olmadan ayrılışlarından da olabilir…

    let us march on
    to the fields of sacrifice
    (i'm) wondering why
    i'll carry on
    will i betray myself
    to rise
    in the silence
    it's time to explain
    (and) search for truth in lies
    useful lies
    needless love's damned
    benim tahminim bu satırlar maeglin’in iç dünyasında yaşadığı savaşları içeriyor. maeglin turgon’un kızı idril’e aşık olmuştu ve idril ise onun aşkına karşılık vermiyordu. bu aşk zamanla kalbinin derinliklerinde bir kıskançlığın ve kötülüğün peydah olmasını sağlamıştı.
    morgoth ise onu esir aldığında kendi emri altında gondolin’in kralı olmayı ve daha da önemlisi idril’e sahip olmayı vaat etmişti. bu vaatlere hastalıklı aşkının büyüklüğü sebebiyle kanan maeglin, orta dünyanın en keder verici hadiselerinden birinin yaşanmasına önayak olmuş, morgoth’a gondolin’in yerini söylemekle kalmamış, düşman kuvvetlerine içeriden yardım etmek üzere yeniden şehre dönmüştü.

    come and follow me
    and you will see
    how it will be
    when all the pain is gone away
    burası morgoth’un maeglin’in aklını çelmek amacıyla konuşmaları.

    let us march on
    though there's no hope at our side
    let us be brave
    though by glory we are denied
    but don't you think
    it's time for us
    to bring to an end
    come play the song of death
    the wisdom in us both
    will make it
    special guaranteed
    play the song of death
    tekrar maeglin’in içindeki kavga. morgoth bazı bölümlerde onla konuşuyor ve ikna etmeye çalışıyor yapacağı hainliğe.

    i'm lost in the depth of this eyes
    i can't flee
    inner pain caused insanity
    it's deep within
    the fear and the hunger
    enslaved and denied
    by my love and my enemies
    i'm the illgotten son
    maeglin işkenceye ve iknaya daha fazla dayanamayıp ihanete karar verdiğinde
    --------------------------------------------------------------------------------

    the eldar

    bu şarkı finarfin oğlu finrod hakkında. o ki, nargothrond’u kurmuş ve felagund olarak anılmaya başlamıştı, o ki insanların babalarıyla ilk karşılaşan elfti… beren’in babası barahir tarafından ölümden kurtarılmış ve ona olan borcunu beren için minas tirith’te (buradaki minas tirith’in gelecek çağlardaki minas tirith’le bir alakası yok) sauron’un kurtlarından biriyle boğuşup ölerek ödemiştir. duygusal bir şarkı…
    i've seen the moon
    and the first sunrise
    i'll leave it to the memories
    and kiss the wind goodbye
    finrod ölmek üzere. ayı ve güneşin ilk doğuşunu hatırlıyor…

    i've tasted poison
    when i drank the wine of fate
    but fear was in my heart
    i realized too late
    the house of spirits' call
    bu hüzünlü kısımda finrod, morgoth’un tacından bir silmaril almak istemekle çok büyük bir şeye niyetlendiğini anladığını söylüyor. (zira yolculuğun amacı oydu…)

    --------------------------------------------------------------------------------

    nom the wise

    burada beren, kendisi için ölen arkadaşı finrod’un yasını tutuyor. finrod ki insanların çok yakın dostuydu ve insanlar onu kendi dillerinde bilge anlamına gelen “nom” kelimesiyle çağırırlardı.
    --------------------------------------------------------------------------------

    when sorrow sang

    bu hikaye beren ve lûthien’in öyküsüne dair. beraber olabilmeleri için beren’in morgoth’un tacından bir silmarili luthien’in babası kral thingol’e getirmesi lazımdı. thingol beren’den böyle imkansıza yakın bir şey istemişti çünkü kızını bir insana vermek istemiyordu ve bu yolla beren’den kurtulabileceğini umuyordu. fakat onlar (ki luthien’de berenle birlikte gitti) sonunda bu akıl almaz görevi başarıyla tamamlayabildiler. ne yazık ki, beren, bu olayın ardından morgoth’un en büyük kurdu carcaroth tarafından öldürüldü… şarkı beren’in ölümü ve hayata tekrar nasıl döndüğü hakkında. karanlık zamanların nadir aydınlıklarından biri…
    so let me out of it
    out of the cold
    to bring back light and hope for all
    and so if i could get you in
    just for a little while
    into my songs of sorrow
    you might understand
    where am i now
    beyond the dawn
    (where) hope's turned to dust
    at all
    immortal love's
    fooled by the hands of doom
    that love means death
    i realized too soon
    beren, ölü olduğunu anlıyor..

    caught in the afterlife
    i've gone too far
    when sorrow sang softly and sweet
    the air was filled with tears
    full of sadness and grief
    when sorrow sang softly and sweet
    beren öldüğünde ve “öbür dünyada yakalandığında” sevgilisi luthien hala gerçek dünyada yaşamaktaydı.

    i feel like screaming
    but i can't breath in
    shall i wane right now
    i will not leave this
    world of living
    till she has said
    goodbye
    orta dünya’da insanlar öldüklerinde bilinmeyen apayrı bir dünyaya giderler (fakat mesela elfler gitmez, kalırlar) bu yüzden beren ölmüş olsa da hala orta dünya’da kalabilir ve sevgilisini bekleyebilir. beklemek istiyor çünkü ölmeden önce bu konuda luthien’e söz vermişti.

    out in the cold
    i still wait for her call
    and her last kiss
    it shall be release
    i can't forget her
    her face will not leave
    from the depth of my soul
    i long for her
    beren büyük dış deniz’in kıyılarında luthien’le vedalaşmak için bekliyor..

    so i heard all about it
    her voice's so clear
    she's woven both themes in there
    moved me to tears
    the world shall hear this sad song
    song of sorrow song of grief
    can't change the way of his kind
    can't change the way of her kind
    şarkının bu kısmı mandos’un ağzından yazılmış. luthien onun saraylarına gelmiş ve dünya üzerinde bir daha hiç görülüp duyulamayacak, keder ve elemle yoğrulmuş bir şarkı söyledi. öyle bir şarkıydı ki, içinde hem insan hem elf temalarını barındırıyordu. öyle bir şarkıydı ki, dinleyenler vala da olsalar yüreklerinin yumuşamaması imkansızdı. ve sonunda manwe luthien’e seçme hakkı tanıdı. ya insanlar gibi bir ölümlü olacak ve beren’le beraber orta dünya’ya dönecek; yada ölümsüz bir elf olarak kutlu diyar’da acıdan ve kederden uzak sonsuza kadar mutluluk içinde yaşayacaktı. luthien ilkini seçti.

    --------------------------------------------------------------------------------

    out on the water

    o zamandan beridir beren ve luthien orta-dünya’da küçük bir adada yaşadılar. bu ada onlara binaen “yaşayan ölüler adası” olarak adlandırılmıştı.
    --------------------------------------------------------------------------------

    the steadfast

    burada, morgoth tüm insanlar arasındaki en büyük savaşçıyla, hurin’le konuşuyor. o ki sadık hurin olarak anılırdı. morgoth ona 5. büyük savaştan sonraki mutlak zaferini anlatıyor.
    --------------------------------------------------------------------------------

    a dark passage

    bu şarkı beşinci savaş, nirnaeth arnoediad (sayısız gözyaşı savaşı) hakkında. bu savaşta morgoth elflere karşı kesin bir galibiyet elde etmişti. karanlık lord bu zaferi ulfang’ın halkının savaş esnasında elflere ihanet etmesini sağlayıp kendi saflarına katmasıyla başarmıştı. bu şarkı savaştan ve kötülüğün zaferinden sonra geçiyor.

    i feel cold
    facing the darkness
    the light's gone away
    deep in his castle he said
    all land'll be mine
    there's one thing for sure
    the triumph of shadow is near
    deep in his castle they sang
    we shall not rest
    until all will be thyne
    bu kısımda morgoth ve köleleri zaferin sevincini yaşıyorlar.

    smashed down the light
    i will not rest till i'm king
    valinor's empty now
    allied the elves and men
    they shall be damned
    morgoth’un sözleri…

    just wondering how
    in the darkness
    they found their way
    to the right place
    children of the sun
    second kindred
    we call their race
    treat them kindly
    born in the east
    (are the) nightfearer
    they moved westwards
    towards the sunshine
    (they are) morning breath like
    short's their life
    (like) dawn passes by
    when the day comes
    burada insanların doğudan gelmesi hakkında bir anlatım var. şarkıda bahsediliyor çünkü morgoth’un zaferinde elflere ve ışığa ihanet eden insanların payı büyük olmuştu.

    the field was lost
    (and) hope had passed away
    the sun went down
    beyond the sea
    dark was the hour
    but day shall come again
    burada elf ve insan müttefiklerin gözünden savaşın sonucu anlatılıyor. buradaki gün yeniden gelecek sözünü hurin ışığın güçleri arasında savaş alanında kalan son kişiyken, her baltasını savuruşunda söylüyordu. “aure entuluva” diye bağırdığı söylenir şarkılarda…

    clean my wounds
    wash away all fear
    let courage be mine noone hears me crying
    burada bu kelimeleri sarfeden muhtemelen hurin’dir. morgoth onu savaştan sonra yakalamıştı.

    sit down on your chair
    and look out for your kin
    with my eyes you'll see
    and with my ears you'll hear
    you troubled my day
    and you've questioned my strength
    (but) don't mess
    with the master of fate
    morgoth hurin’i yakaladığında (ki bu, hurin onlarca orku çevresine yığdıktan sonra olmuştu) onu thangorodrim’in tepesinde bir tahta yerleştirdi ve ailesinin üzerine bir lanet saldı. öyle ki, ailesinden hiç kimse bir daha mutluluk yüzü görmeyecekti. ve hurin ise bunları sadece izleyip öğrenebilecek, evlatları ve karısı acı içindeyken hiçbir şey yapamayacaktı.
    --------------------------------------------------------------------------------

    final chapter (thus ends...)

    [narrator:]
    thus ends the fifth battle
    by the treachery of men the field is lost
    the night falls and great is the triumph of evil
    the league is broken
    the last vestige of hope lives in the hidden king
    only he troubles the dark one's mind
    only he could bring ruin to the black foe
    though the land lies down in agony and the curse lives on
    a new star shall arise
    and a new day shall come, again

    bu hikayenin sonunu anlatan bir anlatıcı…

    böylece beşinci savaş sona erer
    insanların ihanetiyle (savaş) alan(ı) kaybedilir. (elbette nirnaeth arnoediad’da ki ulfang soyunun ihanetini kastediyor)

    gece sona erer ve kötülüğün zaferi büyüktür.
    birlik yok olmuştur.
    son ümit ışığı gizli kralda yaşar (turgon ve onun gizli krallığı)
    yalnızca o karanlık olanın zihnini bulandırır
    yalnızca o kara düşmana yıkım getirebilirdi.
    topraklar acı içinde uzansa ve lanet devam etse de
    yeni bir yıldız yükselecek
    ve yeni bir gün gelecek.. tekrar..

    yeni bir yıldızla kastedilen turgon kızı idril’le huor oğlu tuor’un oğulları earendil’dir. o ki kutlu diyar’a ulaşmayı başarmış ve valar’dan yardım istemişti. ve o ki ilerleyen dönemde bir silmarille uçan bir gemide gökte süzülmeye başlamış ve orta dünya'dan bakanlar için bir yıldız görüntüsünü almıştı.
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap