234 entry daha
  • olay hakkında yazılacak o kadar çok şey var ki.

    arkadaşın biri kuyunun fotoğrafını da koymuş, tekrar bulup bakmaya ve buraya eklemeye gücüm yetmedi.

    insan kafasında canlandırıyor ama yine de belki o kadar da değildir diyor.

    bir çocuğun bile zor girebileceği genişlikte bir kuyu ve metrelerce derinlikte.

    ben ayaklarım dışarıda, mr cihazının içine girince bile delirecek gibi oluyorum.

    hastane hastane açık mr cihazınız var mı diye telefon ediyorum.

    boğularak öleyim, yanarak öleyim, trafik kazasında öleyim tamam derim ama öyle bir kuyunun içine düşüp ölme fikri zihnimde canlandıkça elim ayağım titriyor.

    olabilecek en korkunç şekilde ölmüş baba ve oğlu.

    bunu söylemek çok sert biliyorum ama umarım düşer düşmez ölmüşlerdir.

    bir diğer konu ise kurtarmanın on saat sürmesi mesela.

    adamlar iş makinesiyle kazarak kuyuyu genişletmeye çalışıyorlar.

    yani bu resmen artık kurtaramayacağımız belli ama en azından bir şeyler yapmış gibi gözükelim demek.

    yıllar önce ben de bir yangın başlama ihtimaliyle itfaiyeyi aramıştım.

    o gün nasılsa bugün de her şey aynı.

    bizim kurtarma ekiplerimizin ve özellikle iftaiye çalışanlarımızın yetersizliklerini görseniz inanamazsınız.

    işini düzgün yapan ekipler de vardır ama mesela bu kuyu olayında;

    itfaiyecilerden birini sağlam bir şekilde bağlayıp, gerekli kazı aletlerini, oksijen desteğini ve ışık ekipmanlarını da verip onu aşağıya sarkıtacak bir düzenek yok mu bizim itfaiyemizde?

    vardı da kullanılmadı mı?

    kullanacak kişi, silahlı çatışmayı ayırmaya gitmeyen polislerimiz gibi, o kuyuya girmeye mi korktu mesela?

    işte bu tarz asla cevaplanamayacak sorular geliyor insanın aklına.

    resmen içimi boşaltma yazısı oldu, günlüğüme yazarmış gibi yazdım ama sabahtan beri bu olayın etkisindeyim.

    acılı anneye sabırlar diliyorum.

    umarım hayatının geri kalanında bu olayı unutup, mutlu olmayı başarır.
62 entry daha
hesabın var mı? giriş yap