9 entry daha
  • birkaç gün önce burgazada'ya kafa dinlemek için gittim. sait faik müzesinden çıkarken
    -yaşına hürmeten- 52 yaşında bir kadın ve bir adamla tanıştım. arkadaşlarmış ve ilk defa buluşmuşlar. benden fotoğraflarını çekmemi istedi, nezaketle kabul ettim.
    sonrasında sözel taciz ve zorbalık başladı. öncellikle "her şey güzel olacak değil mi?" dedi. ben de memnuniyetle elbette, vatanımız için her şeyin en güzeli olsun dedim. başörtülü birisi olduğumdan dolayı benim fikrimi değiştirmek için türlü şeyler söyledi. yine nezaketle karşıladım ve sonrasında ayrıldık.
    adanın sahilinde bir daha karşılaşmayalım mı? birlikte yürümek istediler kabul ettim.
    bana sürekli "martılar kadar hür olmak istiyorsan chp'ye oy vermelisin" sözleriyle değişik bir baskı kurmaya çalıştı. sonuç olarak kim kime istiyorsa ona oy verebilir, hakaret unsurları olmadıkça da belli bir noktada tartışabilir. bu kadının yaptığı şey tasvip etmediği davranışı kendisinin yapmasıydı. benim beynim yıkanmıştı, hiçbir şeyden haberim yoktu ve güya benim fikirlerimi o an içinde değiştirecekti. hatta bana şöyle bir cümle kurdu" sen liberal ve açık bir kadın olmuş olsaydın sırtında çanta, kollarınla dövme dünyayı gezederdin." dedi. sırtımda bilgisayar çantasıyla o bu cümleyi kuran beynine güldüm. ee ben şu anda da böyle gezebiliyorum?
    benimle fotoğraf çektirmek istediler, çekildik. sürekli hür olmaktan bahsediyordu ama kendisi bir bireyi aşağılayarak ve baskı kurarak yanında tutmaya çalışıyordu.
    fotoğrafları göndermesi için birbirimize numaramızı vermiştik. seçim sabahı yani bu sabah 06.00 da düşüncemin değişmesi için upuzun bir mesaj yazmış. gizliliğe aykırı olduğu için paylaşmıyorum yoksa böyle bir insanı cümle aleme rezil etmek isterdim. yaptığı sözel taciz ve zorbalık karşısında yine insan gibi davrandım. bu arada yanındaki beyefendi ınstagram'dan beni bulmuş, "kusura bakma ben de ilk defa buluştum, çok iyi dayandın o terbiyesiz bir kadın. onun adına özür dilerim." dedi. :)

    kişisel hak ve özgürlüğe bağlı salt kılık-kıyafet üzerinden o yaftaladığınız, iğrenç, gerici bulduğunuz ve üstüne üstlük buna da "türban mağduriyeti" demenizi asla kabul etmiyorum. öncellikle haddinizi bileceksiniz, kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız o şekilde davranacaksınız. o siyasi gördüğünüz başörtü bir insanın temel hakkı, siz nasıl dışarıda gezmek istiyorsanız bu etek ,elbise, şort vs olabilir; başörtü de aynı şekilde bizim hakkımız. onun için dışarıda gördüğünde kıyafetine bakarak puan vermeyeceksin, rengine biçimine eleştiri yapmayacaksın. senin böyle bir hakkın yok. benim de bunu yapmaya hakkım yok.

    hayatımın belli ve uzun bir döneminde kadının hayatını en zor yaşayacağı cemaatlerin içinde bulundum. hakkımı savunmak için neler yaptığımı tahmin edemezsiniz. eğer kadın hak ve hürriyetlerinden bahsetmek istiyorsanız benimle iletişime geçin sizi asıl yerine yönlendireyim.
    ve son olarak; liberal demokrat ortamda kadın haklarından bahsedip üstüne üstlük devrim yaptığınızı zannediyorsunuz bir de buna "başörtüsü mağdurları" adını veriyorsunuz, siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. tek yaptığınız şey ayrımcılık. onun için boş konuşacağınıza salt kadın haklarını savunun. doğru olan bu.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap