79 entry daha
  • --- dikkat, ekşi macera kabus'un bir bölümüdür! şayet buraya bir "bkz" vasıtasıyla gelmediyseniz lütfen (bkz: #17201743) ---

    pencereme vuran yağmur damlalarının çıkardığı sesleri duyuyorum. çoktan uyanmış olmam gerektiği halde gözlerimi açmadan yarı uyku halinde kalmaya devam etmek hoşuma gidiyor. bu pazar günü oldukça sıkıcı geçecek buna şüphe yok. öyleyse uyanmanın manası ne diyerek rüyamda kendimce felsefi monologlar kuruyorum.
    o esnada birden önümde bir masa beliriyor. üzerinde bilgisayarım. bulunduğum yer oldukça aydınlık ama ne hikmetse bilgisayarın olduğu yer ürkütücü bir karanlığa bürünmüş. yaklaşıyorum merakla. karanlık kömür renginden beter hale geliyor, zifiri resmen. yukarı baktığımda bunların kara bulutlar olduğunu görüyorum. geldiğim yöne bakıyorum, artık orası da aydınlık görünmüyor.
    korkuyor olsam da yürümeye devam ediyorum. bilgisayar başına oturduğumda ekranda ekşi sözlüğün açık olduğunu görüyorum. can sıkıntım gider gibi oluyor, elim gayri ihtiyari fareyi arıyor, masada yok?! klavyeye bakınıyorum, ondan da eser yok. sayfa kendi kendine yenilenip duruyor ama ben hiçbir şey yapamıyorum. belki de monitör dokunmatiktir diyerek onu elliyorum, hiçbir şey olmuyor. o esnada kara bulutların etrafımı sarmaya başladığını fark ediyorum ama yerimden kalkmıyorum. inatla bir şeyler yapabilmek için uğraşı veriyorum. belki bir yardım çağrısı gönderebilirim sözlük üzerinden diye bile düşünüyorum. etrafım tamamen sarılıp, boğulmaya başladığımda bir ıslaklık hissediyorum işaret parmağımın üzerinde. çok geçmeden kara haber gibi ulaşıyor ıslaklığın nedeni beynime… parmağım erimeye başlıyor, bulutlardan düşen damlalar arttıkça ellerim, kollarım delik deşiyor oluyor. saklanmak için masanın altına girmeyi düşünüyorum, bakıyorum masanın altı tamamen kapatılmış. etrafı görmeye çalışıyorum ama nafile, “koş” diyor mantığım, kalbim “bunlar da geçecek bir gün diyor”. yukarıdan bir çığlık kopuyor, korku ve merakla yukarı bakıyorum. masanın üstüne düşen siyah saçlı kadın bedenini gördüğümde korkuyla yerimden zıplıyorum!
    mantığım merakımı tuş etmiş olsa gerek. korkuyla, endişeyle ve heyecanla yataktan zıplıyorum. şöyle bir etrafıma bakıyorum. duvardaki küçük emrah posteri aynen bıraktığım gibi duruyor, mustafa sandal’a herhangi bir zeval gelmemiş.
    enteresan bir biçimde yüzümü yıkayıp uyanmaktan çok gördüklerimi unutmadan sözlüğe yazmayı düşünüyorum. nefesim düzelene kadar yatakta oturur vaziyette bekliyorum. bir süre sonra normale dönüyorum.
    yatağın karşısında bulunan plastik mutfak masası üzerindeki bilgisayarıma yöneliyorum. gece bazı filmlerin dvdrip’lerinin torrentini eklediğimden bilgisayarım açık. crt monitörümün üzerinde yanıp sönen yeşil düğmesine tıklamam kâfi geliyor. önce güp, arkasından çıt sesi çıkartarak açılan ekranda mozilla firefox içinde açık ekşi sözlük karşılıyor beni. çok pis teması çok temiz görünüyor bugün bir kez daha gözüme. önce bugüne tıklıyorum, şöyle bir bakınıyorum ama enteresan bir şey çarpmıyor gözüme. sonra kolay açılsın diye içinde bir entry olan herhangi bir başlığa tıklıyorum. sayfa yenileniyor, o anda sağ taraftaki turuncu mesaj lambasının yandığını fark ediyorum...

    · boşver mesajı, rüyayı unutmadan kayda almam gerek/(bkz: #17201814)
    · merakla mesaj kutusuna tıklarım/(bkz: #17201820)
349 entry daha
hesabın var mı? giriş yap