14 entry daha
  • izleyicisine iyi vakit geçirten film.her şeyden önce mel gibson'u tekrar oyuncu olarak görmek beni fena halde memnun etti.yaşlanmış,olgunlaşmış ve rolünün hakkını veriyor.filmin başında dedektif craven'in (gibson) kızından başka kaybedecek bir şeyi olmadığını anlıyoruz zaten.kariyer hedefleri tükenmiş,emekliliğini bekleyen sıradan bir cinayet masası dedektifi.kızının öldürülmesi üzerine craven "kaybedecek hiç birşeyi olmayan adam" moduna giriyor.fevkalade klişe ama taken'dan beri bu klişeyi bu kadar iyi işleyen film çıkmamıştı sanırım.film bitene kadar gayet tempolu ve yerinde adımlarla sizi finale sürüklüyor.olayların üzerinde fazla düşünmenize gerek yok...craven'ın soruşturması izleyicinin rahatça anlayabilmesi için oldukça basite indirgenmiş şekilde işleniyor.craven pek çok karmaşayı kafasında çözüyor.olay kısaca şöyle özetlenebilir.

    --- spoiler ---

    hükümet için nükleer araştırma ve geliştirme işleri yürüten bir anonim şirketin massachusetts tesislerine bir sızma olur.aktivist bir grubun içerdeki bir stajyer mühendisin yardımıyla denediği eylem girişimi aktivistlerin radyasyona maruz bırakılarak nehirde öldürülmeleri ile son bulur.özel güvenlik birimi ile olayı soruşturan nükleer şirket içerden dışarı bilgi sızdıran ve aktivistleri tesislere sokan mühendisi talyum ile zehirler.işte bu mühendis dedektif craven'in kızıdır.

    craven olayı derinlemesine soruşturur.öte yandan dışarı sızan bilgileri engellemek için federal hükümette devreye girer ve bu tarz skandalları örtbas etmekte usta bir isim olan yüzbaşı jedburgh'u görevlendir.ince bir hastalık nedeniyle hayatının son demini yaşayan,hiç bir zaman evlat sahibi olamayan ve bu işlerden sıkılan jedburgh,craven'a biraz da acıyarak soruşturmasına devam etmesine izin verir.olayın içine birleşik devletleri senatörü de dahil olur zira nükleer şirket seçim kampanyasına büyük destek vermiştir.ne olursa olsun craven engelleri aşar,soruşturmasını yürütür,kızının katilini bulur ve cezalarını verir.kendisi de bu sırada kızını zehirleyen maddeye maruz kaldığından son nefesini kötü adamları temizledikten sonra verir.kızının kendisine bıraktığı ve skandalı ortaya çıkaracak cd'leri fox news'e emanet ederek.bu sırada jedburgh'da bu işe karışan üst düzey hükümet yetkililerini ve senatörü temizler,ancak acıma duygusuna yenik düştüğü anda bir polis tarafından vurulur.

    --- spoiler ---

    olaylar gayet basit ve tahmin edilebilir şekilde ilerliyor.senaryo genel olarak tatmin edici ve ufak tefek şaşırtmacalar içererek tek düzeliği engelliyor.filmdeki mekanlar yine bostonda geçen the departed filminden oldukça tanıdık.oyunculukların vasatın üstünde olduğunu söylemek mümkün.özellikle jedburgh ve craven rolleri ustaca kotarılmış.şirket ceo'sunun george w. bush,dick cheney gibi isimlerle olan fotoğrafları ve craven'ın fox news muhabirine yaptığı gönderme pek hoş.bu filmde sinema tarihinin en iyi araba kapısı uçurma sahnelerinden biri de yer almakta.

    craven'ın senatöre verdiği ayar ise unutulmaz olan cinsten.

    --- spoiler ---

    mr.senator, you had better decide whether you're hangin' on the cross... or bangin' in the nails.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak edge of darkness'ın iyi vakit geçirtecek ve özellikle sonlara doğru tempoyu iyice artıran bir film olduğunu söyleyebilirim.kaybecek hiç bir şeyi olmayan polis yada emekli casus babalar çok hoşuma gittiğimden midir nedir,bu filmide taken kadar sevdim.craven'ın silah çektiği sahneler pek iyi kotarılmış.silahın kabzası ile araba camını kırması ve ceo'nun şoförünü mal etmesi,finaldeki headshotlar fevkaladenin fevkindeydi.

    izleyene fazla bir şey kazandırmayacak,belki iki saat kaybettirecek bir film edge of darkness.ama bu iki saati gayet yüksek tempoda,tek evladını kaybetmiş bir babanın intikam hırsıyla ve gayet iyi kotarılmış bir soruşturma/aksiyon ile kaybedeceksek,ben varım.

    --- spoiler ---

    craven güçlü bir adam.ağlamamak için çok direndi kızının ölümünden sonra.yakalanan sahte katile inanmadı,meslektaşı tarafından satılmasına rağmen yılmadı ve soruşturmasına devam etti.ara ara kızını gördüğü ve onla konuştuğu sahnelere gerek var mıydı bilmiyorum.belki onlar olmadan film daha iyi olabilirdi,ama kesinlikle daha az duygusal olurdu.

    öte yandan olayı kapatmak için virginia'dan gelen jedburgh'da ilginç bir karakter.craven'ı öldürmemesi,onun her adımını takip etmesi fakat müdahale etmemesi.ve craven'da asla sahip olamadığı "babalık" duygusunun asaletini görmesi belki de onu yumuşattı. yumuşadığı anda mesleğinde eskisi kadar iyi olamayan her polis,asker vs. gibi o da bu tavır değişikliğinin bedelini ağır ödedi.

    --- spoiler ---
37 entry daha
hesabın var mı? giriş yap