27 entry daha
  • tam da "4 mü? suyunu çıkardılar, işi ticarete döktüler." derken şaşırtmış, beklenenden iyi olmuş filmdir.
    korku filmi takipçisi değilim ben aslında, ortaokul yıllarında "arkadaşlar arasında karizma sahibi olmak için korku filmi izleyen" insanlar vardı ya, ben onlardan biriydim işte. (gerçi o zamanlar sevdiğimi sanıyordum ama neyse.) çığlık da çocukluğumun efsane filmlerinden biriydi dolayısıyla. pokemonlar falan gibi bir şeydi benim için.4. filme sırf o günlerin hatrına gittim, beklentilerimi pek yüksek tutmadım, belki de o yüzden beğenmişimdir bu kadar. bu film kendisi başta olmak üzere tüm korku klişeleriyle bir güzel dalgasını geçiyor. "kesin şimdi şu ölecek, az sonra telefon çalacak, katil bu çıkacak" diye bilmiş bilmiş konuşup filmi küçümsemek amacıyla izleyen tiplerin çenesini daha ilk dakikalardan itibaren kapatmayı başarıyor. daha da detaya in derseniz:

    --- spoilerın daniskası ---
    -en katil olamayacak insanın katil çıkacağını bildiğim için filmin sonlarına doğru sidney'in kuzeninden şüphelendiydim. tipini de gözüm tutmadı zaten. ayrıca o kendi kendini yaralamaya çalıştığı sahnelerde gülmekten karnım ağrıdı, cidden ölecek, tüm yaptıkları boşa gidecek sandım bir ara..
    -gale'den daha parlak bir başarı beklerdim, şerif yardımcısıyla atışmaları eğlendirse de biraz pasifti, neyse ki filmin sonunda "benim omzumdan yaralandığımı nerden biliyor" diye klişesini patlatıp kendini affettirdi. ayrıca courteney cox güzel kadın be..
    -polislerin arabadaki muhabbeti filmin en güzel sahnesiydi bence. filmlerdeki polislerin öldüğü durumlar: emekli olmadan bir önceki gün ölürsün, çaylaksan, karın hamileyse ölürsün, nöbet arkadaşın senden daha yakışıklıysa ölürsün, bruce wills değilsen ölürsün!
    -gay olduğunu iddia ederse hayatta kalacağını düşünen sinemacı çocuk da bayağı iyiydi.
    -mary mcdonnell büyük sürpriz oldu. sidney'nin kuzenin annesi kate rolünde çok az sahnesi vardı gerçi ama "kimse bana yaralarımı sormuyor." deyip yine yapacağını yaptı.* yine öldü garibim.. :(
    --- spoiler ---

    son olarak şunu demek istiyorum, size belki psikopatça gelebilir ama 90'lı yıllarda çocuk olan kuşağın büyük çoğunluğu için ghost face tanıdık, sıcacık bir yüzdür adeta, denk gelirse izlenir, sokakta görülse selam verilir. bırakın 4'ü, 5'i, 6'sı da çıksa meraktan gidilir, izlenir. yadırgamamak lazım.
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap